Gizem TABAN/İZ GAZETE- Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İzmir İl Koordinasyon Kurulu, İzmir Tabip Odası ve İzmir Barosu, Çernobil felaketinin 35. Yıl dönümünde İzmir’in Çernobil’i olarak adlandırılan, nükleer atıkların bulunduğu Gaziemir’deki eski kurşun fabrikasının bulunduğu alanda ortak bir basın açıklaması gerçekleştirdi. Açıklamaya Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda ve bölge sakinleri de katıldı. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in yoğun programı nedeniyle programa katılamadığı belirtildi. Basın açıklamasını TMMOB Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) İzmir Şube Başkanı Helil İnay Kınay okudu. Açıklamada, Gaziemir’deki nükleer atıkların temizlenmesi noktasında merkezi hükümete çağrı yapıldı. Gaziemir Belediye Başkanı Arda da alanın önce kamulaştırılması ardından temizlenmesi gerektiğini söyledi. 
 

‘İZMİR, NÜKLEER ATIKLARLA YAŞIYOR’
26 Nisan 1986’da Kiev’e 110 kilometre uzaklıkta bulunan Çernobil Nükleer Santralinde meydana gelen kaza ve patlama sonucu yaşanan felaketin üzerinden 35 yıl geçmesine rağmen kazanın sonuçlarının günümüzde hissedildiğini söyleyen ÇMO İzmir Şube Başkanı Kınay, İzmir’in Çernobil’i olarak adlandırılan Gaziemir’deki eski kurşun fabrikasının olduğu yerdeki nükleer atıklara dikkat çekti.  Kınay, “Gaziemir’de 1940’lı yıllarda kurulan Aslan Kurşun Fabrikası sahasında 2007 yılında tespit edilen ve 2013 yılında, 8 yıl önce, 5 milyon 79 bin 900 TL ile tarihin en büyük çevre cezasının kesildiği bildirilen, 2020 yılında cezası onanan tehlikeli ve nükleer atıklar ile ilgili olarak 2021 yılına geldiğimiz 14 yıllık zaman diliminde İzmir halkı nükleer atıklarla birlikte yaşamaya devam ediyor” diye konuştu. 

 

‘ATIKLAR YERİNDE, ÇÖZÜM YOK, BİLGİLENDİRME YOK’
Gaziemir’deki nükleer atık sorunun çözüme kavuşturulması gerektiğine vurgu yapan Kınay, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ile Türkiye Enerji Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu’na seslendi. Kınay, “Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından geri dönüşüm tesisi olarak lisans almış, atıklarımızı mevzuatlarımıza uygun olarak bertaraf etmekle yükümlü olan, lisanslı ve denetimleri gerçekleştirilen bir firmanın bahçesinde bulunan atıklar hala yerinde, sorumlular yok, çözüm yok, kamuoyunu bilgilendirme yok. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı ve Türkiye Enerji Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu nerede? Nükleer santralleri mutfak tüpünden daha az tehlikeli gören, ülkemizde nükleer santralleri bir an önce gerçekleştirme yarışına giren, ÇED süreçlerini halkın katılımını engelleyen yönetimlerin; Gaziemir’de radyoaktif atıklarla ilgili tutumu ülkemizde ve kentimizde yaşamlarımızın nasıl hiçe sayıldığının önemli bir göstergesidir. Nükleer atıkların nasıl İzmir'e geldiği ve bu alanda gömüldüğü, bu konuda hangi işlemlerin yapıldığı konularında ise bugüne kadar hiçbir açıklama kamuoyu ile paylaşılmamıştır. Bu sorumluluk merkezi ve yerel idarelerin tamamına aittir. Bu örneklerin bir daha yaşanmaması adına, alanın temizlenmesi ve sorumluları ile ilgili gereğinin yapılması için tüm kararlılığımızla mücadeleye devam edeceğiz” açıklamalarında bulundu. 

 

‘14 YILDIR TEMİZLENMEDİ’
Kınay, açıklamasını şöyle sürdürdü: “Ülkemizi nükleer santral macerasına kontrolsüz bir şekilde hızlandıran yönetimler; 14 yılda İzmir Kentinin ortasında bulunan nükleer atıkların nasıl kimin tarafından geldiğini açıklamadığı gibi alanını temizlenmesine yönelik hiçbir çalışma yapamamıştır. İzmir deki nükleer atıkları 14 yıldır çözemeyen yetkililer nükleer santrallerin geri dönüşü olmayan risklerini nasıl yöneteceklerdir? Çernobil Nükleer Faciası, Fukişima felaketi ve sonrasında yaşananlar ve ortaya çıkan gerçekler ve Kentimizde Gaziemir nükleer atıklar süreci bir kez daha göstermiştir ki Nükleer Santral macerasından vazgeçilmelidir.”

 

YETKİLİLERE SORULAR
Açıklamada, merkezi hükümete sorular da yöneltildi. İşte o sorular: 
Gaziemir`de depolandığı anlaşılan radyoaktif ve zehirli maddelerin bölgeden uzaklaştırılması konusunda neler yapılmıştır? Alan ne zaman temizlenecektir?
Bölgeden uzaklaştırılacak atık miktarı nedir nerede bertaraf edilecektir?
Alanda mevcut kirlilik ve etkilerine yönelik izleme ve ölçümler düzenli olarak gerçekleştirilmekte midir?
Bölgede sağlık taraması ve izleme çalışması yapılmış mıdır?
Ülkemize girişi yasak olan nükleer atıkların bölgeye nasıl geldiği konusunda çalışmalar nelerdir?
Sürecin sorumluları hakkında yürütülen hukuki süreç ve çalışmalar nelerdir?
Firmaya kesilen Çevre Cezası ile ilgili süreç nedir?
Ülkeye girişi yasak olan atıkları, bahçesine gömen ve başka bir alanda faaliyetine devam eden firma ile ilgili yürütülen süreçler nelerdir?
İlgili Kurumların alanda yürütülecek çalışmalara ilişkin programı, takvimi ve süreci nedir?

 

‘İDARİ VE ADLİ SÜREÇLER YÜRÜTÜLSÜN’
TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, İzmir Barosu ve İzmir Tabip Odası’nın konunun takipçisi olduğunu belirten Kınay, “İlgili kurum ve kuruluşları sorularımızın cevaplanması, kamuoyunu bilgilendirme ve bu süreçte görevini ihmal eden ilgili kurum ve kuruluşlar ile ilgili gerekli idari ve adli süreçlerin yürütülmesi için gereğinin yapılması çağrımızı tekrarlıyoruz” dedi. 


 

‘DEVLET BURAYI KAMULAŞTIRMALI’
Etkinlikte açıklamalarda bulunan Gaziemir Belediye Başkanı Arda ise alanın kamulaştırılması çağrısında bulundu. Başkan Arda, “Ben bugüne kadar bu mücadele bayrağını taşıyan herkese ilçem vatandaşları adına çok teşekkür ederim. Dün burayla ilgili bir çevrimiçi toplantı yaptık. Benim hala yeni yeni öğrendiğim şeyler var. Buradaki atıkları ‘belki fabrika sahipleri bilmeden getirmiştir’ diye bir şey düşünüyordum ama dünkü toplantıda bu çürüdü. Buradaki atıkların 130 yıl daha tehlike saçacağını duyunca tüylerim diken diken oldu. Gaziemir’deki vatandaşlarımızın sağlığı benim için önemli ama bu aynı zamanda Çevre Bakanlığı için de önemli olması gerekiyor. Onların da sorumluluğunda olması gerekiyor. Ceza kesmekle buralar temizlenmiyor. Devletimiz buraları kamulaştırsın istiyorum. Burası kamulaştırılmadan bu sorunun çözüleceği yok. Herkes topu birbirine atıyor. Çevre Bakanlığı burayı kamulaştırsın ve hemen koruma altına alsın. Bilimsel yöntemlerle burasını temizlesin. Çevre Bakanlığının asli görevidir bu. Çevre Bakanlığı ağaç diken, çiçek diken bir kurum, bakanlık değildir. Çevreyi koruması gereken bir kurumdur” diye konuştu.

Editör: Haber Merkezi