21. haftayı 5-9. sıralarda olup beraberlikle kapatan takımlardan biri de İzmir’in Süper Lig’deki temsilcisi Göztepe.

AVRUPA AŞKINA

Sarı kırmızılılar geçen hafta Osmanlıspor karşısında 2-0 öne geçtikleri maçta ilk ve ikinci yarının son anlarında (ikincisi penaltı) kalesinde gördüğü gollerle beraberlikle yetinmek zorunda kaldı. Yoksa Trabzonspor’un iki puan önüne geçecek, 5. sıradaki Kayserispor’la aynı puanda olacaktı. Çok ekonomik bir kadroya karşın nokta transferleriyle baştaki ligde kalma hedefini revize edip vites yükseltip ligi beşinci sırada tamamlayarak 48 yıl sonra Avrupa hedefi koyan ve en azından “Neden olmasın?” diyen Göztepe için bu sonuç iyi olmadı. FB ve Alanyaspor gibi başka son dakika kazaları da var Göztepe’nin. Bu konuda farklı bir konsantrasyon ve profesyonel tavır gerekiyor belki de. Bir kez daha Tamer Hoca’nın dikkatine getirmiş olalım.

GÖZTEPE GOUFFRAN’I KAZANDI, DEMBA BA’DAN EMİN OLDU

Osmanlı karşısında maçı değil ama hem çok iyi oynayıp hem de şeytanın bacağını kırarak 21. haftada golle tanışan ve son golün hazırlayıcısı olan Gouffran’ı kazandı Göztepe. Sadece bu değil; Demba Ba da hazır olduğunu gösterdi ve ikinci maçında golle tanıştı. İl maçında Trabzon’da sonradan oyuna girmişti. Golün yanında oyuna katkısı, direkten dışarı çıkan nefis frikiği, kalecinin güçlükle kurtardığı ve kreatif hareketlerle topu getirip çektiği şut akıllarda kalmanın yanında tribünü fethetti. Kayserispor karşısındaki Jahoviç mi, Osmanlıspor karşısındaki Demba Ba mı? Kuşkusuz Demba Ba…

ŞU TUTUK İLK YİRMİ DAKİKALAR

Göztepe nedense kendi sahasında tutuk başlıyor; iki hafta önce sahadan beraberlikle ayrıldığı Kayserispor maçında da Osmanlı karşısında olduğu gibi tutuk başlamıştı. Tutuk 20 dakikalar neredeyse maçın dörtte birlik bölümünü oluşturuyor. Buna dikkat etmeli. Baştan itibaren kendi sahasında ısıracak ve rakibin oyununu bozacak bir oyun planı daha iyi olmaz mı? Bakmak gerekir. Bir de, santrfora şişirilen toplarda iki taraftan paralel koşu yapacak oyuncu gerekiyor; yalnız kalan forvet defans arasında eriyor. Birçok atak bu şekilde kesiliyor. Buna da bir çözüm bulması gerekiyor Tamer Tuna’nın.

PİSİPİSİNE ÜÇ GOL

Öte yandan Göztepe’nin yediği üç gol de pisipisineydi! İlkinde Kosanoviç-Beto anlaşmazlığı… İkincisinde yine defans-Beto anlaşmazlığı ve tereddütlü bir çıkış… Üçüncüde ise sakatlanan Kadu’nun yerine giren Reis’in hiç gerek yokken ittiği forvet yüzünden gelen penaltı. Hep söylediğim gibi, Göztepe kolay gol yiyor, bu tablo bir ara düzelmişti oysa. Hep te kaleci gününde olamayabiliyor Trabzonspor karşısındaki gibi. Kendi sahanda Alanyaspor’dan, Osmanlıspor’dan üçer gol yiyorsan ve iki farklı galipken beraberliğe razı oluyorsan bir düşünmek, değerlendirmek gerekir. Kaptan Selçuk, kreatif bir aktör; yanındaki isim ki, çoğu zaman Rotman; BJK’lı Atiba’ya bir bakmalı… O nasıl etten duvar örmeler… O nasıl topu çaldıktan sonra oyunu devam ettirmeler… . Demek o ki, Selçuk’un ön libero partneri mücadeleci, toptan yılmayan bir kimlikle olmalı sahada.

KAPTAN SELÇUK SİGORTA

Selçuk demişken… Son maçta özellikle dikkat ettim kaptana; adeta bir maestro gibi takımı yönetiyor, saha içindeki teknik direktör gibi. Bu yüzden detaylarda kenar yönetimine fazla iş düşmüyor. Selçuk, arkadaşlarını irite etmeyen sakin ve küçük jest ve mimikleriyle sahadaki yayılmaya, boşlukların doldurulmasına vb. katkıda bulunuyor. Kaptan arada bir de kreatif hareketler sergiliyor takım berabere ya da öndeyken, Osmanlıspor maçında da 14. Dakikada yaptığı şık hareketlerle tribünlerden alkış aldı. Bir önceki maçta da alkış almıştı benzer iki pozisyonda. Bu arada yılların deneyimiyle tereyağından kıl çeker gibi güzel de top çalıyor. İki de şık kafa golü olan Selçuk son maçta bir uzaktan şut denemesi yaptı, maçın son anlarıydı ve belki de yorgunluktan istediği yapamadı plaseyi. Kale karşısındaydı ama kalabalık defanın yanından dışarı çıktı top. Yalnız iki kez dar alanda çalım yaparken top kaptırdı ki, bundan kaçınmasını öneririm. Defansın hemen önünde top kaptırmanın telafisi olmayabiliyor.

DEPLASMANDA REİS VE POKO İLE

Haftaya deplasmanda kendini bulan Gençler’le oynayacak Göztepe. Ancak sarı kart cezalısı takımın dinamosu Castro ve “mekanın yeni sahibi” Beto’dan yoksun olarak. Castro takımın hakikaten dinamosu, yerini Poko doldurur mu, zor ama başka çare de yok. Son maçta sakatlanan Kadu’nun yerini geçen hafta talihsiz ve ‘amatör’ bir başlangıç yaparak belki de iki puana malolan Reis kapatabilir fakat iki önemli ismin yokluğunda Tuna bakalım ne yapacak? Muhtemelen sağbekte Sabri’yle başlayacak bu hafta Göztepe. Scarione’nin kazanılması ve takıma yararlı olması da Tuna’yı bekleyen bir ev ödevi. Tayfur’la da her zaman kulübede başlamak gerekmiyor. Göztepe’nin bu hafta sloganı “Yenemezsen yenilme” olmalı. Beş haftalık galibiyet hasreti de biterse ne ala.

Tuna’nın şu on birle başlaması muhtemel: Günay-Sabri, Reis, Kosanoviç, Traore-Selçuk, Rotman-Poko, Gouffran, Tayfur (Scarione)-Demba Ba.

Halil ve Ghilas’ın da duruma göre gerektiğinde oyuna sonradan dahil olabileceğini söyleyebiliriz.

GÖZTEPE KÖTÜ DEĞİL İYİ GİDİYOR VE DAHA İYİ OLABİLİR

Göztepe kötü gitmiyor, ancak daha iyi olabilir. Bir ölçü vermek gerekirse ona göre çok daha büyük bütçeyle oynayan Yusuf, Okay, Burak gibi yerli yıldızlara sahip Trabzonspor da beş maçtır berabere ve aynı puanda. Son on maça baktığımızda da Göztepe’nin 4 galibiyet, dört galibiyet ve iki yenilgisi var. 10 maçta 16 puan. Tatmin edici.

Gençler’den sonra Göz Göz evinde emsali ve kendisi gibi bir alt ligden gelen Sivasspor’u konuk edecek. Bu iki maç İzmir’in sarı kırmızılılarının beşincilik hedefi için önemli bir veri oluşturacak. Başkan Sepil’in prim için tam da kesenin ağzını açacağı bir moment. Onun yerinde olsam iki maçlık bir prim paketi yapardım altı ve dört puanlık.