“Ege Turizm Merkezi - Çeşme Projesi siyaset üstü bakılması gereken, siyasete malzeme edilmemesi gereken bir proje. İzmir’e piyango vurdu. Bu proje İzmir turizmi için belki de köprüden önceki son çıkış”

Yukarıda tırnak içerisinde kullanılan ifadeler Ege Turistik İşletmeler ve Konaklamalar Birliği (ETİK) Başkanı Mehmet İşler’e ait. İşler, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’u ziyaret eden İzmirli başkanlar arasında yer alan isimlerden sadece biri. Başlarını AKP Genel Başkan Yardımcısı Hamza Dağ’ın çektiği ve içerisinde “İzmirli başkan”ların da bulunduğu bir toplantı sonrasında İşler’in basına verdiği demecin ana fikri de bu: “İzmir turizmi için köprüden önce son çıkış...”

Bu sadece bir örnek. Orada bulunan İzmirli başkanların hemen hepsi bu ve benzeri demeçlerde bulundu.

Bunun dışında hem Çeşme’de otel sahibi olup hem de kollarına başkanlık sıfatları takanların canlı yayınlara çıkarak, Çeşme projesinin yararlarını anlatma çalışmaları İzmir basınında görülür de olmaya başladı. Hatta bunu bir adım öteye taşıyarak; projeye karşı çıkanlar “istemezükçü” noktasına bile getirildi. Ancak bu “istemezükçü” söylemi ile kentine sahip çıkmak isteyen insanların marjinalleştirilme çabalarının bilinçli olduğu da apaçık ortada.

Gelin size ben başka birkaç farklı noktadan bahsedeyim...

Mesela; Cumhurbaşkanı Kararı ile 25 Ocak’ta alınan acele kamulaştırma kararına itiraz süreci henüz dolmadı. 21 Şubat 2020 tarihine kadar Danıştay’a itiraz dilekçeleri iletilmeye devam ediliyor. Bu konuda örneğin; İzmir’in önemli çevre avukatlarından Senih Özay’ın kapsamlı bir çalışma içerisinde olduğunu biliyorum. Cumhurbaşkanı Kararı ile gerçekleştirilen acele kamulaştırma Danıştay’dan dönerse ne olacak peki? Kültür ve Turizm Bakanı tarafından duyurulan proje iptal mi edilecek?

Peki Danıştay’dan iptal kararı çıksa bile Çeşme’ye kepçeler geldiğinde ne yapacaksınız?

Çeşme’de kamulaştırma sürecinin 13 Eylül’de alınan Cumhurbaşkanı Kararı ile önünün açıldığını kamuoyu biliyor, Kültür ve Turzim Bakanlığı’nın bu konuda altı ay öncesinden bilgi sahibi olduğunu ise İzmir ve Türkiye kamuoyuna İz Gazete olarak başarılı bir biçimde duyurmuştuk. Zaten konuyu biraz eşelerseniz; kamulaştırmalarla ilgili 2013 yılına kadar gidiyorsunuz...

Kamulaştırma işlemi adından anlaşılacağı üzere kamu yararının gözetildiği şekilde yapılır. Peki buradaki “kamu yararı” nerede? İsterseniz birlikte sayalım...

Sadece seferberlik durumunda alabileceğiniz bir acele kamulaştırma kararı ile sadece vatandaşların değil örneğin bir sendikanın arazisine el koyuyorsunuz. Ne için? Bölgede turizmi canlandırmak için...

Madem bölgede turizm canlanacak? İzmir’de yaşayan insanlar buraya gidebilecek mi mesela? İzmir’i geçtim, Çeşme’de yaşayan insanlar bahsi geçen yerlere gidebilecek mi? Bu proje Çeşme’nin doğal dokusuna ne kadar tahrip edilecek? Bunların yanıtı var mı? Hayır, yok!

Bunun yerine birtakım otel sahiplerinin katıldıkları televizyon yayınlarında “Tepkiler yükselirse Kültür ve Turizm Bakanı projeden vazgeçebilir” mesajı var. Acele kamulaştırma için itiraz süresi dolmadı ki henüz. Neye başlandı ki vazgeçiliyor?

Burada asıl soru şu; hukuksuzlukla bugünlere kadar gelen süreçte yarın ne olacak? Ya da İzmirlilere, Çeşmelilere şöyle sorayım;

Çeşme’ye kepçeler geldiğinde ne yapacaksınız?

AYNI HASSASİYETİ “ELEKTRİK FABRİKASI” KONUSUNDA BEKLERDİK...

Çeşme ve acele kamulaştırma kararlarının ardından soluğu koşa koşa Kültür ve Turizm Bakanı’nın yanında alan İzmirli başkanlar acaba aynı hassasiyeti İzmirlilerin malı olan Cumhurbaşkanı’ndan onay bekleyen Tarihi Elektrik Fabrikası için gösterdi mi? İzmir Büyükşehir Belediyesi; Tarihi Elektrik Fabrikası için tam 10 aydır onay bekliyor! Başkanlar belki bu konuda Cumhurbaşkanı ile görüşmüştür, biz kaçırmışızdır. Anca ben ne duydum, ne de gördüm!

Çeşme Belediye Başkanı Ekrem Oran da geçtiğimiz günlerde Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy ile bir görüşme yaptığını kamuoyuna duyurdu. Ekrem Oran’ın aktardığı kadarıyla şunu biliyoruz ki Oran, Turizm Bakanı’na proje ile ilgili kaygılarını iletmiş. Bundan ötesinin bir açıklaması “henüz” söz konusu değil.

Öte yandan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in konuya dair tek bir açıklaması dahi yok.

Açıkça bir rant projesi olduğu belli olan, rantı bölge halkı ile değil, birtakım sermaye gruplarına sağlayacak olan hukuksuz bu proje ile ilgili İzmirliler nasıl hareket edecek. Bu yazının satırları arasında İzmirlilere, Çeşmelilere sormuştum.

Yazıyı kapatırken bir de sessizliğini koruyan başkanlara sorayım: Çeşme’ye kepçeler geldiğinde ne yapacaksınız?