Tugay Can/İz Gazete - 18 Aralık tarihinde Çeşme Ilıca Körfezi’nde  karaya oturan Lady Tuna gemisinin karaya oturmasıyla meydana gelen çevre kirliliği Türkiye Yelken Federasyonu’nun düzenlediği yelken yarışmasını iptale yeterli olmadı. 16-27 Mayıs tarihleri arasında yapılacak olan yarışlar Bilirkişi raporuna rağmen 16 Mayıs tarihinde başlatıldı.

Yüzlerce çocuk ve yetişkinin katıldığı yarışlar, milli takım seçmeleri açısından da büyük önem taşıyor. Buna rağmen, bazı veliler, sağlık riski nedeni ile çocuklarını yarışlara göndermeme kararı aldı. Bazı aileler de federasyonun tutumu hakkında hukuki mücadele başlattı. Türkiye Yelken Federasyonu Facebook üzerinden yaptığı gayrı-resmi yazı dışında sessizliğini korurken yarışlar devam etmekte.

Bilirkişi raporunda kazadan kaynaklanan kirlilikten dolayı cilde teması, yutulması ve solunulması halinde kalıcı zararlar verebilecek; hatta ölüme yol açabileceğinden bahsedilirken, yarışın başlamasına saatler kala gece yarısı TYF tarafından facebook sayfasında suyun temiz olduğuna dair rapor konularak, yarışı Ilıca Körfezi'nde yapacaklarını belirten bir yazı paylaşıldı. Fakat bu gayrı-resmi açıklama çevre halkını tatmin etmezken bilirkişi raporuyla da çelişmektedir. Bilirkişi raporunda  “Temizlik çağdaş bilginin gerektirdiği teknik yöntemlerle yapılmadığından KALICI KİRLİLİK devam edecektir. Kaybedilen ekosistem bileşenleri için fiyat belirlenemez. Giderimin masrafı ve süresinin ülkemizdeki idari işleyişle ilişkilendirdiğimizde cevaplamak çok zordur.” denildi.

Yine bilirkişi raporunda öne çıkan bir başka bir durum da T.C. Sahil Güvenlik Komutanlığı’nın Olay yeri tutanağında geminin karaya oturmasından yedi saat sonra(00:30‘da) bir sızıntı saptanarak müdahale edildiği, T.C. Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı’nın açıklamasında ise olay yerine 17:30 da gelindiği, geminin karaya oturduğu ve yakıt tanklarında sızıntı olduğu tespit ettiklerini açıklandığı iki ifade bulunup iki resmi kurumdan hangisinin ifadesi gerçeği yansıtmaktadır? diye sorulmuştur.

Editör: Haber Merkezi