Gizem TABAN/İZGAZETE- İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cumhuriyet Halk Partili (CHP) Tunç Soyer, İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) Başkanı Misket Dikmen’in moderatörlüğünde online olarak gerçekleşen ‘Başkana Sor’ programında yerel medya temsilcilerinin sorularını yanıtladı. Soyer 2020 yılı ile ilgili değerlendirmelerde bulunurken yeni yıl hedeflerine ilişkin de açıklamalarda bulundu. 

DAYANIŞMA VURGUSU
2020 yılına dair değerlendirmelerde bulunan Başkan Soyer, “2020 yılından ayrılıyor olmamız nedeniyle çok keyifliyim. Yeni bir yıl yepyeni umutlarla başlayacak, bu inancı taşıyorum. 2020 yılı bizim için çok ağır geçti, İzmir tarihinin en büyük orman yangınını yaşadık, hemen arkasından bir kampanya başlattık, arkasından pandemi patladı, İzmir depremi tsunamiyi gördü. Tekrar pandemide ikinci tırmanış oldu. 18 ay krizlerle geçti. Bir yanıyla çok acılar yaşandı kayıp oranlarımız pandemide zaman zaman yüksek rakamlarla çıktı, 117 canımızı depremde kaybettik. Hastanelerdeki doluluk oranlarının yüksekliği, ekonomik krizin getirdiği sıkıntılar, iç karartıcı her şey vardı. Ama içimizi aydınlatan bir şey vardı; İç karartıcı bir sene olmasına rağmen içimizi aydınlatan geleceğe umutla bakmamızı sağlayan destansı bir dayanışma yaşandı. İzmirli İzmir’e sahip çıktı, İzmir’e tüm Türkiye sahip çıktı. Krizleri atlatmak için dayanışmanın ne kadar önemli olduğunu anladık. Bu krizlerle başa çıkmanın yolunun dayanışmadan, gücümüzü birleştirmekten geçtiğini gördük. En önemli şeyin; kentte yaşayan insanların güven duygusu içinde olmalarını, kente güvendiğini gördük” diye konuştu.  

‘DOĞAYLA UYUMLU YÖNETİCİLİK YAPMAK ZORUNDAYIZ’
‘Doğayla uyumlu bir yöneticilik anlayışı’ benimsediğini belirten Soyer, “40 adet elektrikli araçla İzmir Büyükşehir Belediyesi filosunu zenginleştiriyoruz. Çünkü bu kriz dönemleri gösteriyor ki küresel iklim değişikliği, küresel ısınma, kuraklık hepsi doğaya verdiğimiz tahribat sonucu ortaya çıkan krizler. Doğayla barışık çözümler, doğayla uyumlu yöneticilik ortaya koymak zorundayız” dedi.

ESNAFA MÜJDE
Başkan Soyer, pandemi döneminde ağır hasar gören esnaflar için de müjde verdi. Soyer, Esnaf arkadaşlarımız çok ağır bir dönem geçiriyorlar, mağduriyet içindeler. 1 Ocak’tan itibaren katı atık bertaraf bedelini 3 ay boyunca ticari işletmesi olan esnaflarımızdan tahsil etmeyeceğiz. Dilerim ki ilçe belediyelerimiz de benzer uygulama yaparlar. Tüm esnaf arkadaşlarımıza 3 ay boyunca su bedellerinde de yüzde 50 indirim yapacağız. Zekeriya başkanımıza selam ve sevgilerimi istiyorum. Ana fikir bu Zekeriya başkanımızın takdirleriyle de son halini veririz” dedi. 

İNCİRALTI AÇIKLAMASI
İnciraltı planlamalarına ilişkin açıklamalarda bulunan Soyer, “İnciraltı ile ilgili bakanlıkla ilçe belediye başkanımız bir araya gelmiş ve çalışma yapmışlar, öncesinde bakanlık bizden de görüş istedi gönderdik. Önümüzdeki ay içerisinde bakanlıktan bir dönüş alacağız. Onların hazırladığı taslakla bizim öngördüğümüz taslak arasında bazı farklılıklar olduğuna dair bilgiler aldık, nihai halini görmüş değiliz. Bizim tespitlerimiz sağlık turizmi ağırlıklı olarak tarımı koruyarak bölgenin doğal yapısına sahip çıkarak çok fazla yapılaşmaya açmadan çözüme kavuşturacak taslak idi. Bizim de görüşlerimizi dikkate alarak planlama yaptıklarını biliyoruz” ifadelerini kullandı. 

SU KRİZİ NASIL ÇÖZÜLECEK?
Suyun etkin ve doğru kullanımı noktasında çalışmalar yaptıklarını kaydeden Soyer, “Gezegenimizin kırılgan hale geldiğini biliyoruz. Daha birçok doğal afetle, pandemiyle karşılaşmaya devam edeceğiz ne yazık ki. Doğanın ritmine uygun bir kent tasarlıyorsanız bu felaketlerden çok daha az etkileniyorsunuz. Su kaynaklarının çok hoyratça kullandığımızı, vahşi bir su tüketimi yaptığımızı söyleyeyim. Biz bu torakların yerel tohumuna yerel hayvan ırklarına sahip çıkmadık. Dışarıdan getirdiklerimizle tarım yapmaya başladık. İzmir’de tükettiğimiz suyun yüzde 72’si tarımda, yüzde18’i sanayide, yüzde 10’u evsel. Tarımda da plansız ve yerli ırklara tohumlara dayanmayan tarımsal üretim yaptığımız için çok büyük bir tüketim var. Biz bu tarım politikasını değiştirerek başlıyoruz. Önümüzdeki ay itibariyle 103 yeni sondaj kuyusu açıyoruz. Geneldeki su şebekelerini yeniliyoruz, kayıp kaçak oranlarını daha düşük oranlara çekmeyi planlıyoruz. Yaklaşık 100 bin metreküp atık suyu tekrar tarımsal sulamada kullanmak için arıtma tesisi planladık. İçme suyu kaynağı konusunda büyük kaynaklar yaratıyoruz. 8 yeni baraj ve göletten aktarım sağlıyoruz. Bu çalışmalar genel olarak İzmir’de suyun daha tasarruflu kullanmamız için öngördüklerimiz. Ama büyük çözüm tarımsal üretimde kullanacağımız planlamayla ilgili. Biz sinek tutmak değil bataklığı kurutmak istiyoruz. Fosil yakıtlardan arınmak mecburiyetindeyiz. Tercihlerimizde bu yönde ilerleyeceğiz. Dolayısıyla hava kirliliğiyle de çok kısa süre içerisinde daha iyi mücadele edebilir hale geleceğiz” diye konuştu. 

‘TÜRKİYE’YE ÖRNEK KENTSEL DÖNÜŞÜM SÜRECİNİ BAŞLATACAĞIZ’
Kentsel dönüşümle ilgili açıklamalarda bulunan Başkan Soyer şunları söyledi:
 “Ege mahallesinde uzun yıllardır bekleyen kentsel dönüşümü başlattık. Bir belediye şirketini ihaleye sokarak aslında diğer müteahhitleri tetiklemiş olduk. Eğer kimse ilgilenmeseydi, biz İZBETON olarak girip bu ihaleyi alacaktık ama ihtiyaç kalmadı, güçlü bir firma ihaleyi aldı, yer teslimini yaptık ve yıkım başladı. 1000 konutluk birinci etap Ege Mahallesi kentsel dönüşümü başladı. Bu çok kıymetli çünkü kentin en merkezinde ve yoksulluğun derin yaşandığı bir mahalle. Bu dönüşüm sadece oradaki vatandaşlarımız için değil, kentimiz içinde önemli bir yenilenme anlamına geliyor. Örnekköy’de ikinci etapta 170 konut ve 20 işyerini kentsel dönüşüm ihalesi çerçevesinde müteahhide yer teslimini yaptık. Örnekköy 3’üncü ve 4’üncü etaplarıyla ilgili 1000 konut 50 işyeri ile ilgili kentsel dönüşüm sözleşmesini yaptık. 1000 konut da Örnekköy’de başlıyor. Bunun devamı gelecek, Aktepe, Emrez, Gültepe gelecek. Biz kentsel dönüşümü en öncelikli meselemiz olarak görmeye devam ediyoruz, çok yoğun bir kentsel dönüşüm politikası oluşturuyoruz. Deprem sonrasında yapı stoğu envanteri çalışması başlatmaya karar verdik, İzmir’deki tüm yapıları tarayacağımızı söyledik. Bayraklı’dan başlayarak 1999 öncesi ruhsat almış yapılardan başlayarak. Burada önemli olan şu; yapacağımız envanter çalışmasıyla birçok bina ile ilgili yıkım kararı alınması gerekecek, o kararı aldığımız anda orada yaşayan vatandaşlarımıza bir çözüm getirmemiz gerekecek. O çözüm için bir ön hazırlık yaptık, Dünya Bankası ile görüşüyoruz. Arzu ettiğimiz kaynağı istediğimiz faiz ve vadede temin edebilirsek vatandaşımızı uzun vadeli ve düşük faizli finansmanla buluşturup kendi kentsel dönüşümünü yapmasının önünü açmış olacağız. İzmir’de depreme dayanıklı güçlendirilmiş binaları yapmak için Dünya Bankası’ndan olumlu sonuç almayı bekliyoruz. Bunun müjdesini de yeni yılda mutlaka paylaşacağız. Böylece Aziz Başkan zamanında başlatılan kentsel dönüşüm projelerini hızla hayata geçirmeye devam edeceğimiz gibi deprem nedeniyle ortaya çıkan zafiyet görünür hale getirip bunun çözümünü üretecek yepyeni bir kentsel dönüşüm çalışmasını da 2021’in başından itibaren başlatmış olacağız. Kentsel dönüşüm alanlarında 6 alandaki kentsel dönüşümle ilgili ihale süreçlerini devam ettireceğiz orada eğer yeteri kadar güçlü katılım göremezsek müteahhitlerden, belediye şirketleriyle o girişimi yapacağız. Kentsel dönüşümle ilgili bundan sonra herhangi bir tökezleme söz konusu olmayacak. Ama yeni bir perspektifi getirmiş oluyoruz. Mantığında şu var; kaçak yapılmış, gecekondulaşmış bölgelerde kentsel dönüşüm yapılıyor ama bu deprem bize gösterdi ki tepelerdeki binalarda bir şey olmadı, ruhsatlı yapılarda ağır tahribatlar yıkımlar yaşandı. Dolayısıyla bizim perspektifimizi değiştirmemiz gerekiyor. Eğer Dünya Bankası’ndan bahsettiğimiz bu kaynak istediğimiz şekilde gelecek olursa tüm Türkiye’ye örnek bir kentsel dönüşüm sürecini başlatacağız.”

ULAŞIM ÇALIŞMALARI TAM GAZ
Ulaşımla ilgili projelerden bahseden Soyer, “Biz 2021 yılı bütçesinde yüzde 42 payı yatırımlara ayırdık. Türkiye’de bu kadar yüksek yatırım oranı taşıyan bir belediye yok. Hükümetin de yatırım oranlarına bakılırsa yüzde 42’nin ne kadar yüksek olduğu görülecektir. Tüm bu olumsuzluklara rağmen yatırımlardan vazgeçmiyoruz. En temel meselemiz metro hatlarımız. Narlıdere Metrosu’nda hiçbir aksama yaşamadan vaat edilen tarihe doğru 4 nala gidiyoruz. Niyetimiz 2021 Temmuz’da tüneli bitirmek ve sonrasında öngörülen tarihte Narlıdere Metrosunu açmak. Çiğli Tramvayı ihalesi gerçekleşti yer teslimi yapıldı. Buca Metrosu İzmir tarihinin en büyük yatırımı olacak. Ocak ayında uluslararası ihaleye çıkıyor olacağız. Metro ve tramvay hatlarıyla birlikte toplu ulaşım daha da cazip haline gelecek. Bisiklet ulaşımını artıyoruz, 2 yeni feribot kazandırdık. Ulaşım, İzmir’in önümüzdeki yıl en temel çalışma alanlarından biri olacak, bir yandan motorlu araç trafiği azalacak, bir yandan raylı sistemleri artıracağız. Yoğun olarak bir bisiklet kenti olmaya söz veriyorum” açıklamasını yaptı. 

‘HERKESİN BAŞKANIYIM’
Muhalefetten gelen eleştiri bombardımanlarına ilişkin soruyu yanıtlayan Soyer, Halkların Demokratik Partisi’ne (HDP) yakın bir siyaset izlediği yönündeki iddialara da cevap verdi. Soyer, “Bu saldırılara baktığınızda incir çekirdeğini doldurmayacak saldırılar. Performans ve icraat üzerinden yapılan eleştiriler değil; kişiselleşmiş ve bel altı seviyesinde yapılacak tartışmalar. Bunlar üzüyor. Sonuçta hepimiz etten kemikteniz ama sebebini anlayınca o üzüntü hafifliyor. Aslında onun siyasetin sığ seviyelerinden gelen saldırılar olduğunu görüyoruz. Aslında kırılmıyor, incinmiyoruz. Ben belediye başkanı olarak herkesin belediye başkanıyım. Kimseye hangi siyasi partiye oy verdiğini sormuyorum. Herkese aynı mesafe ve yakınlıkta olacak bir belediye başkanlığı yapmaya çalışıyorum. Benim hangi siyasi partiye yakın olmaya ilişkin bir bakışım yok. Mustafa Kemal Atatürk’ün çizdiği rotada yürüyerek belediye başkanlığı yapmaya çalışıyorum. Dikkat ederseniz yapılan saldırıların seviyeleri hep bu noktalarda seyrediyor. Ya açıklamamızdan cımbızlanan bir cümle ya da önü sonu kesilen bir ifadeyle… Biz üretim, yatırım yapmaya, herkesi kucaklamaya devam edeceğiz” dedi.

BÜYÜKŞEHİR BİNASININ AKIBETİ NE OLACAK?
İzmir Büyükşehir Belediye binasının akıbetine yönelik açıklamalarda da bulunan Başkan Soyer, “Deprem öncesinde belediye sarayında yapılan birçok toplantıda bana ‘Ne zaman yeni bir bina yapacaksınız?’ denmişti. Doğrusu, hepimiz aslında içimizde bir kaygı ile çalışırdık. Çünkü güçsüzlüğü ile ilgili bir algı vardı. Dört ayrı yapı olarak yapılan bir inşaatta özellikle ön cephede duvar kaplamalarının döküldüğünü, demirlerin erozyona uğradığını gördük. Biz ertesi haftadaki ilk meclis toplantımızda bunu gündeme getirdiğimizde alkışlarla tüm meclis üyeleri bu binanın yıkılması kararına olumlu alkışladı. Bu konuyla ilgili, ‘Meydana kimlik kazandıran bir bina’ denildi. Açıkçası bunu anlayamadım. Ancak yine de güçlendirme yapılsaydı bu binanın maliyeti ne olacaktı, ikincisi yeni bir bina yapmanın maliyeti ne olacak araştırması yapacağız. İki maliyeti karşılaştıracağız. Yeni bina için de araştırmalarımız devam ediyor. Gerçekten belediye binamızın kentimiz ve meydanla ilgili ne kadar bir kimlik kazandırdığı meselesini tartışmalı görüyorum. O meydana kimlik kazandıran Valiliktir, Saat Kulesidir, camidir. Talepler doğrultusunda yeniden değerlendireceğiz ve tekrar gündeme getireceğiz” ifadelerini kullandı. 

HİLTON YANITI: ‘EĞER SORUMLU ARANIYORSA…'
İzmir Büyükşehir Belediyesi 2019 yılı Sayıştay Denetim Raporunda Büyükşehir’in de hissedar olduğu Hilton Oteli ile ilgili kamu zararının ortaya çıkmasına ilişkin soruya yanıt veren Soyer, “Hilton ile ilgili Sayıştay raporunda tespit var; bizim de vereceğimiz cevaplar var. Zarar konusunda önce o sözleşmeyi yapan iradeyi ortaya çıkarmak lazım. Eğer Hilton’da bir sorumlu aranıyorsa buradan başlayarak tespit yapılmalı. Biz Hilton Oteli hissedarlarıyla mutabık kalarak uyumlu bir çalışma sürdürüyorum. Diliyorum ki bu çalışma sonrasında İzmir yine beş yıldızlı bir hotele kavuşarak bu anlamda hizmet etmeye devam edecek” dedi.

‘TEKRAR BENZER BİR GİRİŞİMDE BULUNACAKLARINI DÜŞÜNMÜYORUM’
Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın İzmir içindeki yeşil alanları ve orman alanlarını imara açarak ihale usulüyle satışını yapmasına ilişkin soruyu yanıtlayan Başkan Soyer, “Bakanlık 2020 yılı içinde Karşıyaka Mavişehir’de 2 parselle ilgili bu inisiyatifi kullanmıştı, buraların satışa çıkartılmasını sağlamıştı fakat sonunda bu satışlardan birinden kesin olarak vazgeçti diğerinde de zannediyorum vazgeçme sürecinde. Bizim bu konuda yasal gücümüz yok ancak İzmirlilerden gördükleri hızlı reaksiyon olağanüstü seferberlik hali tahmin ediyorum bu iradeyi ortaya koyanları bu kararları yeniden gözden geçirmeye sevk edecektir. İzmir’de tekrar benzer bir girişimde bulunacaklarını düşünmüyorum” dedi. 

‘TARİHİ ELEKTRİK FABRİKASI’NI HALA VERMİYORLAR, İSTEMEYE DEVAM EDİYORUZ’
Tarihi Elektrik Fabrikası’yla ilgili gelişme olup olmadığına yönelik soru üzerine açıklamalarda bulunan Soyer, “Tarihi Elektrik Fabrikası’nın ihalesi neredeyse 19 ay önceydi, 35 milyon bedel yatırmayı taahhüt etmiştik. Gerçekleşemedi. Bir değişiklik yok, hala vermiyorlar, biz de istemeye devam ediyoruz” dedi.

‘KÜLTÜRPARK’TA ÇOĞUNLUĞUN MUTABAKATI SAĞLANDI’
Kültürpark planlaması ile ilgili soruya da açıklık getiren Soyer, “Kültürpark’la ilgi başından beri ortak akla inanıyoruz. Herkesi duyarak yol almak istiyoruz demiştik. Kültürpark’la ilgili çok fazla müzakere edilmeden anıtlar kuruluna gönderilen planı yeterli müzakere yapılmadığı için geri çektik. 1 yıldır meslek odalarımızla yoğun bir çalışma sürdürüyoruz. Hepsinin mutabakatıyla bir Kültürpark Anayasası ortaya çıktı. Son derece geniş kapsamlı bilimsel bir çalışma sürdürüldü. Memnun olmayanlar beğenmeyenler olacaktır, herkesi memnun etmek pek mümkün değil. Biz bu konuda tek karar verici otorite olmamıza rağmen böyle yapmadık. Çok mükemmel bir sonuç ortaya çıktı. İzmir üzerinde tartışılmayacak, büyük çoğunluğun tam mutabakata sahip olduğu bir tablo ortaya çıktı” diye konuştu.

‘BANA, İZMİR HALKI SAHİP ÇIKIYOR’
Muhalefetten kendisine yöneltilen eleştirilere CHP İzmir İl Başkanlığı ve CHP İzmir Milletvekilleri tarafından yeterli savunmanın yapılmadığı sorusu üzerine açıklama yapan Soyer, “Ben her ne kadar CHP’den seçilmiş olsam da tüm halkın, İzmir’in belediye başkanıyım. Bana İzmir halkının sahip çıkıyor olmasından daha değerli bir şey olamaz. Bana kimin sahip çıkıp çıkmadığının çetelesini tutacak ne vaktim var ne ilgim var. İzmir halkının bana sahip çıktığını biliyorum” dedi.

Editör: Haber Merkezi