İnanın hiç yazasım yok.

Savaş başladı savaş. Biz hala neleri konuşuyoruz.

İnanın şu konuyu hiç yazasım yok ama bir kısım CHP’linin çok okuyası var ki, çokça yerden ‘hayırdır bir sorun mu oldu neden yazmıyorsun?’ şekil ve türevlerinde; ‘tırstın mı?’ minvalinde kısmen gaza getirici, çoğunlukla kötü niyetli, biraz da kaygı duyan mesajlar alınca son bir yazayım da herkes rahatlasın istedim.

Malum; bir yazı yazdım; kırk kişinin boğazında kaldı.

Ben şimdi ara başlıklarla parça parça yazacağım; merak eden merak ettiği yeri okusun da sonra bu konuyu kapatalım olur mu?

AH DENİZ YÜCEL AH!

Çiğli’nin ‘fırtına’ başkanı Selim Utku Gümrükçü’nün İzmir Büyükşehir Belediyesi CHP Grup Başkanvekilliği’ne aday olduğunu basın yoluyla 2 ay öncesinden açıklaması üzerine, gazetecilik refleksi ile ilk yazıyı ben yazdım. O sırada, iki önemli isim daha ‘fırtına başkan’ın çok başarılı bir ‘siyasi deha’ olduğunu söyleyerek adaylığını destekleyen açıklamalar yaptı basına.  Bir gün sonrasında, CHP’li Büyükşehir Belediye Meclis Üyesi Serkan Kalmaz, Selim Utku Gümrükçü’nün adaylığını desteklemediğini anlatan aklıselim bir açıklama yapınca; o ana kadar sessizce seyreden CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel taaak diye bir uyarı geçerek, CHP’li meclis üyelerine ve belediye başkanlarına şöyle seslendi:

“Değerli arkadaşlar, bir kaç gündür basın ve kamuoyu önünde bir "grup başkan vekilliği" tartışması başladı. Biz grup toplantılarımızda her konuyu konuşabiliriz. Ancak parti içi meselelerin basın ve kamuoyu önünde konuşulması ve tartışılması yanlıştır ve tüzüğümüze göre yasaktır. Bu durum demokrasiyle ya da ifade özgürlüğüyle de çelişmez. O yüzden şu andan itibaren bu konu hakkında hiç bir meclis üyemizin basın ve kamuoyu üzerinden bir daha açıklama yapmamasını ve mesaj vermemesi hususunda, tüm meclis üyelerimizden ve belediye başkanlarımızdan gereğini rica ederim”

Yücel, bu uyarıyı cumartesi günü yaptı. O gün; gazetemize konuyla ilgili açıklama gönderen çokça meclis üyesi açıklamalarını geri çekti.

Peki, pazartesi günü ne oldu? Çiğli Belediye Başkanı Utku Gümrükçü, Gündeme Bakış canlı yayınında konuyla ilgili konuştu da konuştu.

Yani Gümrükçü’nün adaylığını desteklemek serbest, eleştirmek tüzüğe göre yasak oldu. Yani İl Başkanı Deniz Yücel’in tüzüğe aykırı olarak vurguladığı yasak, Gümrükçü dışında herkesi bağlamış oldu. Hukukçu İl Başkanı, bunun ne demek olduğunu ve ne yapması gerektiğini zannımca biliyordur.

‘Yeni Türkiye’nin ‘yeni’ siyaset tarzı bu ya; kanunları çiğneyenler değil; bunları ortaya çıkaranlar suçlandı: İhale de bana kaldı.

Sonrasında, bazılarının adını bile duymadığım internet sitelerinden yazılar dökülmeye başladı. Eline klavyeyi, yakasına mikrofonu alan ‘Neden Utku Gümrükçü olmasın. Tabi ki olur. İlçe Başkanlığı yaptı, İl Başkan Yardımcılığı yaptı’ dedi.

Burada parantez açarak Gerçek İzmir sitesinin İmtiyaz Sahibi Sercan Avcı’yı tebrik etmek isterim. Okuduğum yazılar, dinlediğim yorumlar içerisinde ‘Gazetecilik refleksi ile kendi fikrini yazmış’ dedirten tek yazı onunkiydi.

Kusura bakılmasın ama koro halinde bilindik şeyleri söylemek yorum yapmak olmuyor.

Utku’ya da ayıp ediyorsunuz.

Adam sadece onları yapmadı ki!

Biz Kaç Kişiyiz Platformu’nun Genel Başkanı’ydı.

Cumhuriyet Mitingleri’nin büyük çoğunluğunun tertip komitesindeydi.

Tuncay Özkan’ın Yeni Partisi’nin İzmir İl Başkanı’ydı vesaire vesaire…

Ama konu bunlar değil ki?

Konu İzmir Büyükşehir Belediyesi Grup Başkanvekilliği ve yüzyıllık partinin teamülleri…

***

BANA KALSA…

Ben, siyasi bir değerlendirme yazısı yazarak, neden aday olduğunu, neyi hedeflediğini anlatmaya çalıştım; o kadar.

Kaldı ki bana ne!

Ben kimim!

Ben CHP meclis grubu üyesi değilim, oy vermeyeceğim. Olursa da olur.

Benim dediğim olacak olsa, Utku belediye seçimlerini beklemez, öncesindeki seçimlerde milletvekili adayı olurdu. Benim dediğim olacak olsa, Utku hevesle takip edip çalıştığı İstanbul İl Kongresi’nde Cemal Canpolat’ı değil, ‘Bu kadın o koltukta 2 ay bile oturamaz’ dediği Canan Kaftancıoğlu’nu desteklerdi!

Bir avuç ‘Utku trolü’ ve bir kısım internet medyası ‘Utku Neden Olmasın?’ diye sorup duruyor.

Soru banaysa, (ki Deniz Yücel izin vermediği için kimse fikrini beyan edemediğine göre üzerime alınıyorum) bence Utku hemen aday olsun.

Ama yayına çıkıp ‘14 Şubat hikâyesi’ anlatacağına önce, Çiğli Belediye Meclisi’ne kaç kere katılmayıp, meclisi Başkan Yardımcısı Ali Rıza Koçer’e yönettirdiğini ve bu oranın ilçelere göre ne durumda olduğunu anlatsın.

İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’ne lütfedip kaç kere katıldığını ve kaç kere konuşma yaptığını anlatsın.

Büyükşehir Belediye Meclisi’nde şahin kesilen Çiğli’nin AKP’li meclis üyelerinin, Çiğli Meclisi’nde neden dut yutmuş bülbüle döndüğünü mantık çerçevesinde izah etsin.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in, İlçe Belediye Başkanları ile yaptığı toplantılara neden defalarca kendisi yerine Ali Rıza Koçer’i gönderdiğini, koskoca adamın da sonunda  ‘Başkanınız gelmeyecekse, siz de gelmeyin artık’ uyarısına maruz kaldığını açıklasın.

İl Başkanı ‘Basın önünde bu konuyu konuşmak parti suçudur’ diye uyarmasına rağmen, iki gün sonrasında canlı yayına çıkarak disiplin suçu işlemesine rağmen, Deniz Yücel’in Başkanı olduğu gruba nasıl bir disiplinle vekillik yapacağını anlatsın.

Sonra aday olsun. Kazanırsa da kazansın.

EVET, DIŞARIDAN GELDİM

Gündeme Bakış canlı yayınında muhabir arkadaş ‘Adaylığınızı eleştirenlere ne demek istersiniz’ diye sorunca; ‘fırtına başkan’ ‘Dışarıdan gelenler ortalığı karıştırıyor’ minvalinde bir cevap verdi parmağını sallayarak.

Dışarıdan gelenler derken, CHP dışını kast ediyorsa; evet, dışarıdayım, CHP ya da hiçbir partinin üyesi değilim ve siyasi görüşümü ‘Gezi Direnişi’ çizgisinde tanımlayan bir gazeteciyim, doğal olarak da gelmedim, hala dışarıdayım.

Ama sayın Başkan; Tuncay Özkan’ın Yeni Partisi’nin İzmir İl Başkanı’ydı. Yeni Parti İl Başkanı’yken CHP’nin bayraklarını asıp, Atatürk’ün partisine oy toplamıyordu muhtemelen. O yüzden kendisi dışarıdan geldi.

Ama yok, ‘dışarıdan geldi’ derken 6 yıl önce İzmir’e taşınmış olmamı kast ediyorsa, bu ayıp cümleye cevabı Tokat kökenli İlçe Başkanı Mert Özcan versin. Memleketin dört bir yanından İzmir’e taşınan İzmirliler versin.

Evet, dışarıdan geldim. Artvin’de doğdum, sırasıyla Kırşehir, Tekirdağ, Samsun, Kayseri ve İstanbul’da yaşadıktan sonra İzmir’e yerleştim. Öyle İzmir’in olanakları içerisinde tatlı su ulusalcılığı değil, 10 yıl Kayseri’de devrimci gençlik mücadelesi önderliği yaptım. Fabrika önlerinde belime silah da dayandı, fakülte önlerinde Tekir Yaylası’na kaldırılmakla da tehdit edildim, bulunduğum mekânları yüzlerce eli sopalı da bastı.

Evet, dışarıdan geldim. Her sallanan parmaktan tırsmayacak kadar İzmirli; her tehditle kalemini bükmeyecek kadar gazeteciyim!


KONUYA İLİŞKİN YAZILARI OKUMAK İÇİN TIKLAYINIZ

Sevgili CHP’liler, iktidarı unutun; şimdi parti içi kavga zamanı!


Garp cephesinde yeni bir şey yok!