Bayraklı Belediye Başkanı Cumhuriyet Halk Partili (CHP) Serdar Sandal, İz Televizyonu’nda yayınlanan Gizem Taban ile Z Raporu programının konuğu oldu. Görevde olduğu 3 yıl boyunca yapılan çalışmaları, önümüzdeki süreçte hayata geçecek projeleri anlatan Başkan Sandal, Belediye’nin mali yapısı hakkında da bilgiler verdi. Deprem süreci ve ekonomik krizin etkilerine dair değerlendirmelerde bulunan Sandal, hükümetin depremzedelerin talep ettiği krediyi vermesi için çağrıda bulundu. CHP Bayraklı İlçe Kongresi sürecini değerlendiren Sandal, İzmir Büyükşehir Belediyesi Grup Başkan Vekilliği süreci konusunda da değerlendirmelerde bulundu. Sandal, ikinci dönem adaylık düşünüp düşünmediğine dair soruyu da yanıtladı. Sandal, partiden ihraç edilen Bayraklı Belediyesi eski Başkanı Hasan Karabağ’ın mahkeme kararıyla partiye iade edilmesini de değerlendirdi.

‘MALİ DİSİPLİNE BORÇLUYUZ’

Bayraklı’nın, pandemi, ekonomik kriz ve depremin gölgesinde geçen 3 yılını değerlendiren Belediye Başkanı Serdar Sandal, “Pandemi, en çok Bayraklı’yı etkileyen deprem ve hepimizi kökten etkileyen ekonomik kriz… Üçü de aslında başlı başına ciddi bir sorun ve bunları atlatmak da kolay değil. Biz Bayraklı Belediyesi olarak 430 milyon liralık gelir bütçesi yaptık, bu gelir bütçesinin o günkü kur karşılığı yaklaşık 52 milyon dolar. Bugünkü kuru uyarladığımızda, bu rakam 30 milyon doların altına düşüyor. Gider bütçemiz 52 milyon dolar, o da 60 milyon dolara çıktı. Bu süreci idare etmek sanıldığı kadar kolay değil. Peki, Bayraklı Belediyesi’nin geçmiş ekonomik durumundan bugüne gelmesini ve bugün ayakta durmasını; herhangi personele borcu olmamasını, ücretleri zamanında yatırıyor olmasını, temel belediyecilik hizmetlerinden fire vermemesini, vatandaştan gelen talepleri karşılamasını neye borçluyuz? Mali disipline borçluyuz” diye konuştu.

‘TEK KURUŞ KREDİ ÇEKMEDİK’

Borçlu bir Belediye devraldığının hatırlatılması üzerine açıklamalarda bulunan Başkan Sandal, Belediye’nin mali yapısındaki son durumu da aktardı. Sandal, şöyle konuştu: Bütün belediyeler borçludur. Burada önemli olan bizim bu borcu idare ettiğimiz ve bitirdiğimiz… Pandemi, deprem ve ekonomik krize rağmen Bayraklı Belediyesi tek kuruş kredi çekmedi. 102 milyon olan banka borcunun 95 milyonuna yakınını ödedik. Kapımızda icra falan yok. Belediyemizin, üçüncü şahıslara borcu yok. Şirketlerimizin üçüncü bir kuruma borcu yok. Herhangi bir personelimizin ödemesinde gecikme yok, ödemediğimiz bir ücret yok. Bütün bunlara rağmen muhtarlık binalarımızın bir kısmını yeniledik, kalanlarını yeniden yapacağız, 3 kreşimizden biri şu an faaliyete başladı, diğer ikisi ile ilgili yasal prosedürler devam ediyor, bu yıl içerisinde açacağız. Kazım Koyuncu Kültür Merkezi’nin çalışmaları bitti, yakın zamanda açacağız. Parklarımız, yollarımız, çevremiz ile ilgili yaptığımız çalışmalar var.”

‘HİÇ YALNIZ BIRAKMADILAR’

İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB) desteğinin Bayraklı’da fazlasıyla hissedildiğini söyleyen Sandal, “Belediyemizin başardığı işlerden bir tanesi de kavga etmeden barış içerisinde süreci götürmek. Kiminle barış? Büyükşehir’le barış. Kiminle barış? Muhtarla barış. Kiminle Barış? Sivil toplumla barış.  Kiminle barış? Kamuyla barış… İBB’nin geçmiş yıllarda Bayraklı’ya yaptığı yatırımla bugünkünü kıyasladığınızda arada uçurum var. Şu ana kadar, tüm olumsuz süreçlere rağmen İBB, Bayraklı’ya 360 milyonun üzerinde yatırım yaptı. Biz Büyükşehir’in desteğini fazlasıyla görüyoruz. Deprem sürecinde tüm Türkiye’ye rol model olabilecek bir çalışma yürüttük. Enkazın kaldırılmasından çadır sürecine, yurttaşlarımızın geçici konutlara yerleştirilmesinden sonraki süreçte vatandaşların hak kayıplarının önlenmesi için yapılan plan notlarına… Bunların hepsi Türkiye’de bir ilk! Biz bu süreçteki sınavı çok başarılı bir şekilde verdik. Bu süreçten niye bu kadar başarılı çıktık? İlk günden itibaren genel merkezimiz yanımızdaydı, kamu yanımızdaydı. Ama bizim bu süreci güçlü bir şekilde götürebilmemizin asıl nedeni; gücümüzü Büyükşehir’den almamız oldu. Bizi hiç yalnız bırakmadılar” açıklamalarında bulundu. ,

‘MEYDANIMIZA KAVUŞACAĞIZ’

Kent meydanı projesinde yaşanan süreci açıklayan Sandal, şunları söyledi: “Bunu ben, geldiğimden günden beri söylüyorum. İzmir’in metropol bir ilçesinde bir kent merkezinden söz edememek, milli bayramlarımızı sınırlı bir metrekarede kutladığımız bir alan Bayraklı’ya yakışır bir durum değil. Bayraklı, yerleşimi neredeyse yüzde 90 tamamlanmış bir bölge… Doğal olarak yeni bir alan bulamıyorsunuz, yeni bir alan yaratmak zorunda kalıyorsunuz. Biz, şu an İzmir’in en küçük kent meydanlarından birisine sahibiz ama yaklaşık 1 buçuk yıl içerisinde İzmir’in en büyük kent meydanlarından birine sahip olacağız. Birileri bundan rahatsız olur, engel olur, süreci uzatırsa bilmem. Ama şu an tören yapılan Atatürk heykelinden, Çiçek Mahallesi Muhtarlığını da içine alan alanın tamamını bir kent meydanına dönüştürmekle ilgili kamudan gerekli izinleri aldık. Arkadaşlarımız projesini tamamlamak üzereler. Benzer şekilde Sevgi Yolu’nun düzenlenmesi, Smyrna’nın yeniden hayata geçirilmesi konularında da çalışmalarımız var. Smyrna kavşağına yakışır bir çevre düzeniyle beraber orayı canlandırmak istiyoruz. Amacımız, İzmir’e gelen turistlerin Bayraklı’yı da ziyaret etmeleri, Smyrna Höyüğüne geçmeleri, oraya geçerken Sevgi Yolu’nda yeme-içme, alışveriş ihtiyaçlarını karşılayabilmeleri için çalışmaları da başlattık. Ama burada mesele bölgenin sit alanı olması… Bu durum, süreci oldukça uzatıyor. Çünkü projeyi yapan arkadaş attığı her adımı ilgili kurula sormak zorunda kalıyor. Normal bir alanda yapılan proje ile o alanda yapılan bir proje arasında dağlar kadar fark var.”

‘CİDDİ BİR PROBLEM YOK’

Hayata geçirilen çalışmalar konusunda AKP’li meclis üyelerinden destek görüp görmediğine yönelik soruyu yanıtlayan Sandal, “Bizim, AK Parti Grubu ile ilgili yaşadığımız ciddi bir problem yok. Meclis çatısı altında siyasal tartışmalar oluyor ama bunun dışındaki meselelerle AK Parti Grubu kentle ilgili eleştirilerini dile getirdiklerinde; biz bu işe partili meclis üyesi gözüyle bakmıyoruz, Bayraklı Belediyesi’nin meclis üyesi gözüyle bakıyoruz. Bugüne kadar yardım istediğimiz noktalarda arkadaşlardan yardım aldık” dedi. 

‘KISIR ELEŞTİRİ YUMAĞI’

Belediye Meclisi’nde tansiyonun sık sık yükseldiğinin hatırlatılması üzerine ise Sandal, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Siz, o kadar iş yapılmasına rağmen ülke gündeminden habersiz ‘iş yapılmıyor’ diye eleştirirseniz, siyasi bir eleştiri yapmış oluyorsunuz. Çiftçinin, emeklinin, emekçinin bittiği, pazarın yangın yerine döndüğü bir süreçte eleştiri yaparken biraz dikkatli olmak gerekir. 430 milyon liralık gelir bütçemiz 30 milyon doların altına düştü Gider bütçemiz 52 milyon dolardan 60 milyon dolara çıktı. Bayraklı Belediyesi’nin bunda ne kabahati olabilir? Belediye ne yapabilir? Mazotun 8 liradan 22 liraya çıkacağını öngören var mıdır? Eleştirileri bu yönde… Ve geldiğimiz günden beri, kısır bir eleştiri yumağı var. Hep aynı cümleler… Çünkü biz bu kentin menfaati için en doğru neyse ondan yanayız.”

‘BÜROKRAT GÖZÜYLE BAKAMAZSINIZ’

Göreve geldiğinden bu yana Belediye kadrosunda dikkat çeken revizyonlar hakkında da konuşan, Sandal, “Belediyeler aslında, bizim siyasal olarak karşı çıktığımız başkanlık sistemine yakın bir model ile yönetilir. Belediye Yasası, belediye başkanlarına bu yetkileri tanıyor. Siz bir tarafıyla kamu görevi yapıyorsunuz, bir tarafıyla da siyasisiniz. Ve siz bu meseleye bürokrat gözüyle bakamazsınız. Çünkü siz bir şey söyleyip zamanı geldiğinde yapmazsanız, kamuoyu nezdinde pozitif bir algınız olmaz. Ama bürokratın böyle bir sorumluluğu yok. Doğal olarak, seçilen başkanın hayal ettiği bir kent var. Bürokrasisinin de buna ayak uydurması lazım. Burada bir problem varsa, belediye başkanının başarısızlığı kaçınılmaz olur. Eğer başkan gideceği yoldan ve o yolda ulaşacağı sonuçtan eminse kendisine göre gerekli revizyonları ve değişimleri yapabilir” ifadelerini kullandı. 

‘ASLA AYRIM OLMAZ’

Yönetim ve hizmet anlayışına dair de açıklamalarda bulunan Sandal, “Belediyemiz içinde farklı siyasal görüşten, farklı yapılardan birçok arkadaşımız var. Hiçbir arkadaşımız, siyasal görüşünden, kimliğinden ötürü ayrımcılığa ya da baskıya tabi tutulduğunu ya da işten çıkarıldığını söyleyemez. Vatandaşla da aynı şekilde… Geldiğimden bu yana ‘Bayraklı’da kimse yatağa aç girmeyecek’ dedim. ‘Tüm çocuklarımızın eğitime ve öğretime ara verme nedeni maddiyse biz o çocukların eğitimini üstleneceğiz’ dedim. Peki bunu yaparken ‘Benim yardım edeceğim öğrencinin ailesi CHP’li olacak’ diyor muyuz? Böyle bir şey asla yok. Tüm siyasi partilerden olabilir, farklı inançtan olabilir, farklı gruptan olabilir. Bu bizi ilgilendiren bir şey değil. Bayraklı’da yaşayan tüm yurttaşlarımızın başımızın üzerinde yeri var. Bizim görevimiz tüm vatandaşlarımıza yardımcı olmak ve hizmet etmek” diye konuştu. 

‘SANAL MUTLULUK OLUR’

Kentsel dönüşüm ile ilgili çalışmaları çok önemsediğini vurgulayan Sandal, “Bu konuyla ilgili kamuoyunda farklı polemikler var; ‘ben şunu şöyle öngörüyorum, bu böyle olmalı’ gibi… Ancak bunların hepsi asparagas! Sonuçta kentsel dönüşüm işinin 3 bileşeni var; Belediye, vatandaş ve müteahhit… Bu üçünü makul bir noktada buluşturmadıktan sonra fantastik bir iş yapmış olursunuz. Bir yerde kentsel dönüşüm yapacaksak; yola, parka, sosyal donatı alanına ihtiyacımız var. Bunlar olmadan bu işi yapabilme şansımız yok. Burada Belediye’nin olmazsa olmazları var ve bu tartışma götürür bir nokta değil. Vatandaş da haklı olarak 2 ya da 3 dairesi varsa, bunlara eşdeğer şeyler istiyor. Buna kısmi olarak cevap vermek lazım. Müteahhit de işi yaparken zarar etmemek istiyor. Siz vatandaşı mutlu ettiğinizde müteahhit o işe girmiyorsa burada sanal bir mutluluk olur. Müteahhidin istediğini verip vatandaşı mutlu etmezseniz, bu iş yine gerçekleşmez. Bütün mesele bu… Biz tabii ki vatandaştan yanayız ama burada ölçeği doğru ayarlayamazsanız bu kez de vatandaşın hoşgörüsünü kazanmak için sanal bir gerçeklik yaratmış olursunuz. Bu da bir siyasetçi için çok doğru bir tutum değil” açıklamalarında bulundu.

DÖNÜŞÜMDE SON DURUM

Kentsel dönüşüm çalışmalarına dair bilgiler de veren Sandal, şunları söyledi: “Bayraklı Belediyesi bu süreçte çok ciddi çalışmalar yaptı. Hem deprem sürecindeki revizyon planları hem Adalet ve Manavkuyu mahallelerinin planları Bayraklı Meclisi ve İBB Meclisi’nden geçti. Planlar yakında askıya çıkacak. Yine, yeni kent merkeziyle ilgili yıllarca kilitlenmiş, davalık bir süreç var. Planları yaptık, Bayraklı Meclisimizden geçti, İBB’de bekliyor. İBB’nin başlattığ, daha sonra bizim İBB’den yetkiyi alarak revizyon plan yaptığımız 60 hektarlık bir alan var. Bu alanla ilgili de çalışmaların sonuna geldik. Birkaç problemli noktamız var, onlar İBB’de görüşüldükten sonra sanıyorum çözümlenecek. Bu yıl içerisinde de askı süreçlerini tamamlamış olacağız. 600 hektarlık Yamanlar, Onur, Nafiz Gürman, Postacılar mahallelerini içine alan bölgemiz var. Onlarla ilgili de Meclisimize bir sunum yapacağız, ardından Meclisimize getireceğiz ve Büyükşehir’e havale edeceğiz. Gümüşpala, Emek bölgesindeki planlamayı da bitirdikten sonra Bayraklı’nın tamamını planlamış olacağız. Kamuda işin en zor kısmı, işi yapmak değil. İşi yapılabilir noktaya getirmek işin yüzde 80’i… Sonrasında bir problem yok” ifadelerini kullandı.

‘DEPREMZEDELERİN FERYADINI DUYUN’

Hükümetin depremzedelere yaşattığı mağduriyetlerin hatırlatılması üzerine açıklamalarda bulunan Sandal, “Kamunun, depremin ilk günlerindeki çabasına nasıl teşekkür ettiysek, diğer yapılan işleri nasıl olumlu karşıladıysak, eleştirilerimiz de var. Eleştirilerimizden biri; 7 proje alanındaki vatandaşın 8 katlı binalarını neden 5 kat yaptık? Neden 140 metrekare daireler 70 metrekareye düşürüldü? Bunu anlamış değiliz. Vatandaşlarımızın burada bir mağduriyeti var. Teslim edilen konutlarda müteahhitlerin yaptığı işlerle ilgili ciddi aksaklıklar var. Bu sorunun bir an önce çözülmesini istiyoruz. Bir diğer mevzu ise; bir iş yapılacaksa o işi yapacak insana o kaynağın verilmesi lazım. İzmir’de büyük bir afet yaşandı. Bir konutun maliyeti belliyken, bunun altında bir kredi miktarını çıkarmayı ve vatandaşın hali, ekonomik krizin ortadayken mevcut faiz oranlarıyla vatandaşın, evlerini yaptırabileceklerini nasıl düşünebiliriz? Bunu da anlamıyorum. Buradan tekrar çağrı yapıyorum; lütfen evin maliyeti kadar kredi, 2 yıl ödemesiz 18 yıl vadeli ve uygun faizli krediyi depremzede yurttaşımıza verin. Buradaki asıl mesele kamunun bunu çözmesi… Bu bir afet! ‘Başka yerlerde afet yaşandığında afet bölgesi ilan edilirken niye İzmir’de, Bayraklı’da bunu yapmadınız’ diye soruyoruz. Burada bir kırgınlığı dile getiriyoruz. Eğer bu yapılsaydı, bugün belki de bu meselelerin hiçbirini tartışmayacaktık. Depremzedelerin tüm feryatları haklıdır. Ve bence hükümet de elini vicdanına koyup vatandaşın bu feryatlarını duymalıdır. Bu, bizim de talebimizdir” diye konuştu. 

‘DOĞRU BULMUYORUM’

AKP İzmir İl Binası’na yürüyen depremzedelerin partili yöneticiler tarafından kaba karşılanması hakkındaki soruyu yanıtlayan Sandal, şöyle konuştu: “Ülke, öyle bir kutuplaştırıldı ki; doğal bir hak arama talebinizi dile getirdiğinizde sanki muhalifmişsiniz gibi bir algı oluşmaya başladı. Bunun bitmesi lazım. Ben mesela, AK Parti’de veya kamu bürokrasisi içerisinde sağduyu sahibi olanların bu durumu tasvip etmediklerini biliyorum. Depremzede tabii ki de gidecek derdini anlatacak. Bu tutumu doğru bulmuyorum” dedi. 

‘TERCİHİMİ CHP’DEN YANA KULLANDIM’

CHP Bayraklı İlçe Kongresi sonrasında yaptığı; “Bayraklı siyasal özgürlüğünü kazanmıştır” açıklamasında neyi kastettiğinin sorulması üzerine Sandal, “Biz seçim süreçlerine müdahale etmek istemeyen bir taraftayız. Ama, bir ilçe seçiminde, belediye başkanıyla rövanş alma, başka algılarla yönetme durumları ve Bayraklı dışındaki siyasi aktörlerin sürece müdahale etmesi gibi durumlar olunca ortaya yeni bir fotoğraf çıktı. Ortada mağdur olan bir CHP örgütü var. Ben de CHP örgütüyüm. Ben tercihimi orada mağdur edilmek istenen CHP’den yana, üyesi olduğum ilçeden yana kullandım. Bütün mesele bu… Siyasal özgürlüğünü kazanmıştır dediğimiz mesele şu; CHP Bayraklı İlçe Örgütü’nü siyasal tartışmaların, kavganın içerisinde çekip Bayraklı siyasetini pasifize etmek, bizim evet diyebileceğimiz bir şey değil. Mesela, Bayraklı’dan bir milletvekilimiz yok. İl yönetiminde bizden bir yönetici var, Kurultay’da her yerden 3-4 temsilci var, bizden 2 tane var. Neden? Barış olmadığı için… Bir yerde tartışma yaratırsanız oradan ürün alma şansınız yok. Şimdi, çalışmak isteyen tüm arkadaşlarımızın çalışabileceği, hırsın, kibrin, ötekileştirmenin, ayrışmanın mühürlenip bir torbaya konduğu bir siyasal süreç tamamlandı. Partide, dinamik, üretebilecek, emek ortaya koyabilecek gençlerin, kadınların, akademik çevrelerin girebileceği bir alan oluşturmak lazım. Ve bence bu alan hızlı bir şekilde oluşuyor” ifadelerini kullandı. 

TEAMÜLLERİ HATIRLATTI

İBB Grup Başkan Vekilliği tartışmasına ilişkin görüşlerinin sorulması üzerine Sandal, şu açıklamaları yaptı: “CHP, Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran bir parti… Bu partinin 100 yıllık bir tarihi, ahlakı, mirası var. Partimizin tüzüğü var, programı var. Tüm bunların dışında bir teamülü var. Konuşulmayan ama ahlaki olarak yerleşmiş bir teamülü var. Büyükşehir’deki grup başkan vekili ile ilçelerdeki grup başkan vekilinin yetki ve sorumluluğu aynı değil. Böyle bir durumda, partinin teamülü şunu söylüyor; ‘İl başkanı ile büyükşehir belediye başkanı görüşür, il başkanı nezaketen büyükşehir belediye başkanına sorar, çünkü büyükşehir belediye başkanı yakın çalışma arkadaşıyla çalışmak durumundadır. Eğer belediye başkanının yanındaysak, belediye başkanını güçlendirmek, bu kentte var etmek istiyorsak belediye başkanına kendi çalışacağı kişiyi seçme hakkını öncelikli vermek durumundayız. İl başkanı, büyükşehir belediye başkanına sorar ve büyükşehir belediye başkanı da aklındaki ismi il başkanına söyler ve il başkanı da gruba, grubun kararı olarak ilgili adayı söyler. Ve bu ne bir oylama ne bir tartışma ne de bir polemiğe neden olur. Partinin teamülüdür. Parti teamülü dışında bir işe, bizim evet deme şansımız yok.”

‘BİR DÜŞMANLIĞIMIZ YOK’

Partiden ihraç edilen Bayraklı Belediyesi eski Başkanı Hasan Karabağ’ın mahkeme kararıyla partiye iade edilmesini değerlendiren Sandal, “Bence bu süreçleri çok abartıp, kişisel nefrete götürme işi doğru değil. Sonuç olarak partimizin üst organı YDK tarafından ihraç edilmiş, daha sonra itiraz etmiş, daha sonra tekrar ihraç edilmiş, ardından bu işi yargıya taşımış. Bugün de geri dönmüş. Bu gayet normal bir süreç… Sonuç itibarıyla dönmesinde de bizim nezdimizde bir sıkıntı yok. Biri ısrarla ‘ben bu partiye hizmet etmek istiyorum, bu partide kalmak istiyorum’ diyorsa buna saygı duymak lazım. Bizim, kendisiyle ilgili bir düşmanlığımız, husumetimiz yok. Bence partide olmasının bir sıkıntısı yok” açıklamalarında bulundu. 
 

Editör: Haber Merkezi