2020 yılı Türkiye ve Dünya için tarihte yerini farklı bir şekilde alacak. 
Salgınlar, depremler, yangınlar, patlamalar, sel ve çığ felaketleri… Hepsi Türkiye için büyük acı olarak sayfalara yazıldı. Umudumuz, gelecek 2021 yılının daha sakin ve acısız olması yönünde. 2020 yılı içinde görülebilecek ne felaket varsa gördük yaşadık. 1 hafta daha katlanacağımız bir süre var. Sonra 2020 tüm uğursuzluğunu alıp çekip gitsin buralardan diyorum. Geride bıraktığı acıları zamana yayarak çekeceğimiz günleri bize bırakarak gitsin. Öyle gitsin ki; arkasında dönüp bile bakmasın…

2020 hem Türkiye hem de İzmir için büyük acılar taşıdı. Üzüntüler daha yılın ilk ayı başladı. Gelin kısaca o acıların üstünden bir geçelim.
24 Ocak 2020’de Elazığ’da 6.8 büyüklüğünde deprem yaşadık. 41 vatandaşımız hayatını kaybetti. 
4 Şubat 2020’de Van’da büyük bir çığ felaketi yaşadık. 41 vatandaşımız hayatını kaybetti.
27 Şubat 2020’de İdlib’den gelen haberle Türkiye’nin yüreği yandı. Askerlerimize düzenlenen hava saldırısında 38 mehmetçiğimiz şehit düştü. 
11 Mart 2020… Dünyanın kabusu haline gelen koronavirüs salgını ilk defa Türkiye’de görüldü. Sonrasında hayatımız değişti. Ölümler başladı. 
20 Haziran 2020’de Bursa’da sel felaketi yaşandı. 5 kişi sel sularına kapılıp öldü. 
3 Temmuz 2020’de Sakarya-Hendek’te havai fişek fabrikasında patlama oldu. 7 işçi hayatını kaybetti. 
22 Ağustos 2020’de Giresun’da sel felaketi yaşandı. 5 kayıp yaşadık.
Ve İzmir büyük acıyı yaşadı. 30 Ekim 2020 Cuma günü büyük deprem yaşadık. Salgınla mücadele eden İzmir üstüne bir de deprem ölümleri yaşadı. Enkazdan çıkan canlarla büyük sevinç yaşadık. Kaybettiklerimiz için büyük üzüntü. 
Salgınlar, depremler, yangınlar, patlamalar, sel ve çığ felaketleri… Ölümler ve acılar. Herkes yeteri kadar üstüne düşen acıları aldı 2020’den… Hatta gelecekten acı yaşadı… 
Son cümle: “Uğursuzlukların yılı 2020… Bi git artık hayatımızdan!”