ASYA YAŞARİKİZ/İZ GAZETE- Dünya Sağlık Örgütü’nün verilerine göre, dünyada her yıl 10 kişiden 9’u hava kirliliğine bağlı olarak hayatını kaybediyor. Tüm dünyada hava kirliliği her yıl 1.4 milyon kalp krizi, 2.4 milyon kalp hastalığı ve 1,8 milyon solunum yolu hastalığı ve akciğer kanserine neden oluyor.

Türkiye’de de, 2017 yılında hava kirliliği, trafik kazalarının 7 kat fazlası insanın ölümüne neden oldu.

Konda Araştırma Şirketi’nin yaptığı bir araştırmaya göre, 2018 yılında Türkiye’de en çok dert edilen çevre sorunlarının başında hava kirliliği geliyor. Araştırmaya katılan yurttaşlar, hava kirliliğinin hayatlarını etkileyen en önemli sorun olarak görüyor.

Kirli havanın içinde hem insanlar hem de diğer canlılar için zararlı istenmeyen maddeler bulunuyor. Hava kirliliği iki nedenden dolayı kaynaklanıyor. Bunlardan biri, çöl tozları ya da yanardağ patlamaları gibi doğal nedenler. Bir diğer kaynak ise insan faaliyetlerinden kaynaklanan ve gerekli önlemler alınırsa engellenebilecek olan etmenler.

Dünya Sağlık Örgütü’nün ‘görünmez katil’ olarak nitelediği hava kirliliği İzmir’in de sorunu. İzmir, Çevre Mühendisleri Odası’nın hazırladığı 2018 yılının hava kirliliği raporlarına göre, Türkiye’de havası en kirli şehirleri arasında yer alıyor. Buna göre ilk sırada İstanbul daha sonra Ankara, İzmir ve Bursa geliyor.

Çevre ve Orman Bakanlığı’nın hava kalitesinin iyileştirilmesi için hava kirliliğini ölçmek amacıyla İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne ait hava kalitesi ölçüm istasyonları Bakanlığın sistemine entegre edildi.

Sürekli İzleme Merkezi (SİM) istasyonlardaki hava kalitesini, iyi, orta, hassas, sağlıksız, kötü ve tehlikeli olarak biçimlendirilen istasyon haritasında İzmir de var. Şirinyer, Karşıyaka, Güzelyalı, Gaziemir, Çiğli, Bornova, Bayraklı, Seferihisar ve Alsancak istasyonlarının yer aldığı haritada hava kalitesini ölçecek yeterli sayıda istasyon yok.

Termik santrallerin ve ağır sanayinin yoğun olduğu Aliağa, Menemen, Yeni Foça ve Bozköy bölgelerindeki hava ölçüm istasyonlarının verileri Haziran 2016 döneminden bu yana, Hava Kalitesi İzleme İstasyonları’nın bilgilerinin paylaşıldığı siteye yüklenmiyor.

Bakanlık bünyesinde yayın yapan havaizleme.gov.tr sitesinde 2016 yılının sonundaki verilere göre 249 hava izleme istasyonu bulunmakta. Aliağa, Menemen, Yeni Foça ve Bozköy’deki istasyonlarının verileri ise üzerlerinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığı Hava Kalitesi Ölçüm İstasyonu yazmasına rağmen paylaşılmıyor.

2019 yılının Ocak ayında İzmir Tabip Odası, Aliağa, Menemen, Yeni Foça ve Bozköy’de hava kirliliği seviyesinin açıklanması için İzmir Valiliği Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü’ne bir yazı göndererek, Hava Kalitesi Ölçüm istasyonlarının verilerinin bir an önce halkın görebileceği şekilde hava kalitesi izleme ulusal ağında paylaşılmasını talep etti. Ayrıca Aliağa Çevre Platformu da verilerin sağlanması için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’na yönelik bir imza kampanyası başlattı.

KARA RAPOR

18 sivil toplum kuruluşunun bir araya gelerek oluşturduğu Temiz Hava Hakkı Platformu’nun geçtiğimiz yıl yaptığı açıklamada, Aliağa’daki hava kirliliği seviyesinin, Dünya Sağlık Örgütü’nün sınır kabul ettiği en yüksek düzeyden üç kat fazla olduğu belirtilmişti. Platformun hazırladığı Hava Kirliliği Ve Sağlık Etkileri: Kara Rapor’u gerçek bir ‘kara rapor’

Rapora göre, İzmir’deki hava kirliliği kaynaklarının başında yaklaşık 2900 adet küçüklü büyüklü sanayi tesisinin konuşlandığı Aliağa geliyor. Bu kaynaklardan çıkan ve hakim rüzgarlarla İzmir’e taşınan kirleticiler kentin hava kirliliğinin %80’inden sorumlu. Aliağa’da bulunan en önemli kirletici kaynaklar; kömürlü termik santraller, hurda metal işleyen demir-çelik fabrikaları, haddehaneler ve petrokimya tesisleri olarak belirlenmiş.

Kara Rapor’da İzmir’deki hava kirliliğinin olası kaynakları arasında; Aliağa’daki yaklaşık 2900 adet küçüklü büyüklü sanayi tesisi, Çiğli’deki Atatürk Organize Sanayi Bölgesi’nde yer alan sanayi tesisleri, Pınarbaşı ve Naldöken mahallelerinde yer alan iki çimento fabrikası, Kemalpaşa’da konuşlanan ve sayıları giderek artan sanayi tesisleri, kenti kuşatan ve sayıları giderek artan taş ocakları, plansız kentleşme ve buna bağlı olarak hava koridorlarının olmaması nedeniyle kentin hava hareketlerinden etkin yararlanmasının önlenmesi, kentin denize bakan yüzündeki bitişik nizam yüksek yapılar, sayıları giderek artan gökdelenler, hakim rüzgarların kent hava kirliliğinin seyrelmesini sağlayamaması, evsel ısınma (Özellikle kalitesiz kömür kullanılması), ulaşım ağında artan araç sayısı, ana arter sayısının azlığı nedeniyle trafiğin yavaşlaması ve hatta sabah ve akşam saatlerinde bazı semtlerde (Alsancak, Bornova, Bayraklı, Gaziemir, Güzelyalı, Şirinyer) durma noktasına gelmesi şeklinde sıralandı.

GÖRÜNMEZ KATİL

Görünmez katil olarak nitelendirilen hava kirliliği İzmir’in en önemli çevre sorunlarından biri. Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın Sürekli İzleme Merkezi verilerine göre İzmir’de hava kalitesi en kötü olan ilçe Karşıyaka ve Güzelyalı. Buca ve Seferihisar’ın kava kalitesi ise iyi olarak kabul ediliyor. Çiğli, Bayraklı, Bornova, Alsancak ve Bornova’nın havası ise orta değerlerde.

Çevre Mühendisleri Odası’nın 2018 hava kirliliği raporunda, söz konusu istasyon verileri üzerinden yapılan incelemede, istasyonların sağlaması gereken %90 oranında veri oluşturma ihtiyacının genel olarak yetersiz kaldığı açıklandı. Söz konusu istasyonlar yetersiz olduğu gibi eksik parametrelerle çalışıyor. İstasyonların sadece 200 kadarı Balanlık tarafından tarafından paylaşılıyor. 150 kadar olan ölçüm sonuçları ise Bakanlık yetkilileri dışında kimse tarafından bilinmiyor.

Örneğin Bayraklı istasyonu, uygun çalışmayan istasyonlar arasında yer alıyor. Ulusal sınır değerin aşıldığı istasyonlar arasında ise, Bornova, Gaziemir ve Çiğli yer alıyor. Karşıyaka istasyonu Çevre Mühendisleri Odası 2018 hava kirliliği raporuna göre, AB limit değerinin 35 defadan fazla aşıldığı istasyonlar arasında yer alıyor.

Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın hava kalitesi izlenmesi için kurulan istasyonların çoğunda veri alım oranının güvenli olmadığı açıklanan raporda, Türkiye’de fosil yakıtların yaygın kullanımının hala devam ettiğine dikkat çekildi.

Türkiye, Çin’den sonra dünyanın en büyük taş kömürü ithalatını yapan 7. Ülke. Ülkemiz ayrıca, Avrupa Bölgesinde sayı ve kapasite bakımından en fazla linyit ve taş kömürü yakıtlı termik santral planlayan ülke.

Editör: Haber Merkezi