EKAF Başkanı Aydın Özyar, Karadeniz Stratejik Eylem Planı'nın 31 Ekim 1996 yılında İstanbul'da kıyısı bulunan 6 ülke Çevre Bakanlığı tarafından Karadeniz'in iyileştirilmesi için imzalandığını belirterek, şöyle devam etti: "O tarihten bu yana '31 Ekim Dünya Karadeniz Günü' olarak kabul edilmiştir. Karadeniz’in kirliliğe karşı korunması sözleşmesi, uluslararası bir sözleşme olup, sözleşme uyarınca Karadeniz’in ve çevresinin korunması amaçlandığı halde, ülkemiz de dahil olmak üzere sözleşme tarafı devletler sözleşmenin amacını yerine getirmek için yeterli çabayı göstermemektedirler. Karadeniz’e gerek akarsular ve gerekse deniz nakil araçları ile her türlü atık bırakılmaktadır. Yeterli önlem alınmadığından Karadeniz çevresi alabildiğine kirlenmiş, denizde ve çevresindeki canlı yaşam büyük tehlike altına girmiştir. Bir yandan nehirlerden gelen kimyasal atıklar, diğer yandan da deniz araçlarının bıraktığı atıklar, bu araçlardan sızan petrol ve kimyasal atıklar, hatta nükleer atıklar Karadeniz’in doğal özelliğini yok etmiş, yok etmeye de devam etmektedir." 

Türk Parlamanteller Birliği İzmir Şube Başkanı Metin Öney, Karadeniz'in kirlenmesine karşı yedi yıldır feryat ettiklerini belirterek, şöyle konuştu: "31 Ekim 1996 yılında sözleşme imzalandı devletin yaptığı bir şey yok. Karadeniz'de tahribat devam ediyor. Çocukluğumuzda denizde açığa atılan beyaz taşı yüzer bulurduk şimdi kaya atsak göremeyiz. Karadenizde ormanların içinden denizden bakıldığında 7- 8 katlı apartmanlar çıkmaya başladı. HES'lerde öyle. Böyle ranta dönük işler yapılmamalı. Karadeniz Sahil Yolu yapıldıktan sonra Rize'yi sular basmaya başladı. Kıyıda kayık, motor bağlanacak yer yok . Biz, 'teknoloji olmasın' demiyoruz olsun fakat bunları yaparken doğayı tahrip etmemek lazım. Yıllardır biz söylüyoruz biz dinliyoruz." 

Açıklama ardından katılımcılar çalınan kemençe eşliğinde horon oynadı.

Editör: Haber Merkezi