ABD Başkanı Joe Biden’ın Erdoğan’ı 3 ay sonra telefonla araması siyaset kulislerinde, “Keşke aramasaydı. Yarın 24 nisan Ermeni soykırımı günü olduğunu anımsatmak için aradım. Aramışken hal hatır da sormuştur her halde. Kolay değil yıllardır arkadaşlar. Şunu unutmayalım ki Biden-Erdoğan tanışıklığından sonra dünyada ve bölgede çok şeyler değişti. Dostluk kaldı mı acaba” şeklinde yorumlar yapılıyor.

Biden’ın ABD başkanı seçildikten bir ay sonra Erdoğan’ın, “Biden ile yabancı bir isim değilim. Biden ile Başkan Obama döneminde gayet iyi tanışan birisiyim. Evime kadar gelmiş olan birisidir. Rahatsızlığımda beni evimde ziyaret etmiştir” dediği, aynı Biden’ın Erdoğan için başkan seçilmedin önce, “Diktatör” dediğini ve muhalefete destek vererek seçimlerde, Erdoğan’dan kurtulmanın yollarından söz etmesi konuşuluyor.

Yine Biden’in 3 Ekim 2014 yılında, “Bizim en büyük sorunumuz bölgedeki müttefiklerimizdir. Türkler ABD’nin iyi dostu ve benim de Cumhurbaşkanıyla dostluğum eskiye gider. Suudiler, Birleşik Arap Emirlikleri neler yapıyordu. Esad’ı devirmeye o kadar kararlıydılar ki, temelde taşeronlar vasıtasıyla Sunni-Şii savaşına giriştiler. Ne yaptılar 100 milyonlarca dolar para ve binlerce ton silahı Esad’a karşı savaşan herkese akıttılar. Ama desteklenenler El Nusra, El Kaide dünyanın farklı yerlerinden gelen cihatçı unsurlardı. Ama şimdi herkes bir anda uyandı, dünkü IŞID olarak adlandırılan gurup ki bunlar Irak’tan sökülüp atılan El Kaide’ydi. Kendine Suriye’nin doğusunda yer buldu ve bizim erkenden terörist gurup olarak ilan ettiğimiz El Nusra ile beraber çalıştılar. Ama biz kendi meslektaşlarımızı bunlara destek olmaktan alıkoymaya ikna edemedik” dediğine dikkat çekiliyor. Burada kimi kastettiği ise aşikar….diyerek isim vermeden AKP iktidarını işaret edildiği söyleniyor.

Ankara kulislerinde, Beyaz Saray’dan yapılan telefon aramasının ardından Beyaz Saray’dan yapılan açıklamada, Başkan Biden’in Erdoğan ile görüşmesinde iş birliği alanlarının arttırıldığı, anlaşmazlıkların etkili bir şekilde yönetildiği, yapıcı ikili ilişkilere duyduğu ilgisinin iletildiği söylenmesinin “Soykırım” şokunun dozunu azaltmak için söylenmiş sözler olarak değerlendiriliyor.

En son 5 yıl önce görüşen Biden ve Erdoğan’ın Haziran ayında yapılacak NAOT zirvesi kapsamında, bir çok ikili ve bölgesel konuyu görüşmek üzere mutabık kaldıkları açıklandı. Haziran ayında iki lider neyi konuşacak? Bu konuda ise iddialar çok çarpıcı. S-400, F-35 ABD yaptırımları, Zarrab ve Halk Bankası, FETÖ, ABD üstleri, NATO, Ege, Karadeniz, Irak, Libya, Türkiye’deki üstler, İran, İsrail, Suriye, ABD’nin PYD-PKK desteği ile soykırımı gibi konulardaki gelişmelerin ele alınacağı ifade ediliyor.

Süre az konu başlıkları çok ve iki liderin bu konularda görüş alışverişi yapma olasılığının böyle toplantılarda olamayacağı söyleniyor.

Her şeye rağmen Erdoğan’ın, Biden’in istediği her şeye evet demesi halinde, Biden’ın da para dahil Erdoğan’ın istediğini verse bile Rusya’nın talep ve beklentileri karşısında bu durumun gerçekleşmeyeceği ifade ediliyor.

Biden Erdoğan görüşmesinin ardından 5 yıl geçtiği, bu süreçte dünyada ve bölgede çok şeyin değiştiği ifade edilirken, terörist FETÖ darbe girişimi sonrası devlet kurumlarında yaşananlar, 16 Nisan Referandumu, Basını, muhalefeti susturma hamleleri ve ülkenin içinde bulunduğu siyasal, ekonomik kaos…gibi birçok sorun da dile getirilerek, içeride ve dışarıda AKP iktidarının tam bir çıkmaza saplandığı söyleniyor.

Sonuç olarak “Biden-Erdoğan tanışıklığının ardından çok sular aktı” iması yapılıyor ve Türkiye’nin düze çıkma formülü olarak ise “erken seçim, yeni bir yönetim kesin değişim” sözünün altı çiziliyor