ASYA YAŞARİKİZ / İZ GAZETE - HDP İzmir Milletvekili Murat Çepni'nin, Gaziemir’de 1940’lı yıllarda kurulan Aslan Kurşun Fabrikası sahasında 2007 yılında tespit edilen tehlikeli nükleer atıklar ile ilgili Temmuz ayında verdiği soru önergesi Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından 13 Aralık’ta yanıtlandı. Fakat Çepni’nin sorularının çoğu cevapsız kaldı.

Terk edilmiş ve çevrilen tel örgülerin parçalandığı fabrika sahası hala çocukların oyun alanı. Geçtiğimiz hafta Dokuz Eylül Üniversitesi Çevre Mühendisliği Bölümü emekli öğretim üyesi Enver Yaser Küçükgül tarafından sahada yapılan inceleme ve ölçümlerde, limit değerlerin 219 kat üzerinde radyasyon olduğu ortaya çıktı.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, sahanın Türkiye Atom Enerjisi Kurumu (TAEK)’nun sorumluluğunda olduğunu duyurmuştu fakat TAEK çalışmalarını durdurdu. 6 yıl önce tarihin en büyük çevre cezasının kesildiği tehlikeli nükleer atıklarla ilgili geçen 12 yılda, İzmir halkı nükleer atıklarla yaşamaya devam ediyor.

ŞEFFAFLIK ELEŞTİRİSİ

Konu ile ilgili görüştüğümüz Çevre Mühendisleri Odası İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Başkanı Helil İnay Kınay, merkezi ve yerel yönetim tarafından alanın rehabilitasyonunun yapılmadığına dikkat çekti. “Ülkemize girişi yasak olan ve kaçak yollarla giriş yapmış olan nükleer atıklarla ilgili sürecin sorumluları ve bu atığın nasıl ve hangi yollarla bu noktaya geldiğine ilişkin inceleme ve değerlendirmelerin yapılarak sorumluların bulunması,2007 yılından beri yasal tespitleri yapılmış olan süreçte bugüne kadar herhangi bir işlem yapılmamış olması ve çevre ve hak sağlığı ile ilgili yaratılan risklerle ilgili firma ve diğer sorumlular ile ilgili çalışmalarının ivedilikle gerçekleştirilmesi ve kamuoyunun şeffaf ve sağlıklı şekilde bilgilendirilmesi gerekirdi.” diyen Kınay, araziye giriş çıkış kontrolünün olmadığına tepki gösterdi.

Atıklarla ilgili kesilen çevre cezasının tahsil edilmediğini de söyleyen Kınay bu parayla alanın rehabilitasyonunun gerçekleştirilebileceğine dikkat çekerek “Bu kabul edilemez gerçekler yaşamlarımızın hiçe sayıldığının çok acı bir göstergesi.” dedi.

Geçen 12 yılda hiçbir temizleme çalışmasının yapılmadığına tepki gösteren Kınay, şöyle konuştu; “Bizler bu süreci ciddiyetle takip etmeye devam ediyoruz. Ancak; Kentimizin ortasında yıllardır bulunan atıklarla ilgili işlemlerin ivedilikle bilimsel ve teknik olarak uygun yöntemlerle bertaraf edilmesi gerekmektedir. Konu ile ilgili olarak hazırlanan Raporlar ve yapılan çalışmaların bilim insanları, meslek odaları, kamuoyu ile şeffaf bir şekilde paylaşılması zorunluluğu bulunmaktadır. Nükleer Santraller ile ilgili süreçleri hızlı bir şekilde işleten, nükleer santralleri mutfak tüpünden daha az tehlikeli gören, ÇED süreçlerini halkın katılımını engelleyen yönetimler; kentimizdeki atıklarla ilgili süreçteki gösterdikleri tutum Gaziemir Ülkemizde ve Kentimizde yaşamlarımızın nasıl hiçe sayıldığının önemli bir göstergesidir. Nükleer atıkların nasıl İzmir'e geldiği ve bu alanda gömüldüğü konularında ise bu güne kadar hiç bir açıklama yada işlem yapıldığı bilgisi kamuoyu ile paylaşılmamıştır. Bu noktada Ülkemizin nükleer çöplük olarak kullanılmasına izin verenler, yaşamlarımızı hiçe sayanlardır.”

'SORUMLULAR CEZALANDIRILSIN'

EGEÇEP Eş Sözcüsü Alime Yalçın Mitap ise, radyoaktif atıkların Türkiye’de ithali ve ticaretinin yasak olduğuna dikkat çekti. Atıkların yasa dışı yollarda getirildiğini iddia eden Mitap, Gaziemir’de yaşanan olayın yasadışı nükleer atık ticaretinin çarpıcı bir örneği olduğunu söyledi.

Alandaki çalışmalar hakkında bilgi veren Mitap, ABD’den nükleer fizikçi Prof. Dr. Hayrettin Kılıç, Almanya'dan Nükleer Karşıtı Hekimler Birliği'nden Dr. Angelika Claussen, Alex Rosen ve Dr. Alper Öktem ile birlikte uluslararası düzeyde ciddi bir çalışma yürütüldüğünü belirterek “bütün bu çalışmalara karşın atıkların nereden, hangi yollarla, kimler tarafından getirildiği ortaya çıkartılamadı. Alanda yaklaşık 10.125 m3 radyoaktif element ile birlikte kurşun, arsenik, çinko ve mangan gibi toksik elementler var.” dedi.

Atıklarla ilgili sorumluların cezalandırılmasını söyleyen Mitap, sözlerini şöyle sonlandırdı; “Atıkların bir an önce bölgeden uzaklaştırılması için Türkiye Atom Enerjisi Kurumu, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, İzmir Valiliği, İzmir Büyükşehir Belediyesi ve ilgili kurumların bir an önce harekete geçmesi gerek.”

SAMİMİYETSİZLİK VURGUSU

HDP Ekolojiden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı İzmir Milletvekili Murat Çepni ise, konu ile verdiği soru önergesinde sorularının cevapsız kaldığını söyleyerek hükümeti eleştirdi. “Bakanlık, kelimenin gerçek anlamıyla, ülkeyi şirket gibi yöneteceğiz diyen başkanları gibi, büyük şirketin departmanları rolündeler. Şirketlerin önündeki engelleri kaldırmak İçin çalışan bir kurumdur. Gaziemir’deki radyoaktif atıkların nereden geldiği bile belli değildir. Türkiye bir zehirli atık çöplüğü haline gelmiştir. Aynı iktidar yetmiyor nükleer santraller kurma kararını yinelemektedir. “ diyen Çepni, hükümetin Sıfır Atık Projesinin samimiyetsiz olduğunun altını çizdi. Çepni konuyla ilgili olarak şu değerlendirmeyi yaptı; “Sıfır Atık gibi projeler tamamıyla göstermeliktir. Kendine ait medya ile toz pembe bir ülke tablosu propaganda ediyor.  Türkiye İngiltere’den çöp satın alan bir ülkedir. Türkiye yılda 33 bin insanın hava kirliliğinden öldüğü bir ülkedir ve bu koşullarda kirliliğin temel nedenlerinden termik santraller halen açıktır,sayıları da çoğaltılacaktır. Gaziemir atıkları 6 yıldır yerindedir. Samimiyet bunun neresinde olabilir. Bu iktidar ve bakanlık, inşaat ve TOKİ iktidarıdır. İnsanın ve doğanın gözü dönmüşcesine talanından sömürüsünden başka bir ekonomik politikası yoktur.”

ÇED SÜRECİ

Gaziemir Aslan Avcı Döküm San. Ve Tic. A. Ş. Firmasına Ait Fabrika Sahasındaki Radyoaktivite Bulaşmış Atıklar ile Tehlikeli Atıkların Fiziksel Yöntemlerle Ayıklanması’’ Projesi ile ilgili 27.05.2014 Tarihinde ÇED Gerekli Değildir Kararının ve Mahkemenin 26.02.2015 Tarihinde verdiği kararın 1 yıl sonrasında; ÇED sürecinin başlatıldığı 31.05.2016 Tarihli Çevre Şehircilik İl Müdürlüğü Sayfasında duyurulmuştu. 10 Ağustos 2017 Tarihli Duyuru ile "Radyoaktivite Bulaşmış Atıkların Fiziksel Yöntemlerle Ayıklanması, Sahanın Temizlenmesi ve Elde Edilen Kurşunun Geri Kazanımı projesi " ÇED raporunun onaylandığı kamuoyu ile paylaşıldı. 10 Ağustos 2017 tarihinde ÇED olumlu belgesi verildiği halde Gaziemir'deki Radyoaktif bulaşıklı atıkların ayrıştırılması ve bertarafı projesi bir türlü başlamadı.

Editör: Haber Merkezi