Sevgin ve saygın Hocam Dr. Enver Yaser KÜÇÜKGÜL’den rica ettim. “Bunca yıl gemi sökümü bilimsel yöntemlerle gözlemledin, izledin, yazdın; mahkemelerde sayısız bilirkişilik yaptın. Gel halka anlat Hocam” dedim. Ülkesine ve halkına sorumluluğu nedeniyle yazdı Hocam. Ben de İz Gazete’nin kurallarına uyabilmek için oldukça kısalttım; af ola.

Hocamın bilimini yaşama geçirebilmek için devamını isteyeceğim elbette. Bakalım neler yazmış ve sonra neler yazacak? Buyrun:

“İzmir-Aliağa veya Ege Bölgesi daha ne kadar kirlenmesi gerekmektedir. Aliağa bölgesinde 47 yılda gemi sökümünde ulaştığımız çevre kalitesi gerçekten AB standartlarında mıdır?

Aliağa ve Bölgesi dünyada gelişmiş ülkelerde bile eşi az görülebilecek düzeyde, yoğunlukta ve çeşitlilikte kirleticilerin bulunduğu bir bölgedir. Petrol rafinerisi, petrokimya kompleksi, sıvılaştırılmış gaz depolama ve dolum tesisleri, çok sayıda demir-çelik fabrikaları, limanlar, atık cüruf depolama alanları, gümrük depoları ve gemi söküm tesisleri bulunmaktadır. Ayrıca termik santraller ve organize sanayi bölgeleri de yer almaktadır. Kısaca ülkemizde eşine az rastlanılacak yüksek kirlilik düzeyi ile olumsuz etkilerini yüzlerce kilometre yarıçapta bir alanda yıllardır sürdürmektedir. Yakın alanlar Aliağa, Foça, Menemen öncelikli olumsuz etkileri yaşamaktadır, devamında İzmir hatta Torbalı-Aydın istikameti bu kirleticilerden olumsuz etkilenen alanlardır.

***

Dünyada yıllık ortalama 25 milyon DWT gemi sökülmektedir. Türkiye ile birlikte Hindistan, Pakistan, Bangladeş ve Çin’de yoğun olarak yapılmaktadır. Avrupa Birliği üyesi olan ülkelerde yoğun çevre denetimi ve yasal engeller nedeniyle bu işi yapmanın maliyeti çok yüksektir. Önümüzdeki yıllarda da Avrupa ülkeleri bu kapsamdaki tehlikeli ve zararlı atık yüklü gemilerini ülkemize gönderecektir. Bu sektörün yöneticileri böylesi bir durumu mutlulukla ve sevinçle beklemektedirler. Türkiye büyük çapta gemi sökümü yapmaya devam eden tek OECD ülkesi konumundadır. Gemi söküm tesisleri dünyada Norveç, Danimarka, Hollanda, Belçika, İngiltere, Polonya, Portekiz, İspanya, Ukrayna, Rusya, Brezilya, Meksika gibi ülkelerde de bulunmasına rağmen fiili olarak gemi sökümü yapılmamaktadır... Batı Avrupa’da söküldüğünde; sökülen gemilerden geri dönüştürülen çelik ton başına 10$ kazanç sağlarken, Hindistan ve Bangladeş’te maksimum değere ulaşarak 390-410$ kazanç sağlamaktadır. İşçi yevmiyeleri Hollanda 250 $/gün iken Bangladeş’te 1-2 $/gün. Bizim ülkemizde bu sahada çalışan işçilerin sendikalarının olmadığını bilmekteyiz...

Gemi söküm sanayisinin çevreye etkileri aşağıdaki şekilde sıralanabilir:

-Denize toprağa ve havaya yapılan boşaltma ve emisyonlar, tortular şiddetli ve uzun vadeli kirliliğe sebep olur. Zehirlerin çevreye girmesini önleyecek korumanın eksikliği ciddi bir tehlike olup, bütün canlı varlıklara karşı bir tehdit oluşturur.

-Temel önlemlerin yokluğu ve eksikliği işçilerin güvenliğini de tehlikeye sokar.

-Hem işçiler hem de çevre PCB, Ağır metaller ve Asbest (BEYAZ, MAVİ KAHVERENGİ) gibi zararlı ve kanserojen maddelerle karşılaşırlar. Bu maddeler birçok gemide vardır. Bu maddelere sürekli maruz kalmanın, uzun vadedeki etkilerinin sağlığa etkileri çok büyüktür ve gelecek nesilleri dahi etkileyecektir.

-Gemi sökümünde ortaya çıkacak malzemelerin başlıcaları; yakıt, yağlar ve soğutma suları, yüzebilir materyaller (plastik, strafor), PCB içeren izolasyon malzemeleri (elektrik tesisatı ekipmanlarının izolasyonunda), çamurlar, zararlı organizma içeren balast suları, Asbest içeren malzemeler (izolasyon malzemesi), elektrik ekipmanları (transformatörler, bataryalar, aküler), Soğutma Sistemleri, Separatörler, Isı Değiştiriciler, Depolanan Kimyasallar, Tanklar, dizel ve dökme yük tankları, Solvent ve benzeri kimyasallar, boyalar 1975 yılından önce kullanılan boyalar (PCB içeren), Elektrotlar (anot), yangınla mücadele ekipmanları, boru, vana valf ve ekipmanları, pompa ve kompresörler, yağ haznesi, hidrolik sistemler vb. gemilerde birçok materyalin yapısında asbest bulunmaktadır.

Sonuç olarak 47 yıldır faaliyete bulunan gemi söküm tesislerinde binlerce farklı yapı ve türde gemi sökülmüştür. Yapılan işlem sonucu denize, toprağa, havaya yüzbinlerce farklı kimyasal maddelerden tonlarcası yayılarak çevreye dağılmıştır ve bunların olumsuz etkileri kaçınılmazdır. Günümüzün çevre bilincinin geldiği düzey açısından böylesi tehlikeli ve zararlı madde içeren bu söküm işlemlerinin getirisi olan kârların, çevreye verilen zararları gideremeyeceği açıktır. Angola’nın bile sökmediği bu geminin Angola’dan daha düşük çevre standartları olan ülkemizde mi sökülmesi gerekiyor?”

Elbette gerekmiyor saygın ve sevgin Hocam. Bu ülkenin bağımsızlığını, insanlarının özgürlüğünü, emeğin değerini koruyanlar vardır ve ekolojik yıkımı engelleyeceklerdir!