Yaşanan bu durumun bölgedeki doğal yaşamı olumsuz etkileyeceğini savunan Karaburun Kent Konseyi ve çevreciler, bölgede açıklama yaparak durumu protesto etti.Parlak Mahallesi'nde bir araya gelen Karaburun Kent Konseyi üyeleri ve çevreciler, balık çiftliği istemediklerini bir kez daha açıkladı. Grup, üzerinde 'Yeter artık, Karaburun'da balık çiftliği istemiyoruz', 'Yaşam alanlarımızı savunuyoruz', 'Kıyı balıkçılığına sahip çıkıyoruz' yazılı dövizler taşıdı. Grup adına açıklama yapan Karaburun Kent Konseyi Genel Sekreteri Aykut Uçar, Parlak Mahallesi Badembükü Mevkii'nde başlayarak Karaburun yönüne doğru Mağaza Yalısı ve Akkum Yalısı'nı da içine alan deniz alanında geçen ekim ayında yeni bir faaliyete başlandığını belirtti. Alanda, şamandıralama çalışmasının ardından bölgeye 2 su ürünleri kafesi yerleştirildiğini belirten Aykut Uçar, "Karaburun Kent Konseyi ve Parlak Muhtarlığı'nın ilgili birimlere ilettiği dilekçelere ve Alo 181 hattına yaptığı ihbarlara yanıt alınamamış, herhangi bir işlem yapılmamıştır. Yine Badembükü'nde 2012 yılında kurulmak istenen balık çiftliği projesini Parlak halkı yargıya taşımış, Karaburun Kent Konseyi de İzmir Valiliği'ne açılan davaya müdahil olmuştu" dedi.

'FOK BALIKLARININ KALAN SON ÜREME ALANI'

Aykut Uçar, Karaburun Yarımadası'nın batısında, özellikle Gerence Körfezi'ni içine alan 5 ve 6 No'lu alan ile Karaburun'un merkezi ile Mordoğan Mahallesi arasını içine alan 4 No'lu alanın, 2008 yılında potansiyel balık yetiştiriciliği alanı olarak ilan edildiğini anımsatarak, "Yarımada'nın içerdiği doğal değerler, yerelin sosyo-ekonomik sürdürülebilir yaşamı ve koruma altında olup tüm dünya için vazgeçilmezlik taşıyan denizel varlıkları için, karanlık bir süreç başladı. Bölgede son dönemde başlayan balık çiftliklerinin taşınma başvuruları dikkat çekicidir. Balık çiftlikleri civarında yaşayanların şikayetlerini ve açılan davaları yıllarca görmezden gelen firmaların, aniden taşınma kararları alarak yeni yer peşine düşmeleri, bize bulundukları yerlerde yıllarca süren, yenilmeyerek dipte çözünen balık yemlerinin ve balık dışkılarının, fiziksel ortamı artık balık yetişemez duruma getirdiğini ve deniz çayırlarının tahribi sonucu sudaki oksijen oranını, yaşam değerlerinin altına indirdiğini düşündürüyor. Bilindiği gibi, yerel geçim kaynaklarından olan kıyı balıkçılığı ve dalyan balıkçılığının sürdürülebilir olması için, yavru balıkların besin kaynağı ve barınağı olan deniz çayırlarının tahribata uğramaması, yaşamsal öneme sahip" dedi.

Uçar, Yarımada kıyılarının ve bölgedeki küçük adaların, dünyanın en nadir memelileri arasında yer alan ve Türkiye'nin de imzacısı olduğu uluslararası sözleşmeler kapsamında koruma altında olan Akdeniz Foku'nun (Monachusmonachus) kalan son üreme ve yaşama alanlarından olduğuna dikkat çekti. Karaburun'un aynı zamanda Özel Çevre Koruma (ÖÇKB) bölgesi ilan edildiğini belirten Uçar, yetkilileri göreve çağırdı.

DHA

Editör: Haber Merkezi