Borsa deyince hisse senedi piyasasından yani BİST İstanbul’dan söz ediyorum. 1986 yılından beri devam eden hisse senedi işlemleri yaklaşık 34 yıldır gelişerek ve değişerek işlemlerini sürdürüyor ama hala gelişmiş olan ülkelerin borsaları gibi sağlıklı işlemiyor. Yıllardır spekülatörler, manipülatörler bu piyasada cirit atıyor, küçük yatırımcıyı tam anlamı ile koruyamıyoruz.

Borsa ülkemizin sanayisi, imalat sektörü, hizmet sektörü, fabrikası, üretimi, yatırımı her şeyidir. Borsa şirketleri halka açılarak sıfır maliyetle finans ihtiyaçlarını karşılar yatırım yapar işletmelerini büyütür istihdam yaratır, ihracat yapar döviz kazandırır şeklinde örneklerimizi çoğaltabiliriz.

Küçük-büyük fark etmez her hisse senedi yatırımcısı borsada altığı tek bir adet hisse bile ülkemize yukarıda yazdığım katkıları sağlamış olacaktır. Bu yüzden hisse senedi piyasası önemlidir.

2018 Ağustos ayında başlayan rahip krizi ile şiddetini artıran ve dövizde yaşanan yukarı yönlü trend, iktidarın ısrarcı ve talimatlı düşük faiz politikası bugün doları 7,90-8,00 liraya dayandırdı. İthalata dayalı üretim ve büyüme modeli ile üretimin ve sanayinin ihtiyacı olan mallar daha pahalıya tedarik edilmeye başlandı. İçerde maliyetler ciddi anlamda arttı. Enflasyon otomatik olarak kurdaki artış oranına yakın veya fazla arttı. TUİK’in açıkladığı enflasyon kâğıt üzerinde algı enflasyonu oldu.

Dövizdeki yaşanan artışın önemli bir negatif etkisi de hisse senedi piyasasında işlem gören şirketlerin döviz bazında değerleri oldukça düştü. Şirketlerin değerleri 2003-2005-2008 yıllarındaki değerlerine geri döndü. Yabancılar için lokmalık oldu. Yabancılar derken, hani şu yana yana döviz arıyoruz ya onların ülkeye getireceği paralar sıcak soğuk kısa vadeli uzun vadeli yatırımlar için gelecek paradan bahsediyorum. O para geçmiş iki yıl içerisinde büyük çoğunlukla ülkeyi terk etti paralarını dövize çevirerek ucuz fiyatlardan dövizleri toplayarak yurt dışına çıktı. Dövizi toplarken de elimizde avcumuzda bir şey bırakmadı. Üstüne üstelik bir de ekonomiyi yönetenlerin hatalı politikaları yüzünden kaçan yabancıların ekmeğine yağ sürerek 120 milyar dolarımızı erittik. Dövizi frenlemek için döviz satmasaydık yurt dışına kaçacak yabancı döviz bulmakta zorlanacaktı. Döviz belki biraz artacaktı ama ucuza döviz alamayınca daha az kazanç veya zararla gideceklerdi. Biz dövizi frenlemek isteyince buna en fazla kaçacak yabancılar el ovuşturdu.

Nereden biliyoruz yabancı yatırımcının kaçtığını, söyleyeyim son 16 yılda borsada yabancı yatırımcı oranı % 67-70 oranlarında idi. 23 Ocak 2020’de % 64 olan yabancı payı temmuz 2020’de % 50’nin altına düştü, bugünlerde ise yabancı yatırımcı oranı % 49 civarındadır.

Rahip krizini tekrar hatırlatmadan 2018 başlarında dolar kuru 3,79 civarında iken Rahip Brunson’un tahliye talebinin duruşmada reddedildiği 18 Temmuz’da 4,79’a çıktı. ABD Hazinesi’nin iki bakanımız hakkındaki kısıtlama tedbirleri ile 1 Ağustos’ta dolar 5 lirayı geçti. Trump’ın açıkladığı ikinci aşama yaptırımlar içinde Türkiye’den çelik ve alüminyum ithalatına gümrük vergisini arttırma kararının uygulamaya girdiği 13 Ağustos tarihinde, dolar kuru 7,21 lirayı gördü.

Rahip Brunson’ın 12 Ekim tarihinde mahkeme tarafından gizli tanıkların ifade değiştirmesi ve tahliye edilmesiyle birlikte ABD ile ilişkilerde normalleşme, ekonomik göstergelerde de bir düzelme başladı. Ancak bu krizin yol açtığı tahribatın izlerinin silinmesinin o kadar kolay olmayacağı hususunda kalıntılar oluştu. Kasım 2018’de dolar kuru 5,23’ler seviyesinde seyretti.

YABANCILAR ÇIKARKEN BENDEN SONRA TUFAN DİYOR

Yabancılar 2018 başlarından itibaren borsayı 120 binlere taşırken ellerindeki malları boşaltarak 3,79-4-4,5-5 liradan dövize çevirerek yurt dışına çıkmaya başladılar. Döviz geri geldi yine yabancılar 5-6 liralardan dövizlerini aldılar ve ülkeyi terk ettiler ve gerisinde bir enkaz bıraktılar. Bunu her kriz döneminde yaptılar ve kriz sonrası tekrar gelerek ülkemizin en değeri şirketlerinin hisselerini kelepir fiyattan aldılar.

Şimdi de durum aynı… rakamları açıkladığımda işin ne olduğunu göreceksiniz.  Borsa 1 dolar, 5 dolar, 2 sent… şeklinde endeks söylemleri vardır. Ortalama bilinen endeksin 2 sent civarlarında olması gerekir. Son 20 yılda endeks en düşük 2003 yılında 1,36 sent en yüksek 2013 yılında 4,11 sentleri gördü. Diğer yıllarda ise ortalama 2 sentin biraz üzerinde seyretti.

Bugün gelinen noktada dolar 7,94 lira, borsa endeksi 1.146’da. Dolar bazında 1,44 sent eder yani hemen hemen 2003 yılı 17 yıl önceki seviyelerine düştü. Yabancı gözünde borsamız, her biri birbirinden değerli sanayi şirketlerimiz, bankalarınız ucuz kaldı.

Yabancıların borsadan çıkması ile endeks çok daha gerilemesi gerekirken yerli yatırımcı bu açığı kısmen kapattı. Aralık 2019 sonu itibarı ile yatırımcı sağısı bir milyon iki yüz bin iken Temmuz 2020 itibarı ile beş yüz bin artarak bir milyon yedi yüz bin yatırımcı oldu.  

Borsamızın 2020 performansında etkin olacak en önemli unsur Türkiye'nin jeopolitik ve uluslararası riskleri nasıl yöneteceği konusu, demokrasi ve hukuk alanında yapılacak iyileştirmeler ile CDS primlerinde 250-300 baz puan seviyelerine doğru bir çekilmede Borsa 2 sente doğru yol alacaktır. 2 sent bugün itibarı ile doları 7,80 lira baz alırsak endeks 156 bine (1.560) doğru yol alacaktır.