3 gün sürecek sempozyumun açılışında konuşan Büyükşehir Belediye Başkanı Aziz Kocaoğlu, "İzmir'i İzmir yapan değerleri özümsememiş, sindirememiş, içselleştirememiş zihniyetlerin bu kenti yönetmesi ve İzmirlilerin bu anlayışı kabullenmesi mümkün değildir" diye konuştu.

İzmir Büyükşehir Belediyesi, kuruluşunun 150. yıldönümü etkinlikleri kapsamında kentin yönetiminin köklü geçmişine ışık tutmak ve geleceğin biçimlendirilmesine katkı sağlamak amacıyla düzenlenen “Uluslararası Yerel Yönetimler, Demokrasi ve İzmir Sempozyumu” Başkan Aziz Kocaoğlu'nun açılış konuşmasıyla başladı.

NE MUTLU Kİ İZMİR'DEYİZ

İzmir'i İzmir yapan en önemli değerin limanı olduğunu belirten Büyükşehir Belediye Başkanı Kocaoğlu, "Eğer çağdaşlığımız, aydınlığımız, gelişen demokrasi ve uzlaşma kültürümüz, yaşam kalitemiz, kentlilik bilincimiz, empati yeteneğimiz, hoşgörümüz ve toplum yapımızla diğer Anadolu kentlerinden daha farklı değerlere ulaşmışsak, bunu Batı kültürüyle erken tanışmamıza, farklı dil, din ve ırka mensup insanları buluşturup kaynaştırmamıza borçluyuz. Yani limanımıza.. Ne mutlu bize ki, tarihi boyunca önder olmuş bir kentte yaşıyoruz" diye konuştu.

DOĞRU YOLDAYIZ ÇÜNKÜ…

İzmirlilerin çağdaşlığa ve Cumhuriyet değerlerine olan inancıyla katılımcılık ve yerel demokrasi gibi konularda çıtayı sürekli daha yukarı taşıdığına da vurgu yapan Başkan Aziz Kocaoğlu, şunları kaydetti:

"Bugün Türkiye’de herkes İzmir'e göç etmek, İzmir'de yaşamak için can atıyorsa, her yer İzmir gibi olmak istiyorsa ve İzmir'in 'en medeni, en renkli, en yaşanabilir' şehir olduğu konusunda genel bir uzlaşı varsa, bu kentin yerel yönetimi olarak doğru yoldayız demektir. Doğru yoldayız, çünkü biz, yerel yönetim erkini kullanırken, çağdaş İzmir'in yapısına ve değerlerine uygun projeler geliştirmeye özen gösteriyoruz. Bir kenti geliştirmenin, o kenti iyi bilmek ve iyi analiz etmekle başladığının bilincindeyiz. İzmir'in 'var'larını ve 'yok'larını, geçmişini ve gelecek hedeflerini, hassasiyetlerini; insanlarını ve onların hayata bakışını, duygusunu, duruşunu, beklentilerini iyi biliyor ve yol haritamızı ona göre belirliyoruz."

BU ZİHNİYETLER İZMİR'İ YÖNETEMEZ

Demokrasiye ve cumhuriyet değerlerine aşık; hayata anlam katmış tüm güzellikleri doyasıya yaşayan, hoşgörülü ve güler yüzlü ama kutsal değerlerine zarar geleceğini hissettiği andan itibaren gözünü budaktan esirgemeyen İzmirlilerin en büyük motivasyon kaynakları olduğunu ifade eden Başkan Kocaoğlu, "İzmir'i İzmir yapan değerleri özümsememiş, sindirememiş, içselleştirememiş zihniyetlerin bu kenti yönetmesi ve İzmirlilerin bu anlayışı kabullenmesi zaten mümkün değildir. İzmirli olmak, geleceğiyle ilgilendiği kadar geçmişini de bilmek ve ona sahip çıkmaktır. İzmir’in yerel yönetimi olarak biz de, binlerce yıllık köklü mirasını gelecek kuşaklara taşırken; imarıyla, ulaşımıyla, çevre yatırımlarıyla kentimizin geleceğine yeni harçlar koymaya devam ediyoruz. Çağdaş Türkiye’nin sembol ismi İzmir’imizle övünüyor, üstüne titriyoruz. Herkesin imrenerek baktığı İzmir'in 150 yıllık geçmişi olan belediyesinde 15 yıl süreyle belediye başkanlığı yapmak, yaşamım boyunca taşıyabileceğim en büyük onur, çocuklarıma ve torunlarıma bırakacağım en büyük miras olacak. Kentimize ve belediyemize hizmet eden bütün belediye başkanlarımıza, emekleri ve katkıları için huzurlarınızda sonsuz şükranlarımı sunuyorum" dedi.

İZMİR MODELİ VURGUSU

Akdeniz Akademisi Bilim Kurulu Üyesi ve Tarih Koordinatörü Prof. Dr. Alp Yücel Kaya, üç gün sürecek sempozyumda belediyeciliğin tarihine ve bugününe bir bakış oluşturacaklarını belirterek, 1868'de başlayan İzmir belediyeciliğinin başta İstanbul olmak üzere ülkedeki diğer yapılanmalar için de örnek oluşturduğunu söyledi. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin içinde bir birim olan Akdeniz Akademisi fikrinin ilk olarak 2009 yılındaki Kültür Çalıştayı'nda gündeme geldiğini hatırlatan Kaya, "Akdeniz Akademisi, İzmir Modeli olarak adlandırılan uygulama ve katılımcı süreçlerin bir parçası. İzmir Modeli ise 2004 sonrası Aziz Kocaoğlu döneminde inşa olan bir model olarak ortaya çıktı. Bu modelin kapsadığı unsurların hayata geçmesinde Akdeniz Akademisi önemli rol oynuyor. Bu anlamda İzmir Akdeniz Akademisi kentin belediyecilik tarihinin yaşayan bir parçası durumunda" diye konuştu.

ÜÇ GÜN SÜRECEK

Konuşmaların ardından sempozyumun ilk oturumuna geçildi. “Yerel Siyaset, Akdeniz ve Demokrasi” başlıklı oturumda Leibniz –Zentrum Moderner Orient’den Dr. Nora Lafi, Mersin Üniversitesi Akdeniz Kent Araştırmaları Merkezi’nden Dr. Tülin Selvi Ünlü, Aristoteles Üniversitesi’nden Dr. Sotirios Dimitriadis ve Dr. Dilek Akyalçın Kaya sunumlarını gerçekleştirdi.

Yerel siyaset, tarih ve demokrasi konulu ikinci oturumda ise Hacettepe Üniversitesi’nden Dr. Gülay Tulasoğlu, Bahçeşehir Üniversitesi’nden Dr. Feryal Tansuğ, Martin Luther Üniversitesi’nden Dr. Stefan Knost'un sunumları yer aldı.

Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nin ev sahipliği yaptığı sempozyum 17 Kasım'a kadar devam edecek. Sempozyumun ikinci ve üçüncü günlerinde “Yerel Yönetimler, Tarih ve Hizmetler”, “Yerel Yönetimlerde Değişim ve Yeni Politikalar”, “Kentsel Planlama ve Dönüşüm” konu başlıkları ele alınacak. 17 Kasım Cumartesi, İzmir Akdeniz Akademisi kurucu Onursal Başkanı Prof. İlhan Tekeli, Dokuz Eylül Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Erkan Serçe moderatörlüğünde sempozyumun değerlendirme konuşmasını yapacak.

Editör: Haber Merkezi