İZGAZETE- İzmir Büyükşehir Belediyesi Aralık ayı olağan üçüncü oturumu İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cumhuriyet Halk Partili (CHP) Tunç Soyer’in yönetiminde gerçekleşti. Başkan Soyer toplantıda, İzmir Köy-Koop Yönetim Kurulu Başkanı olan eşi Neptün Soyer, Büyükşehir Belediyesi’ne ait Eşrefpaşa Hastanesi ve Mizah Festivali ile ilgili AKP Grubu’ndan gelen eleştirilere toplu yanıt verdi. Mecliste ayrıca Karşıyaka’nın Atakent semtinde Emlak Bankası 2. Etap konutlarının imar plan notu tartışıldı. Karşıyaka Belediye Başkanı CHP’li Cemil Tugay konuya ilişkin AKP’den gelen eleştirilere yönelik detaylı bir açıklamada bulundu. 

NEPTÜN SOYER AÇIKLAMASI: ‘BAŞARILI KADININ ARKASINDAKİ ERKEĞİM’
İzmir Köy-Koop Yönetim Kurulu Başkanı olan eşi Neptün Soyer ile ilgili AKP kanadından gelen eleştirilere yanıt veren Başkan Soyer’in açıklamaları şöyle:
“Eşimle ilgili bir kez derli toplu bir şeyler anlatacağım. Diliyorum ki bir daha meclis gündemine gelmez. Meclisin vaktini hiçbir şekilde bunlar meşgul etmez. Benim eşim matematik öğretmeni. Urla Kuşçular, Bademler’de yıllarca matematik öğretmenliği yaptı. Bademler’de rahmetli Türkmenoğlu’nun kooperatifçiliği tanışana kadar...Kooperatifçilik çalışması başlattı. 2012’de önce kadınlardan oluşan bir tarımsal kooperatif kurdu. Bu kadınlar önce üretici pazarında tezgah açmaya başladı. Ardından lokanta açtılar. Ev yemekleri yapmaya başladılar. Kalkınma ajansından hibe aldılar pekmez tesisi kurdular. Sonra geleneksel mutfak açtılar. Ticaret yapmaya başladılar. Sonra Tarım Bakanlığı’ndan kaynak bulup et entegre tesisi açtılar. Biz bundan gurur duyurduk. Köy Koop yönetimine girdi. İki dönem üst üste İzmir başkanlığına seçildi. Kısa dönem Köy Koop’un genel başkanlığını yaptı. Ben de eşi olarak gurur duyuyorum. İzmir farklıdır. İzmir’de her başarılı kadının arkasında bir erkek vardır. Ben o erkeğim. İftihar ederim. Seferihisar’da tarımı öne çıkaran çalışmalar yaptım. Seferihisar’da Mandalinalar hep yerlere dökülürdü. Biz de üzülürdük. Sonra Mandalina üretici birliği kurduk. Paketleme tesisi aldık, oraya devrettik. Kurusunu yaptık. Her yere sattık. Fransız arkadaş gelmişti. ‘Sizin bahçe nerede dedi?’ ‘Anlamadım’ dedim. Tek bir mandilana ağacımız olmadı. Neptün Hanım’ın ineği sütü yok. Bizim yaptığım şey İBB-Köy Koop arasında ticaret değil. Ticaret olsa anlarım. Şirkette bir para kazanırsanız sahipleri cebine koyar. Kooperatifte para kazanırsanız o kasaya girer ve ortaklarıyla beraber ya yatırıma gider ya yatırıma gider. Köy-Koop’un doblosu var. 10 yaşın üzerinde…Bir şöförü, bir sekteri bir müdire hanım var. Tüm Köy-Koop bu. 7 kişi ve yönetim kurulu. Bu kurumsal kapasitesi ile olağanüstü işler yapıyorlar. Köy-Koop İzmir’de Tarım Bakanlığı’na bağlı kooperatiflerin ilk kadın başkanlığını yapıyor. Birim kooperatifler kendi sermayelerini oluştururlar ve kendi ortakları ile yönetirler. Köy-Koop bunların koordinasyonunu sağlar. 10’un üzerinde kooperatifi olan bir çatı birlik. Düşünün ki ihracat öngörülerek kurulmuş. Kurulduğu yıllarda bunu yapmış. Eşimin hayali Köy-Koop’u ihracat yapacak kurumsal bir kapasiteyi ulaştırmak. Hangi koltukta oturursam destek vermeye devam edeceğim! Kamu kurumları kooperatiflerden doğrudan teminle alım yapabiliyor. Tire’den, Bademli’den, Gönenci’den 12 yıldır alım yapmaktadır. Tire Kooperatifi tek süt alımı yapılan kooperatifti. Daha çok yerden süt alacağız dedik. Yaptık da…Artık sadece Tire Kooperatifinden değil Bergama ve Kiraz’daki kooperatiflerden süt almaya başladık. Bergama ve Kiraz belediye başkanları AKP’li... Tire’den neden alımı azalttığımızı söylüyorlar. Neden diğer kooperatiflerden alınmasın. Köy-Koop birliği o parayı cebine mi koyuyor sanıyorsunuz?”

 

‘SİYASETLE ZENGİNLEŞEN SİYASETÇİLERDEN DEĞİLİZ’
Soyer açıklamalarını şöyle sürdürdü:
“Emin olun, biz siyasetle zenginleşen siyasetçilerden değiliz. Otobüs garajını plazaya çevirip izin veren siyasetçilerle, yeşil alanın planını değiştirip gökdelen diken siyasetçilerle ilişkimiz olmaz. Onlara benzemeyiz. Bizim bu tür siyasetçilerle hiçbir benzerliğimiz yoktur. Biz ne zaman hangi parayla mutlu oluruz biliyor musunuz? Eşinden şiddet gören kadın ona iş buluyorsak ve o kendi ekmeğini kazanmaya başlıyorsa onun aldığı maaştan mutlu oluyoruz. Midye dolmayı Mardinli erkekler satar oysa ki kadınlar yapar. Midye restoran kurma hayalini kuruyorlar. O midyeden analarının ak sütü gibi helal kazandıkları paradan mutlu oluyoruz. Cebine haksız kazanç giren siyasetçilerden değiliz çok şükür. Köy Koop’un yasal olarak yönetim kurulu başkanını kimin olduğunun önemi yoktur. Çünkü ticareti yoktur. Siz milyonluk faturaları çıkarıp gösterirseniz bu insafsızlıktır. 

 

‘PERFORMANS VE İCRAAT ÜZERİNDEN YARIŞALIM’
Soyer ayrıca, “Bu krizlerle başa çıkmanın yolu el ele vermekten geçiyor. Ancak bu tür söylemlerle samimiyet ortak çalışma iklimini korumak mümkün değil. Gelin İzmir’in sorunlarını birlikte çözelim. Siyasette yarışacaksak performans üzerinden yarışalım. Siyaset bir kenti dönüştürme sanatıysa gelin birlikte yapalım. Bu şehrin insanları icraat üzerinden yarışanları takdir eder ve haklarını teslim eder. Bu şehir ve güzel insanları buna değer. Bizi bilen bilir bilmeyen de kendi gibi bilir.”

 

MİZAH FESTİVALİYLE İLGİLİ ELEŞTİRLERE SON NOKTAYI KOYDU
Başkan Soyer, İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin 16-25 Aralık tarihleri arasında düzenlediği Uluslararası İzmir Mizah Festivali'ne, Türk ve İslam karşıtı karikatüristlerle gündeme gelen isimlerin davet edilmesine ilişkin tartışmalara da son noktayı koydu. Soyer şunları söyledi: Bu festivalin misafirlerini biz davet etmiyoruz. Heyet davet ediyor. Hep yurtiçinde yapılıyordu. Elbette sosyal medyada haberler çıktıktan sonra ben de araştırdım. Geçmişte Kürşad Tüzmen, Bakanlığı döneminde eleştirilen karikatüristi davet etmiş. Büyük ihtimal hediye edilen karikatür evinin duvarında asılı duruyordur. Bilin diye söylüyorum. Yine aynı şekilde Bülent Arınç Bey davet etmiş.  Tekrar bakacağım. Biz davet ettiğimiz konuğun hangi değerlere nasıl saldırdığını bilemeyiz ki…Bu kişi Fransa’daki bir gazetenin baş karikatüristi. Kendisinin ifadelerini okudum. Neyle suçlandığını biliyor. Ama kendisi ne ifade ettiğini açıklamış. Eğer böyle bir hadsizlik olursa gereğini yaparız. Ayrıca misafirlerin masrafları milletin kasasından ödenmiyor. Ücret ödenmeden geliyorlar.”

 

‘EŞREFPAŞA HASTANESİ’ YANITI
Eşrefpaşa Hastanesi ile ilgili eleştire de yanıt veren Başkan Soyer, “Eşrefpaşa Hastanemiz  Sağlık Müdürlüğü ile birlikte çalışıyor. Temiz hastane olarak kullandıkları için boş yatak olabilir. Deprem sırasında ağır hasar gördü. Bakıma rağmen hizmet vermeye devam ediliyor. 2014’te şehir hastanesinin temeli atıldı, hala bitmedi. 6 sene geçmiş durumda. Bunu bilelim diye söylüyorum” dedi.

 

BAŞKAN TUGAY’DAN ‘İMAR PLAN NOTU’ AÇIKLAMASI
Meclis toplantısında, Atakent semtinde Emlak Bankası 2. Etap konutlarının imar plan notuyla ilgili AKP’den gelen eleştirileri yanıtlayan Karşıyaka Belediye Başkanı Tugay, “Bu kararı alırken, Karşıyaka’da gerçekten uzun uzun tartışarak aldık. Alelacele bir alınmış bir karar değil. Pek çok vatandaşlarımızın önerileri oldu, detaylıca konuşuldu. Bazı şeyler anlaşılmamış. Deprem sonrasında kentsel dönüşüm için alacağımız herhangi bir kararla şu an alacağımız bir kararın kolaylaştırıcı etkisi yok. O zaman diğer bölgeler ne olacak diye sorarım. En az üçte ikisi için kentsel dönüşüm çalışması gerekiyor. Konuştuğumuz alan sadece 40 binanın olduğu 1972’den beri planlarla devam ettirilen alan. Bundan sonraki günlerde meclise iki plan daha gelecek. Hepsinin bir gereksinimi var. Bunu depremle bağdaştırmak doğru değil. 1972-1979 yılında Atakent konutlarını kısmı tarif eden konu var. Bu alanda rastgele yapılar var. Neye göre göre yapıldığına cevap veremeyiz. 1984 yılında İzmir Büyükşehir Belediyesi 1/1000’lik bir plan çıkarmış. Bostanlı ve Karşıyaka’yı da onaylamış. Bir şey atlanmış. O alandaki dere kenarı ile ilgili karar alınırken, şu an konuştuğumuz alanla ilgili bir karar alınmamış. Bunun üzerine 2013 yılında bakanlık tarafından planlar tip alanı planları çıkıyor. Yüzde 40 hak veriyor. 2015 yılına kadar hiçbir şey yapılmıyor. 2016 yılında Karşıyaka Belediyesi bu bölgede kitle etüt çalışmaları yapıyor, ruhsat veriyor. Fakat halk tarafından çok yoğun bir şekilde şikayete neden olmuş, bu bölgenin yeşil dokusunu yok edildiğine yönelik. Üçüncü binanın hikayesi biz göreve geldiğimizde riskli yapı olarak ilan edilmiş ve yıktırılmış. Ön imar onayı alınmış. Biz göreve geldiğimizde bu haldeydi. Bu duruma nasıl karar verelim, Büyükşehir’den görüş istedik. Cevapta ‘Bu alanda bir belirsizlik var, plan çalışması yapın’ denildi. Taleple birlikte bu noktaya geldik. Bizim amacımız buradaki belirsizliği ortadan kaldırmak. Binalarda aslında acilen dönüşüme ihtiyacı olan bina yok. Yenilemeye hazırlamış vatandaşlarımız var. Bizden bir beklenti var. Bunun için bu alanı yapmak istiyoruz. Yaptığımız ölçümlerde, Atakent’in tamamını değerlendirdiğimiz zaman, nüfusun yerleşmesi sırasında verilmiş tüm hakları korumaya aldık. Plan kararı almadan önce verilen ruhsatla ilgili eleştirileri dikkate aldık. Bölgenin özellikli ve nitelikli ağaç ve yeşil dokusunu korumak istedik. Vatandaşlarımızın oradaki niteliğin korunması konusunda kazanacağına eminim. O dönemde eksik olan plan notu bir yorumla yapılandırılmış. Biz bu konuyu ele aldığımızda oradaki yeşil alanın korunması yönünde karar verdik. Yüce meclisin huzuruna sunduk” diye konuştu.  

 

‘MAVİŞEHİR’DE SEL BASKINI SON BULUYOR’ 
Başkan Tugay ayrıca geçtiğimiz günlerde sel baskınıyla gündeme gelen Mavişehir’in altyapısını sorumluluğunun TOKİ’ye ait olduğunu söyledi. Tugay, Büyükşehir Belediyesi’nin yaklaşık 34 milyon TL yatırımıyla birlikte Mavişehir’de sel baskınlarının son bulacağını dile getirdi.

Editör: Haber Merkezi