EGEÇEP yürütme kurulu adına konuşan eş sözcülerden Berna Babaoğlu Ulutaş ve Ali Osman Karababa basın açıklamasını yaptı. 15 Mayısta yaptıkları basın açıklamasında, Kaz Dağları’ndaki eylemcilere destek amacıyla Çanakkale’ye seyahat izni için İzmir ve Manisa Valili’ğine başvuracakları duyurusunda bulunmuştu. EGEÇEP olarak onların yanında oldukları ve kamuoyunun dikkatini salgın günlerinde gerçekleştirilen doğa talanına ve Kaz Dağları’ndaki yağmaya çekmek olduğunun da altı çizilmişti.

EGEÇEP eş sözcüleri tarafından yapılan yazılı açıklamada, direnişte bulunan doğa savunucularının para cezası dışında fiili müdahalede de bulunulduğu söylenerek, “Kanada şirketi Alamos Gold’un, Kazdağları’nı yağmalamasına engel olmak amacıyla 10 aydan fazla bir süredir Kirazlı/Balaban mevkiinde direnişte bulunan doğa savunucusu dostlarımıza, önce orayı terk etmeleri tebliğ edilmiş sonra da 57.500 TL para cezası verilmişti. Endişemiz, para cezası ile yetinilmeyip doğamızı yılmadan savunan bu arkadaşlarımıza fiili bir müdahale de yapılmasıdır.”

'EKOLOJİK YIKIMI ÖNLEMEYE'

EGEÇEP olarak Çanakkale Valiliği’ni, Kirazlı/Balaban mevkiinde direnen kişiler  için haksız yere konan “Orman Bölge Müdürlüğü’nün izni olmadan ormanlık alanlara girilmesi, konaklanması, gecelenmesi, drone uçuşu, gösteri, toplantı, program yapılması” yasağını da kaldırması davetinde bulunarak, “Balaban tepesinde direnen arkadaşlarımızı kapsamamaktadır. Çünkü onlar ormanlık alanda piknik yapmıyorlar, temiz hava almak için kamp da kurmuş değiller. Ayrıca “salgınların ekolojik yıkımlarla ilişkisinin birçok bilimsel yayınla gösterildiği” günümüz koşullarında arkadaşlarımızın, şirketin yörede gerçekleştirdiği ekolojik yıkımı önlemeye ve belgelemeye çalıştığı da unutulmamalıdır. Yapılanın, 300 gündür ormanda direnenleri bu yasak kapsamına alıp salgın bahanesiyle tasfiye etmek dışında bir anlamı yoktur.” denildi.

21 nisan tarihli basın açıklamamızdaki çağrılarımızı bir kez daha tekrarlıyoruz:

-     Madencilere değil doğaya sahip çıkılmalıdır.

-     Madenciler değil, doğayı, yaşamı savunan gençlerimiz korunmalıdır.

-     Olası doğa tahribatını belgelemek dışında amacı olmayan drone uçuşları üzerindeki yasak kaldırılmalıdır.

-     Alamos Gold’un ruhsat süresi sonlandığı halde faaliyetleri devam etmektedir. Maden, derhal kapatılmalı, doğa talanı önlenmeli ve şirketin verdiği zararlar tazmin edilmelidir. Bu duruma, yasadışı olarak göz yuman yetkililer hakkında da soruşturma başlatılmalıdır.

-     Kaz Dağları talanına karşı yürütülen nöbeti bitirme niyetiyle uygulanan tahliye kararından kesinlikle geri dönülmeli, verilen para cezası iptal edilmelidir.

İşte tüm bu nedenlerle, Kazdağları’ndaki doğa direnişçilerine destek amaçlı yaptığımız seyahat başvurularımız, ne yazık ki hem İzmir hem Manisa Vali’likleri tarafından reddedilmiştir. Tek gerekçe olarak da Covit 19 salgını gösterilmiştir.

Hem İzmir hem Manisa Vali’lerini açıklama yapmaya davet ediyoruz. Doğayı talan edenlere verilen seyahat izinleri, bizlere neden verilmemektedir?

 

Doğayı koruma mücadelesi veren yaşam savunucularına da “Anayasal” hakların kullanılabilmesi açısından seyahat izini verilmelidir.

Son olarak da 1 Haziran ve 5 Haziran günleri arasında programını daha sonra sizlerle paylaşacağımız, pandemi koşullarına uygun biçimde gerçekleştirilecek  “Dünya Çevre Günü Etkinlikleri” yapacağımızı duyurmak istiyoruz.

Editör: Haber Merkezi