Metin Yaşatürk * - Menemen Belediyesi Gençlik Eğitim Kurs Merkezi, Belediye Başkanımız Tahir Şahin tarafından projelendirilen ve Menemen Belediye Meclisin oybirliği ile kabul ettiği eğitimde fırsat eşitliği hamlesidir. Gençlik eğitim kurs merkezimiz; Şubat 2011’den itibaren ilçemizde sınavlara yönelik, ekonomik yönden dershaneye ya da etüt merkezlerine gidemeyen dar gelirli aile çocuklarına, Atatürk ilke ve devrimleri ışığında bilimsel, demokratik, çağdaş ve laik eğitim çizgisinde ücretsiz eğitim hizmeti vermektedir. Bu kapsamda 6. 7. ve 8. sınıf öğrencilerine yönelik TEOG hazırlık; 10. 11. 12. sınıf ve mezun grubu öğrencilerine YGS ve LYS hazırlık kursları verilmektedir.

Kurs merkezimizin ve kurs merkezine gelen öğrencilerimizin bütün masrafları belediyemizin bütçesinden karşılanmaktadır. Ne Büyükşehir Belediyesi'nden ne de merkezi bütçeden herhangi bir ek gelir gelmemektedir.

Yıllarca gerici, yobaz, bağnaz, ezberci, baskıcı ve ayrımcı eğitim sistemine karşı TÖB-DER’den başlayarak Eğit-Sen ve Eğitim-Sen’de yönetici olarak örgütlü mücadelenin içinde bilimsel, çağdaş, demokratik ve laik çizgisinden taviz vermeden yürüttüğüm mücadeleden ötürü Başkanımız Tahir Şahin tarafından görevlendirildim.

BARIŞ İÇİNDE YAŞAMAK MÜMKÜN

Kurs merkezimiz Asarlık hizmet binasındadır. Kurs Merkezimizin bulunduğu bölge genellikle Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu’dan gelen vatandaşlarımızın yaşadığı yerdir. Menemen merkezden yoğun eleştirilere maruz kalınmasına rağmen Kurs Merkezimizin kuruluşu için tüm müracaatları yaptırarak 7 Şubat 2011’de oluşturduğumuz eğitim kadrosu ile çalışmalara başladık.

Şubat-Haziran 2011 tarihleri arasındaki ilk dönemimizde Menemen’in merkezinden gelen öğrenci sayımız çok azdı. Nedeni Asarlık’taki vatandaşlarımıza Türk-Kürt ayrımcılığını körükleyen siyasilerin yanlış tutum ve uygulamalarıdır. Zamanla yoğun talepten dolayı yaptığımız kontenjan sınavları ile şu an merkezden %60, Asarlık’tan %40 oranında öğrenci kaydı yapılmıştır. Her iki tarafın ön yargılarının yanlış olduğu anlaşıldıktan sonra Kurs Merkezimiz, öğrencilerin birbirleri ile kaynaşarak mükemmel dostluk ve arkadaşlıkların yaşandığı, barış içinde eğitim-öğretim gördükleri bir yer haline gelmiştir.

BİLİMSEL EĞİTİM BAŞARIYI GETİRİR

Yanlış ve gereksiz bilgilerle dolu eğitim sisteminin yerine çağdaş, demokratik, bilimsel ve laik eğitim anlayışının yerini alması kaçınılmaz bir durumdur. Eğitim, üretim için yapılmalı, yaparak yaşayarak eğitim temel alınmalıdır. Gençlik Eğitim Kurs Merkezi eğitim emekçileri olarak öğrencilere sevgiyle yaklaşarak, ayrımcılık yapmadan demokratik yönümüzü ön plana çıkararak verdiğimiz emekle öğrencilerimiz TEOG’da %100, YGS ve LYS’de %96 oranında başarı yakalamıştır. Bu başarımızda büyük katkısı olan, “Eğitimde tasarruf yapılamaz, eğitime yapılan yatırım insana ve geleceğimize yapılan yatırımdır.” diyen Belediye Başkanımız Tahir Şahin başta olmak üzere, belediye emekçilerine, yorgunluk nedir bilmeyen genç, dinamik, özverili, çalışkan, yeterli bilgi ve donanıma sahip, alanında uzman eğitim emekçisi arkadaşlarımıza, öğrencilerimize ve velilerimize, ilçemizde emeklerini esirgemeyen tüm yönetici ve öğretmen arkadaşlarımıza en içten saygılarımı eğitim birimimiz adına sunuyorum.

PARASIZ EĞİTİM MÜMKÜNDÜR

Bu yıl 15 Ağustos’ta yeni ders yılı başladı. İlk dersimizde Belediye Başkanımız ve tüm eğitim emekçisi arkadaşlarımız “Cumhuriyet ve Demokrasi” konusunu işledi. Belediyemizin bütçesinden ayrılan kaynakla alınan kitaplar öğrencilerimize dağıtıldı. Kaliteli ve parasız eğitimi yerelde Menemen Belediyesi başarıyorsa merkezi yönetimin sürekli velilerden para toplamalarına ne demeli? Oysa eğitim insanın en temel hakkıdır. Devlet bu hakkı hiç kısıtlamadan vatandaşına anayasamızın 42. maddesinde olduğu gibi parasız olarak vermelidir.

EĞİTİM BİR MİLLETİ ÖZGÜR VE BAĞIMSIZ YAPAR

Eğitim üzerinde oynanan oyunları biliyoruz. Özelleştirmeye karşı özendirme mücadelemizi yılmadan devrimci, demokrat, ilerici, yurtsever eğitimciler olarak sürdüreceğiz. 4+4+4 sisteminin artık bu ülke dokusuna uymadığı, kız öğrencilerden 36 bininin okulu bıraktığı, 32 bininin küçük yaşta evlendirildiği, eğitimin dinselleştirilmeye çalışıldığı görüyoruz. Eğitim emekçileri üzerinde baskı, sürgün, meslekten atma gibi antidemokratik uygulamalarla faşist zihniyetin su yüzüne çıktığı, içeride ve dışarıda savaşı hızlandırarak insanların ölümlerinden zerre kadar vicdanlarının sızlamadığı, Güneydoğu’da iç savaştan dolayı binlerce öğrencinin okula gidemediği dolayısıyla eğitim hizmetlerinin verilemediği, insanların başlarına evlerinin yıkıldığı bir süreçten geçiyoruz. İşsizliğin Cumhuriyet döneminde en üst seviyeye çıktığı, insanların bugünlerden yarına güvensizliklerinin arttığı, yoksulluğun çekilmez boyutlara ulaştığı, adaletin saray ve çevresine hizmet ettiği, halka adaletsizliğin uygulandığı, Cumhuriyet’in kazanımlarının bir bir sistemli olarak yok edilmeye çalışıldığı bu günlerde yukarıdakilere han hamam, aşağıdakilere din iman siyaseti ile halkın temiz dini duygularının siyasete alet edilerek kullanıldığı, üniversiteyi bitiren gençlerin işsiz dolaştığı, geleceğe kaygıyla bakıp gelecek yaşama dair adım atamadıkları ve büyük travmalar yaşadıkları, atanamayan öğretmenlerden intiharların başladığı, mülakatlarda nasıl elendikleri, sorulan soruların saçmalıkların meslek onuruna sığmadığı, fakir fukara bırakılan halkın makarna ve kömür paketlerine muhtaç edildiği, ekonomik nedenlerden baskıların arttığı, kadınlara yönelik şiddet ve cinayetlerin arttığı, çocuk haklarının çiğnendiği, öğrencilerin vakıflara verilerek oralarda çirkin, aşağılık davranışlara maruz kaldıklarını unutmak, unutturmak mümkün değil.

Atamızın da dediği gibi; “Eğitimdir ki, bir milleti ya özgür, bağımsız, şanlı, yüksek bir topluluk halinde yaşatır; ya da esaret ve sefalete terk eder.” anlayışına dayalı olarak tüm bu sorunların çözümü için başta eğitim ile ilgili sorunları çözüme ulaştırmak gerekmektedir. Bunun için de sevgi, hoşgörü temeline dayalı, din, dil, ırk, mezhep, cinsiyet ayrımı yapmadan herkese eşit ve parasız aynı zamanda bilimsel, demokratik, çağdaş, laik eğitim anlayışı uygulamaya geçirilmeli ve eğitim üretim için yapılmalı anlayışına dayalı olarak oluşturulmalı ve uygulanmalıdır.

Eğitim sistemimizin amacı; gençlerimizi sistemin kölesi yapmak değil, özgür düşünen, bilimsel bilgiyle hareket eden, çağdaş beyinler yetiştirmek olmalıdır. Eğer bunu başarabilirsek gelecek güzel günlere olan umudun çoğaldığı, karamsarlığın azaldığı bir toplum olmaya başlarız. İşte o zaman Nazım Hikmet’in dizelerindeki güzel günlere, güneşli günlere hep beraber uyanırız.

 

*MEBGEM Müdürü

 

KASIM SAYISI SUNU YAZISI İÇİN TIKLAYIN

İZMİR'DEN YA DA ŞEHİR DIŞINDAN NASIL ABONE OLUNUR? TIKLAYIN

Editör: Haber Merkezi