İZ GAZETE - Seferihisar merkezde yer alan ve dut ağaçlarıyla kaplı olan meydan geçmişten beri yerli halk tarafından 'Dutlaraltı' olarak anılıyor. Dutlaraltı Meydanı'nda yer alan kahvehaneler ise siyasetin kalbinin attığı yer olarak biliniyor.

Öncelikle Seferihisar ile başlayalım. Burada uzun yıllardır esnaflık yapıyorsunuz. Dünden bugüne değişimi nasıl değerlendirirsiniz?

Yusuf Vehbi Tarhan: İl Genel Meclis üyeliği, Belediye Meclis üyeliği ve İlçe başkanlığı yaptım. Esnaf odasında yönetim kurulu üyeliği yapıyorum. 1949 yılında dedem tarafından kuruldu. Kuruluşundan itibaren babam ve ben devralıp işlettik. 35 yıldır esnaflık yapıyorum. Geçmişteki birinci kuşak ve ikinci kuşak burada büyümüşler. Bizler de üçüncü kuşak oluyoruz.

Seferihisar'da eskiden narenciyecilik yokmuş. Tütüncülük, rençberlik varmış. Şu anda bu mekânda oturan insanların büyük çoğunluğu Seferihisar'ın yerlisidir. Rençberlik yapan bu insanlar gündüz işlerinde akşam olunca da bu kahvede oluyormuş. Şimdi ise narenciye bölgesi, turizm bölgesi oldu. Yeni nesil ise buraya ayak uydurmuyor. İkinci kuşak dediğimiz insanlar geliyor. Yani babaları ölmüş, çocukları kalmış. Torunları ise internet ortamının olduğu yerleri tercih ediyor.

Bugüne kadar hep yerli insanlarla muhatap olduk. Eskiden nakit para yoktu. Veresiye yazılıyordu, tütün satılıyordu. Yıldan yıla hesap görülüyordu. Yıllık veresiye yapılıyordu. Çünkü herkesin birbirine itimadı vardı. Hiçbir zaman kapımıza kilit vurmuyorduk. Kim sabah erken gelirse kahveyi o açardı, ocağı yakardı.

Seferihisar’da insanlara hitap ederken lakabıyla hitap edilir. Bize de Tarananın Ali'nin oğlu derler. Lakabımız budur. Burada kahvehanenin girişine vefat edenlerin isimlerinin yazılı olduğu bir tabela koyduk. Bu isimler burada vakit geçirmiş, buranın yerlisi ve daimi müşterileriydi. Mesela bu isimleri de lakaplarıyla yazdık. Dilvine İsmail var, Doda İzzet var. Bunlar insanların çağırıldıkları, tanındıkları isimleridir. 

GELENEK DEVAM EDİYOR

Ali Taşkın: 1934'te Soyadı Kanunu çıkmadan önce insanlar lakaplarıyla anılıyormuş. Genelde babalarının isimleriyle anılırmış. Sonunda başka lakaplar gelmiş. Ya da yaptıkları işlerle anılırmış. Bu bahsettiğimiz kişilerin büyük çoğunluğu Soyadı Kanunu çıkmadan önce doğmuş. Daha sonra soyadı alıyorlar ama o lakaplar devam ediyor. Günümüze kadar böyle geliyor. Şimdi Yusuf deseniz kimse tanımaz ama Tarananın Yusuf deyince herkes bilir. O gelenek halen devam ediyor.

Siyaset burada konuşuluyor, önemli konular burada gündeme geliyor. Böyle bir özelliği de var sanırım?

Yusuf Vehbi Tarhan: Çok doğru. Siyasetin kalbinin attığı yer burasıdır. Tabiri caizse Ankara'nın yıkamadığı hükümeti burası yıkar. Burada hükümet yıkılır, kalkar, yeni partiler kurulur. O kadar önemlidir aslında siyaset. Herkesin dilinde siyasi bir konu var, gündem var. Çok hararetli tartışmalar da yapılır. Herkes gündemi takip eder, gelişmeleri bilir. Çoğunlukla da siyaset konuşulur.

Bu kahvenin müşterilerinin yüzde 70'i sosyal demokrattır. Yüzde 30'u da diğer partilerden oluşur. Bu her beldede vardır. Eleştiri olur, tartışmalar olur ama sonucunda burada hiçbir insan birbirinin kalbini kırmaz. Tartışırsın sonrasında da kalp kırmadan ortak noktayı bulursun.

SİYASETİN KALBİ

Ali Taşkın: Seçim döneminde buranın desteğini almayan belediye başkanının başarılı olma şansı çok azdır. Çünkü burası Seferihisar siyasetinin nabzıdır. Burada atıyor. Yani buranın desteğini aldığınız zaman Seferihisar'ın yüzde 90'ının desteğini almış oluyorsunuz. Mesela 2009 yılında Tunç Soyer'in ilk kez başkan seçildiği dönemde buranın desteği arkasındaydı. Çarşı merkezi de olduğu için değişik kişiler ve değişik fraksiyondan insanlar var. O yüzden eğitim seviyesi bakımından yüksek olan, düşük olan herkes fikir sunuyor.

Burası için siyasetin kalbi dediniz. Herhangi bir siyasesi geçmişi olan kişiler de var mı burada?

Yusuf Vehbi Tarhan: Geçmiş dönemlerde buradan milletvekili çıkardığımız kişiler var. 60'lı yıllarda CHP'den milletvekili çıkan isimler oldu. Şükrü Akkan var mesela. O da 70'li yıllarda Adalet Partisi'nden milletvekili oldu. Bu isimler buranın yerlisi, bu kahvenin de müşterileriydi.Siyasetin nabzı burada atıyor derken tabii ki yerel siyasetten bahsediyoruz. Sonuçta Seferihisar küçük bir yer. Geneli etkileyemezsin.

DOĞRU KARAR

Burası küçük bir diyorsunuz ama Seferihisar İzmir Büyükşehir'e belediye başkanı çıkardı. Tunç Soyer ile ilgili neler düşünüyorsunuz?

Ali Taşkın: 2009 yılında Tunç Soyer başkan olduğunda Meclis Üyeliği yapıyordum. Sol cenahta 4 dönem meclis üyeliği yaptım.

Tunç Soyer'in 2009 yılında adaylığı söz konusu olduğunda Seferihisar'da çok fazla tanıyan yoktu. Aslında CHP adına bir riskti. Parti bu riski aldı ve kazandı. Siyaset aslında başlı başına bir risktir. Ama çok zorlu bir süreçten geçildi, kolay olmadı. Aylarca evimize girmeden gece gündüz çalıştık. Başkan olduktan sonra başarılı oldu ve ikinci dönem tekrar seçildi. Daha sonra da İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı oldu. Seferihisar'dan çıktığı için gurur duyuyoruz. Çünkü 40 bin nüfuslu ilçeden büyükşehire başkan çıkarmak büyük bir başarı. Aslında 2009'da ne kadar doğru bir karar verdiğimizin de kanıtı oldu.

Editör: Haber Merkezi