ASYA YAŞARİKİZ / İZ GAZETE - Başbakan Binali Yıldırım'ın 35 İzmir 35 Proje içerisinde kamuoyuna duyurduğu Körfez Geçiş Projesi ile ilgili olarak TMMOB, EGEÇEP, Doğa-Der bir basın toplantısı düzenledi. İzmir Mimarlar Odası'nda yapılan toplantıda İzmirli çevreciler, STK üyeleri ve CHP İzmir Milletvekili Zeynep Altıok da yer aldı. Yapılan toplantıda dikkat çeken konu, Körfez Geçiş Projesi'ne sadece hukuki açıdan değil siyasi açıdan da karşı çıkılması gerektiği oldu.

'Özellikle İstanbul’da ranta çevrilecek alanlar azaldıkça, AKP gözünü İzmir’de ranta çevrilecek alanlara dikmiştir. Daha önce defalarca dile getirdiğimiz gibi İzmir'de son yıllarda artan nüfusla birlikte çarpık yapılaşma,  deprem ve sel gibi doğal afetlerin gerçekliği ve  riskleri, su kaynaklarının tükenmesi, hava kirliliği gibi sağlıklı ve güvenli bir çevrede yaşama hakkını birebir etkileyecek sorunlar İzmir'in kapısına dayanmışken, bunları göz ardı edip özellikle İzmir’de uygulanacak rant politikalarına yönelik  yasa ve yönetmeliklerde değişiklikler  yapılmıştır.' denilen açıklamada, TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, Ege  Çevre ve Kültür Platformu (EGEÇEP) ve Doğa Derneği ortaklaşa hazırlamış olduğu raporda  bu rant ve talan politikaları dört başlıkta sunuldu.

Bu başlıklar; 

Planla Getirilen Hukuksuzluk ve Rant 1/100000 Manisa-İzmir Çevre Düzeni Planı

Bölgemizdeki doğal sit alanları statüleri değiştirilerek bu alanların yapılaşmaya açılması hedefi

Gediz Deltası Sulak Alanlarda Yapılan Değişiklikler,

Körfez Geçişi Planı. 

İzmir Şehir Plancıları Odası'ndan Özlem Kocaer, tarım alanları, meralar, makilik ve fundalık alanlar gibi doğal alanlarımızın, üst ölçek plan kararları ile yapılaşmaya açılmasının ardında AKP’nin 2025 yılı için öngördüğü gerçekçi olmayan yüksek nüfus öngörülerinin bulunduğunu ortaya çıkardığını belirtti. 'Bu nüfus için planda önerilen yapılaşmaların yanına bir de sulak alan değişiklikleri ve doğal sitlerdeki değişiklikler ile özellikle ekolojik anlamda birçok önemli türü barındıran Çeşme yarımadası yapılaşma baskısıyla büyük bir tehdit altına girecektir' dedi.

İZMİR'DE DOĞAL SİT ALAN DEĞİŞİKLİKLERİ

Körfez Tüp Geçiş Projesi, kuzeyde yapım aşamasında olan İstanbul Otoyolu ile Çiğli’de sulak alanların ve Kuş Cennetinin olduğu bölgeden güneyde doğal sit statüsü değiştirilen İnciraltı ve Çeşme yarımadasını birbirine bağlayacak. Kocaer, 'Tüm bu ardı ardına gelen yönetmelik, sit derecelerindeki değişiklikler, üst ölçek plan kararları ve büyük ölçekli mega proje olan körfez tüp geçisi ile İzmir için gelecekte çizilen senaryonun; doğal yapısından gitgide uzaklaşan, ekolojik değerlerini kaybeden, betonlaşmaya teslim edilmiş, parça parça plan değişiklikleri ile yüksek rant artışlarının önünü açan, kıyılarını betona teslim eden rant talanı altında sağlıksız bir kent olacağı ortadadır. Bu gidişat bir an önce engellenmelidir. Yoksa Ege’nin incisi İzmir; tarihi, kültürel ve doğal hiçbir değerini geleceğe taşıyamayacaktır.' diyerek projenin ne kadar önemli olduğuna dikkat çekti. 

Doğa Der Koruma Programı Koordinatörü Levent Erkol da, yaptığı konuşmasında alanda bulunan flamingo üremesinin 10 binden 20 bine çıktığını, buraların Ramsar Sözleşmesi ile korunduğunun altını çizdi. Bölgenin uluslararası  Bern Sözleşmesine de aykırı olduğunu söyleyen Erkol, bu projenin körfezin gerdanlığı değil boyunduruğu olacağını söyledi. 

BÜYÜK BİR DEPREMDE KÖPRÜ YA YIKILIR YA DA KAYAR

EGEÇEP adına konuşan Ali Osman Karababa ise yaptığı konuşmada, projenin göz önüne alınırken fay hatlarının yeterince değerlendirilmediğine dikkat çekti. 

'Zemin etüdü 40 metre kadar yapılmış. 300-350 metre yumuşak olan alüvyon yerler var. Bu alüvyonlu yerler nedeniyle herhangi büyük bir depremde bu köprü ya yıkılır ya da kayar' diyerek projenin İzmir ve Bornova fay hatlarının dikkate alınmamasına tepki gösterdi. 

Körfezin ekosisteminin bütüncül olarak varlığını sürdürmesi gerektiğini söyleyen Karababa, Büyükşehir Belediyesi'nin bu olayın dışında kalmasına dikkat çekti. Büyükşehir İzmirliden mi yana yoksa AKP'den mi, diyen Karababa İzmirlilere büyük görev düştüğünü söyledi. 

Toplantıya katılan CHP İzmir Milletvekili Zeynep Altıok ise, İzmir'in gelişmiş modern şehrin simgesi olduğunu ve Türkiye'nin toplam vergi tahsilatının %10'undan fazlasını karşıladığını fakat belediye yardımlarından çok az  bir pay aldığına dikkat çekti. İzmir'in sistemli olarak AKP hükümeti tarafından hedef alındığını söyleyen Altıok, dünyada devlet katkısı olmaksızın büyüyen 2. şehir olduğunun altını çizdi. Kendi ürettiğimizle refah bir toplum olmak için çalıştıklarını söyleyen Altıok, bir kentin geçmişiyle geleceği olan bir yönetimden yana olduklarını söyledi. Altıok son olarak, 'birlikte yaşamak ve laik bilimsel eğitim istiyoruz. Gelişmeyi paraya, ranta bağlayan bir gelişme istemiyoruz' dedi.

Bölgede 20 yıldır kuş gözlemcisi olarak çalışan Esra Kartal ise, İzmirli yurttaşların bu konuyu sahiplenmeleri gerektiğini söyledi. 'Flamingoma dokunma' adı altında sosyal medyadan çalışmalar yaptıklarını belirten Kartal, para verip köprü yapabilirsiniz ama para verip kuşları o  bölgeye bir daha çağıramazsınız diyerek Gediz Deltası'nın önemini dile getirdi. 

RANT PLANLARINA KARŞI BİRLİK OLALIM

İzmir üzerinde planlanan rant politikalarının en önemli aracı imar planlarıdır diyen TMMOB sözcüsü Melih Yalçın, 'İmar planlarında şehircilik ilkeleri ve planlama esaslarından uzaklaşmamak gerekmektedir. Merkezi yönetimin ranta dayalı planlama anlayışının karşında duracak en büyük gücün yerel yönetimler olması gerekir. Söylendiği gibi “İzmir’in İstanbul olması” istenmiyorsa buradan başta İzmir Büyükşehir Belediyesi olmak üzere tüm İzmir halkına sesleniyoruz. Sözünü ettiğimiz talan projelerine bugün karşı çıkmazsak yarın çok geç olacak. Güzel İzmir’imizin tarihi, kültürel, doğal bütün değerleri gözümüzün önünde bir bir yok olup gidecektir. Merkezi Yönetimin İzmir’e dayattığı bu rant ve talan politikalarına karşı hukuki, siyasi tüm yolları kullanarak karşı çıkmamız gerekmektedir.' diyerek İzmirli yurttaşları rant planlarına karşı birlik olmaya çağırdı.

Editör: Haber Merkezi