ÖZER AKDEMİR - Bugün, 2 Şubat Dünya Sulak Alanlar Günü. Bizzat Orman ve Su İşleri Bakanı’nın ağzından “Son 44 yılın en kurak yılı” itirafının geldiği bir dönemde, ülkemizdeki sulak alanlar birer ikişer yok oluyor. Oysa su depoları olarak tanımlanan ve önemli bir biyoçeşitliliği barındıran sulak alanların yararları saymakla bitmiyor.  

MARMARA KADAR SULAK ALAN YOK OLDU

Ülkemizin dereleri, nehirleri, gölleri ve yer altı suları son elli yılda artan bir hızla, siyasi iktidarların uyguladığı yanlış politikalar nedeniyle talan edildi. Öyle ki kuruyan sulak alanların Marmara Denizi’nden daha büyük olduğu tahmin ediliyor. Bu, sayısız canlı türünün yaşam alanının yok olması, tarım alanlarının çoraklaşması, su krizi, iklim göçleri demek. Ülke yöneticilerinin sırtını döndüğü, görmezden geldiği bu durum konusunda bilim insanları yıllardır uyarıyor.   

SULAK ALANLARIN ÖNEMİ

Orman ve Su İşleri Bakanlığı’nın 2013’te yayınladığı “Sulak alanlar” adlı kitapta sulak alanların önemine dair bazı başlıklar şöyle sıralanmış;

Su Temini 

Sulak alanların kendileri birer su deposu olduğu gibi yine içme, kullanma ve sulama suyu olarak kullandığımız kaynakları ve yeraltı sularını da beslemektedir. Sulak alanların kurutulması ve su kaynaklarının iyi yönetilememesi ülkemizin pek çok su kaynağını yok etti. İç Anadolu’da sulak alanların kurutulması nedeniyle yeraltı suyu seviyelerinde 20 metreyi aşan düşüşler gözlemlendi.

Tuz üretimi

Akdeniz ülkelerinin neredeyse tamamı yüzyıllardır tuz ihtiyacının önemli bir bölümünü sulak alanlardan karşılıyor. 

Su Ürünleri Üretimi

Sulak alanların önemli bir bölümü, balıklar için yumurtlama, beslenme ve barınma alanlarıdır aynı zamanda. 

Tarım ve Hayvancılık

Sulak alanlar, akıntılar, taşkınlar, mevsimsel su seviye değişimleri gibi nedenlerle etraflarına zengin besin maddeleri yaydıkları için toprak verimliliğini artırırlar. 

Sazcılık

Sulak alanların karakteristik bitkisi olan saz ve kamışlar, ekolojik fonksiyonlarının yanı sıra hammadde olarak da değer taşır. 

Turizm ve Eğlence

Sulak alanlar, güzel manzarası ve barındırdığı yaban hayatı ile kuş gözleme, fotoğraf çekme, balık tutma, avcılık, yürüyüş ve su sporları için ideal ortamlardır.

SAYMAKLA BİTMİYOR

Kitapta bunların yanı sıra sulak alanların “Su rejimini düzenleme, fırtına ve sellerin etkisini azaltma, bulunduğu bölgenin iklim koşullarını düzenleme, su kalitesini iyileştirme, sediment ve besin depolama, biyolojik çeşitliliği barındırma gibi doğrudan kullanım değerlerinden çok daha önemli işlevleri vardır” denmekte. Sulak alanların sosyal ve kültürel değerleri olarak ise ulusal ve yerel seviyede dinsel, tarihsel, arkeolojik ve diğer kültürel değerlerle ilişkisi sıralanmış. Anadolu’da yaşamış birçok uygarlığın izlerinin sulak alanlar etrafında yoğunlaştığının altı çizilmiş. 

SON BİR YILDAN BİRKAÇ KAYIP

* Konya Ovasında bulunan ve “Dünyanın nazar boncuğu” denilen Meke Gölü’ne artık “Meke Çölü” deniyor. Suları kuruyan gölün tabanında biriken tuz tabakası ve kireç gölün bu adı almasına neden oldu. 

* İzmir Aliağa yakınlarındaki bir başka sulak alan olan Çaltılıdere Köyündeki 200 dönümlük bölge, İzmir İli Mahalli Sulak Alan Komisyonunun tartışmalı oturumunda oy çokluğuyla tekne, yat imalat tesisleri yapılabilmesi için sulak alan olmaktan çıkarıldı. 

* Söke-Milas karayolunun iki yanında bulunan sulak alanda yolun karşısına geçmek isteyen bir su samuru araçlar tarafından ezildi. Çünkü su samurunun yaşam alanının ortasından 30 kilometrelik bir karayolu geçirilmişti!  

Evrensel

Editör: Haber Merkezi