Gizem TABAN/İZ GAZETE- Türk Mühendis Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Çevre Mühendisleri Odası (ÇMO) İzmir Şube Başkanı Helil İnay Kınay, atık yönetimindeki sorunlara ve atık ithalatının oluşturduğu risklere ilişkin açıklamalarda bulundu. Atık yönetiminin başarılı bir şekilde yürütülememesinin çevre ve halk sağlığını tehdit ettiğini belirten Kınay, atık ithalatındaki artışla koronavirüs salgını sürecinde riskin daha da büyüdüğüne dikkat çekti. 

‘SAĞLIĞI VE YAŞAMI TEHDİT EDİYOR’
Giderek artan miktarlarda oluşan atıklar ve oluşturduğu çevre kirliliğinin, sağlığı ve yaşamı tehdit ettiğini söyleyen ÇMO İzmir Şube Başkanı Helil İnay Kınay, “Kaynak olarak değerlendirilmesi gereken atıkların kontrolsüz biçimde doğaya bırakılması, toprak, su, yeraltı suyu ve hava kirliliğine yol açmaktadır. Ülkemizde yıllardır zorunlu olan Atık Mevzuatı kapsamında atıkların kaynağında ayrı toplanması ve bertarafı sürecinde evlerimizde oluşan atıkların ayrılması noktasında yaşanan problemler, altyapı eksikliklerinin giderilmemiş olması, evsel ve endüstriyel atıkların ayrıştırılması, toplanması, geri kazanımı ve bertarafı noktasında sorumlu idarelerin gerekliliklerini yerine getirmiyor olmaları noktasında gerekli uygulama ve denetim süreçleri yürütülmediği sürece atık yönetimi ve sağlıklı bir çevrede yaşam sürecinden söz etmek maalesef mümkün değildir” diye konuştu. 

ATIK İTHALATI SORUNSALI
Ülkede, atıkların doğru toplanarak, içerisindeki plastik atıkların hammadde olarak kullanılması gerekirken, dışarıdan daha ucuza hammadde olarak atık ithalatı yapılmasının tercih edildiğini belirten Kınay, “İstatistiki çalışmalar; belediyelerde toplanan atıkların, yüzde 30’unun plastik olduğunu, Türkiye’de farklı sektörlerde toplam 8 milyon 612 bin ton plastik tüketildiğini, 1 milyon 800 bin ton plastik ambalajın piyasa sürüldüğünü ve bunun sadece 384 bin tonunun toplanmakta olduğunu belirtiyor. Kendi çöpümüzü sağlıklı toplayamıyor, bertaraf edemiyorken, Avrupa’dan ithal edilen çöpün hammadde olarak kullanılmayan bölümü de atık yükümüze ilave olarak ekleniyor. Konu ile ilgili yapılan çalışmalara göre plastik atık ithalatı, 2020 yılında 438 bin ton seviyesine ulaştı. 2020 yılında Avrupa Birliği ülkeleri ürettikleri 32,7 milyon ton atığın 13,7 milyon tonunu ülkemize gönderdi. Atık ithalatı süreci ilgili mevzuatlara göre yürütülüyor ancak bu sürecin denetimi ile ilgili yetersizlikler bulunuyor. Plastik kodu ile ithal edilen atıklara ait denetim süreçlerinin nasıl işlediği, atık olarak gelen malzemenin ne olduğu, neler içerdiği, hangi yöntemlerle nereye gittiği, nasıl kullanıldığı, tehlikelilik süreci ile ilgili verilere sahip değiliz. Gaziemir’de yıllardır kentin ortasında bekleyen ve ülkemize girişi yasak olan nükleer atıklar, Aliağa’ya sökülmek üzere gelen ve mevzuatlara göre atıklarından arındırılmış olması gerekirken, taşıdıkları asbest ve diğer atıkları ile sökülen ve söküm tamamlandıktan sonra mahkeme tarafından yürütmeyi durdurma kararı verilen gemiler, Kemalpaşa’da bir arazide gelişigüzel bulunan ithal atıklar, Adana’da yaşananlar ve son olarak Aliağa’da söküm için getirileceği ve atık miktarları ile ilgili iddialarla gündemimizde olan Sae Paulo gemisi gibi örneklere baktığımızda bu sürecin sağlıklı işlediğini söylemek mümkün değil” dedi.

‘RİSKLER BERTARAF EDİLMELİ’
Atık ithalatında, salgın sürecindeki risklere dikkat çeken Kınay, “Koronavirüs salgını ile yaşadığımız süreç; hijyenin sağlık için önemiyle birlikte sağlıklı şehirlerde yaşayabilmek için çevre sağlığı hizmetlerinin de önemini ortaya koymuştur. Salgın nedeniyle çevre sağlığı ve kişisel hijyene yönelik hassasiyetin ve zorunluluğun arttığı bu dönemde atık yönetimi, bu sürecin en önemli parçalarından biridir. Türkiye henüz kendi atıklarıyla baş edemeyen bir ülke iken; İngiltere, Belçika, Almanya, ABD, Hollanda, İspanya, İtalya, Slovenya, Fransa, Japonya gibi ülkelerden atık ithalatı yapmaktadır. Salgının bu derece yoğun yaşandığı süreçte özellikle atıklar yolu ile oluşan risk çok büyüktür. Salgının en çok etkilediği ülkelerin başında, İspanya, İtalya, İngiltere, Fransa ve ABD gelmektedir. Atık ithalatı ile yurtdışından ülkemize gelen atıklar ve hurdalar ile oluşacak riskler bertaraf edilmelidir” ifadelerini kullandı.

Editör: Haber Merkezi