Yıkılan evleri yerine yenilerinin yapılması ve mağduriyelerinin Urla Belediyesi tarafından tanzim edilmesi için mücadelelerine devam edeceklerini söyleyen mahalle sakinleri, önümüzdeki hafta ise kendilerine 1 Kasım seçimleri öncesinde Danıştay kararı açıklanmadan evlerinin yıkılmayacağının sözünü veren Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun Ankara’daki evinin önüne çadır kurarak seslerini dile getireceklerini ifade ettiler.

“SEÇİLİR SEÇİLMEZ BİZİ EVİMİZDEN ETTİ”

Yıkım mağduru mahalle sakinlerinden öğretmen Yusuf Altun, 2014 yılı öncesinde köy olan ve Büyükşehir yasasıyla birlikte Urla Belediyesi’ne bağlanan Balıklıova Mahallesi’nde yaşanan süreci gazetemize şu şekilde anlattı:  “30 yıl önce Balıklıova sazlık ve bataklık bir alandı. Buraları kendi emeğimizle yaşam alanımız yaptık, evlerimizi yaptık. Bataklığı yaşanılır hale getirdik. Muhtarla yaptığımız sözleşme gereği, üzerinde ev yapmak koşuluyla ikamet ettiğimiz yerler, 2014 yılındaki Büyükşehir yasasıyla birlikte Urla Belediyesi’ne geçti. Yasa diyor ki, köy statüsünü kaybeden ve mahalle olan yerler, alacağıyla borcuyla, mal varlığı ile yeni kuruma devrolur. Bu koşullarda herşey Urla Belediyesi’ne geçti. Ancak Urla Belediyesi muhtarla yaptığımız sözleşmeyi kabul etmedi. Sözleşmemizin yasal olduğunu, yıllık kiralarımızı ödediğimizi, eletrik ve suyumuzu ödediğimizi kabul etti ancak yeni mal sahibi olduğunu ve eski sözleşmeyi kabul etmediğini söyledi. Halbuki borçlar kanununda diyor ki; mal sahibi değişse bile sözleşmenin gereği esastır, mal sahibi ya sözleşmeyi fesih edip yeni sözleşme yapar ya da aynen devam eder ama her koşulda önce sözleşmeyi tanır.  Ama Urla Belediye Başkanı Sibel Uyar belediye başkanı seçilir seçilmez bizi evlerimizden etmek üzere harekete geçti. “

“BİRİLERİNE SÖZ VERMİŞ İDDİASI VAR”

Yaşananların kamuoyunda dolaşan dedikoduların inandırıcılığını arttırdığını söyleyen Altun, şöyle devam etti: “Yıkım için harekete geçmesi, Urla’da dolaşan dedikodunun doğruluğuna ikna olmamıza sebep oldu. İddia o ki, başkan henüz meclis üyesiyken buralara dair birilerine söz vermiş, almış satmış.”

Evlerine dair yıkım kararı çıkınca hukuki süreç başlattıklarını ve bu sürecin hala devam ettiğini anlatan Altun, o dönemde aynı zamanda Urla Belediye Belediye başkanı Sibel Uyar ile de görüşme yaptıklarını söyledi. Uyar’ın kendilerine “Mahkeme süreci devam ediyor, mahkeme sonuçlanana kadar ben hiçbirşey yapmayacağım, kimseyi de evinden atmayacağım” dediğini ifade eden Altun şöyle dedi:  “Kasım seçimlerinden önce yıkımla ilgili işlemleri hızlandırdığını öğrenince, biz Cumhuriyet Halk Partisi İzmir İl Binasını kimilerine göre işgal ettik, bizim deyimimizle misafir olduk. Bu üç günlük misafirliğimiz sonucunda İzmir milletvekilimiz Musa Çam aracılığıyla Kemal Kılıçdaroğlu’ndan gelen Danıştay’dan karar gelinceye kadar yıkım olmayacağı basın önünde ilan edildi. Kemal Kılıçdaroğlu’nun sözüne güvenmeyip kime güveneceğiz. Bunun üzerine 74 aile olarak evlerimize geri dönüp hukuksal sürecin bitmesini bekledik.”

“JANDARMA ETTEN DUVAR ÖRDÜ”

Ancak verilen söze rağmen İzmir İdare Mahkemesi’nin kararı dahi çıkmadan Çarşamba günü Kaymakamlık eliyle ellerine evlerinin tahliye edileceğine dair tebligat ulaştırıldığını ve Jandarma zoruyla evlerinin yıkıldığını anlatan Yusuf Altun’un eşi Tülay Altun ise yıkım gününü şöyle anlattı:  “74 ev yıkıldı, talan edildi. Eşyalarını alabilen aldı, alamayan alamadı. Evlerin kapıları kırılarak tarumar edilerek yapıldı bu yıkım. Yağ tenekelerini parçalayıp, koltukların halıların üzerine dökmüşler. Jandarma etten duvar ördü, evlerimizin olduğu bölgeye almadılar bizi. Eşyalarımızı da kullanılamaz hale getirdikten sonra okulun bahçesine attılar.”

“KILIÇDAROĞLU’NUN SÖZÜNÜ ÇİĞNİYOR”

Bu süreçte basından Urla Belediyesi’nde hali hazırda alınan 8 bin yıkım kararı olduğunu, bunların  7 bininin hayata geçmediğini öğrendiklerini anlatan Yusuf Altun, “Hatta bunların yüzlercesinde kesinleşmiş mahkeme kararı, danıştay kararı var. İçlerinde Sibel Uyar ve ailesinin hatta basından öğrendiğimiz kadarıyla da Tayyip Erdoğan’ın da yerleri var. Ancak bunlar yıkılmıyor da 74 gariban ailenin yaşam alanları yıkılıyor. Sibel Uyar kimilerine verdiği sözler yüzünden öyle bir çıkmazdaki, genel başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun sözünü bile çiğniyor”dedi.

“Kemal Kılıçdaroğlu’nun sözü yere düştü. Söz şereftir. Bugün yıkılan evler Kemal Kılıçdaroğlu’nun sözleridir” diyerek yaşananlara tepki gösteren mahalleli, Balıklıova’daki 300 civarında seçmenin neredeyse tamamına yakınının da her seçimde Cumhuriyet Halk Partisi’ne oy verdiğini söyledi.  “Kemal Kılıçdaroğlu’nun sözüne güvendik, ortada kaldık” diyen mahalle sakinleri, İzmir milletvekili Musa Çam’ın mücadelesine inandıklarını ve kendisine güvendiklerini ancak, bu süreçte aradıkları vekillerin büyük çoğunluğunun ilk başlarda belediye başkanı ile ilgili “Yahu öyle şey olur mu? Bu kadın ne yapmaya çalışıyor? Hemen size döneceğim” demesine rağmen, sonrasında telefonlarına bakmaz hale geldiklerini anlattı.

"ALATTİN YÜKSEL BİZİ İŞGALCİ GÖSTERDİ"

Altun, "Sibel Hanım, CHP İl Başkanı Alaattin Yüksel ile bir televizyon programına çıktı ve Alaattin Yüksel, Sibel Hanım’ı savunarak, basında bilgi kirliliğine neden oldu. ‘Danıştay’dan karar geldi. Ne yapsın kadıncağız. Bunlar yazlıkçı, orada oturmuyorlar. Yapacak bir şeyi yok’ diye bizi suçlayan, işgalci gösteren bir açıklama yaptı" dedi

“GÜNEYDOĞU’DAN TEK FARKI BOMBA YOKTU”

Tülay Altun ise; "Evleri yıkılan 400 insanın akrabalarına, eşinin dostunun yanına sığındığını, günlerdir yaşamlarının dağıldığını söyledi. Tülay Altun; “3 gündür dağınık. Oradaki insanların tamamına yakınının başka bir evi yok, hasta ve yaşlı olanlar var. Bizi evden atmak için 200’e yakın robokop getirmişler. Günedoğu’da yaşananlardan tek farkı üzerimizde bombalar yoktu. Bu şeyler için bize bunu yapanlar, Güneydoğu’da insanlara neler yapıyorlardır diye düşündüm” diye konuştu.

“YAZDAN YAZA TATİLE GELEN İNSANLAR DEĞİLİZ”

Urla Çeşmealtı’ndaki bütün işletmelerin kendi evlerinin yıkılmasına bahane olarak gösterilen Kıyı Kanunu’na aykırı olduğunu ve bu işletmeler içerisinde Sibel Uyar’ın ailesinin de işletmeleri olduğunu iddia eden Tuncay Karanca ise şöyle dedi: “Balıklıova’ya ilk geldiğimde bataklıktı orası. Ben oranın en eskisiyim. Sağımız solumuz bataklıktı. Oralara toprak getirip yeri düzledik, çalıları temizleyip alan yaptık. Yazdan yaza tatile giden insanlar değiliz, bizim yaşam alanımızdı. Biz oraları güzelleştirip, değerli kıldık. Şimdi gecekondu muamelesi görüyoruz. Kıyı  Kanunu’na aykırı çok yer var, hatta tamamına yakını bu kanuna aykırı ama yıkıma en gariban olandan, bizim köyümüzden başladılar”

BUNDAN SONRA NE YAPACAKLAR?

Önümüzdeki hafta, iki otobüs insanla Ankara’da Kemal Kılıçdaroğlu’nun evinin önüne gidip çadır kuracaklarını söyleyen mahalle sakinleri.  “Evlerimiz yıkıldı, bunun telafisi mümkün. Aynı yerlerimize evlerimizin tekrardan yıkan belediye tarafından yapılarak,mağduriyetimizin de tazmin edilmesini talep edeceğiz. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’nun sözünün arkasında duracağını ve bu yanlış uygulamadan geri dönülmesine yardımcı olacağına inanıyoruz” dedi.

İz Gazete

Editör: Haber Merkezi