BTS İzmir Şubesi, TCDD’de yaşanan sürgünlere karşı Alsancak Gar önünde basın açıklaması gerçekleştirirken, açıklamayı KESK Şubeler Platformu Sözcüsü Mustafa Güven okudu. Yapılan açıklamada, "Bizleri AKP'nin memuru yapmaya çalışıyorlar. Biz devletin halkın memuruyuz AKP'nin değil" denildi.

Güven'in yaptığı açıklama şu şekilde:

'HANGİ ADALETE SIĞMAKTA?'

İktidarını halka karşı emekçiye işçiye karşı kadına karşı zulme karşı yürüttüğü mücadele üzerine kurmaya çalışanların bugün  ortaya koydukları tam bir saldırı pratiğidir.

AKP’nin ideolojik çizgisinde siyasallaşmış idari makamların disiplin soruşturmaları, verdikleri sürgün ve görevden alma kararları bu nedenle bizler için şaşırtıcı değildir. En temel sendikal faaliyetlerin bile suç sayıldığı bu dönemde, örgütlenme ve ifade özgürlüğünü önemseyen, yolsuzluklar, sürgünler ve özelleştirme karşısında  demokratik tepkilerini gösteren üye ve yöneticilerimizin son derece keyfi gerekçelerle sürgün edilmesi, çeşitli cezalar önerilmesi  hangi “ileri demokrasi” anlayışına, hangi adalete, hangi hukuka sığmaktadır?

'PEK ÇOK ÇEVREYİ RAHATSIZ ETMEKTEYİZ'

Ülkenin  adım adım sonu görünmez bir karanlığın içine çekilmeye çalışıldığı bugünlerde, birlik, dayanışma ve örgütlü mücadele ile karşı karşıya olduğumuz gerici kuşatmayı kırmaya kararlıyız. Başta sürgünler olmak üzere, tamamen idari ve siyasi tasarruflarla hayata geçirilen her türlü anti demokratik uygulamaya karşı örgütsel ve hukuksal mücadelemizi kararlılıkla sürdüreceğimiz bilinmelidir. Sendikal özgürlükler ve demokrasi mücadelemizi baskı altına alarak bizleri yolumuzdan döndürmek isteyenler, ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar asla başarılı olamayacaklardır

Kurumlarımızda gerçek sendikacılığı yapan  BTS ve KESK Bileşenleri, sendikacılığın siyasi saiklerle yürütüldüğü, iktidara yandaş olunduğu, kurum yöneticilerine hoş görünmek için çaba harcandığı ve başka pek çok nedenle birlikte koltuk hırsıyla dolu olunduğu bir yerde bizler, yaptığımız açıklamalarla, verdiğimiz mücadeleyle, nerede haksızlık, nerede adaletsizlik varsa karşısında durarak, nerede kamu zarara uğratıldıysa teşhir ederek, nerede liyakatsizlik, nerede hukuksuzluk varsa yargıya taşıyarak kurum yöneticileri başta olmak üzere pek çok çevreyi rahatsız etmekteyiz.

'SENDİKAL MÜCADELEMİZE YÖNELİK SALDIRILAR ARTARAK DEVAM EDİYOR'

Liyakatsiz atamalar gerek TCDD'de gerekse TCDD Taşımacılık A.Ş de tüm hızıyla devam etmektedir. İBB atılan kadrolar  TCDD ve TCDD Taşımacılık A.Ş’ye  adeta çöktüler.  Mayıs ayında TCDD Taşımacılık A.Ş ye Tren Teşkil Görevlisi olarak İBB den gelen Musa TURHAN, daha aradan iki ay  bile geçmeden Daire Başkanı oldu. Hem de sırf unvan vermek için daha önce olmayan İdari ve Sosyal İşler Dairesi ihdas edilerek Daire Başkanı ünvanı verildi. Yani TCDD Taşımacılık A:Ş yeni bir çığır açtı, kişiye göre ünvanı geçtik kişiye göre daire oluşturuldu. Hayatın her alanına saldırılar ve kıyımlar oluyorken,  demokratik kazanımlarımıza, hak ve özgürlüklerimize, sendikal mücadelemize yönelik saldırılar da artarak devam ediyor.

'BİZLERİ AKP'NİN MEMURU YAPMAYA ÇALIŞIYORLAR'

Değerli dostlar geçtiğimiz haftada ifade ettiğimiz gibi bizleri AKP'nin memuru yapmaya çalışıyorlar. Biz devletin halkın memuruyuz AKP'nin değil. Kurumda Siyaset yapılıyor ama AKP'nin lehine siyaset yapılıyor demiştik. Bizi yine yanıltmadılar. TCDD Taşımacılık A.Ş de iki sene önce yapılan görevde yükselme sınavının mülakatları yapılmayarak personelin mağdur edildiğini daha önceki basın açıklamalarımızda ifade etmiştik. Yapılmama sebebi olarak da üyelerimizin yazılı sınavda yüksek puanlar almasını göstermiştik. Yine yanılmadık. İki sene sonra mülakat yapıldı. Kendi alanlarında yazılı sınavları tam100 puan alarak birinci olarak bitiren arkadaşlarımız dahi mülakat sınavlarından elendiler. Onlardan daha az puan alan AKP nin memurlarına yandaş sendika üyelerine ise mülakatdan yüksek puan verilerek sınavları geçmesi sağlandı. Benden değilsen görevde yükselemezsin.  Bir şeflik sınavında dahi böylesine ayrımcılık böylesine adaletsizlik yapılırken daha yukarlarda neler oluyor anlatmaya gerek yok. Ötekileştirme, kutuplaştırma, ayrımcılık  politikaları devletin kurumlarının en alt kademesine kadar bu iktidar döneminde inmiştir. Siyasi Saiklerle hareket eden kraldan çok kralcı olan kurum yöneticileri ne yaparlarsa yapsınlar, bu sendikanın onurlu üyeleri dik durmaya devam edecek, adaletten, emekten,demokrasiden, halktan, barıştan yana tavırlarından vazgeçmeyecektir.  .

'BU ÜLKENİN GELECEĞİNİ DÜŞÜNEN HERKESİ...'

Biliyorsunuz çok zorlu bir süreçten geçiyoruz. Faşizmin kurumsallaşmaya çalıştığı bir dönemde kamu emekçileri ayakta kalma mücadelesi verirken, bu ayakta kalma mücadelesinin iktidarı ciddi anlamda zor durumda bıraktığını  görüyoruz. Her fırsatta kamu emekçilerine bu şekilde saldırıların olduğu bir ortamda örgütlü mücadelemize devam ediyor ve devam edecektir. Bugün rotasyon dedikleri uygulama sürgün ve göçertmenin günümüzdeki maskelenmiş hali olarak karşımıza çıkmaktadır. Sürgün adı altında tehcir edilmek istenen üyelerimize dayatılan tercihe boyun eğmeyecekleri inancımızı vurgulamak istiyoruz”

Hani diyordu ya Nâzım: “Ve açsak, yorgunsak, alkan içindeysek eğer/ ve hâlâ şarabımızı vermek için üzüm gibi eziliyorsak/ kabahat senin,/ — demeğe de dilim varmıyor ama —/ kabahatın çoğu senin, canım kardeşim!”... Sürgünlerinde baskılarında soruşturmalarında yaşanmasında kabahat birazda bu haksız hukuksuz uygulamalara ses çıkarmayanlardır. Önümüzde hepimizi bekleyen çalışanından sendikalarından halkından tutun herkesimi etkileyecek TCDD' nin özelleştirilmesi var.  Bu özelleştirme kabahatına da ses çıkarmayarak ortak olmayalım. Demiryolu çalışanları, sendikalar, diğer özelleşecek kit lerin çalışanları, kısaca emekten yana olan cocuklarının, bu ülkenin geleceğini düşünen herkesi özelleştirmeye dur demeye davet ediyoruz.

Editör: Haber Merkezi