Gizem TABAN/İZ GAZETE- İzmir Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Tunç Soyer, kentteki basın temsilcileriyle kahvaltıda buluştu. Başkan Soyer, 2021 yılını değerlendirirken, 2022 yılına dair hedefler hakkında da açıklamalarda bulundu. Basın mensuplarının sorularını yanıtlayan Soyer, çarpıcı mesajlar verdi. 

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in programda öne çıkan açıklamaları şöyle:

Çok yoğun bir 3 sene geçti. Pandemi, deprem, ekonomik kriz…. Şimdi bunları geride bırakıp yeni bir yıla giriyoruz bunun heyecanı ve iyimserliğiyle sizlerle beraber olmak istedim. Umutlarımızı büyüteceğimiz, geleceğe çok daha güzel yürüyeceğimiz bir yıl olsun.

ULAŞIMA YÜZDE 36 ZAM

Toplu ulaşımda yılbaşından itibaren geçerli olacak bir fiyat ayarlaması yapıyoruz. Burada bir şeyi korumaya çok özen gösterdik. Öğrenci ve gençlerimize daha çok pozitif ayrımcılık yapmak için uğraştık, bir fiyat ayarlaması yapmadan geçmiş yılda olduğu gibi devam edeceğiz ama diğer taşıma ücretlerinde zam yapıyoruz. Yeniden değerleme oranıyla beraber yüzde 36.

Bütçeyle ilgili… Kasımda yaptığımız bütçenin 12 buçuk milyar liralık bütçe yapmıştık. Önümüzdeki aydan itibaren nasıl seyredeceği ile ilgili kaygılarımız var. Hala belirsizlik devam ediyor. Kur aşağı indi ama ne kadar sürebileceğiyle ilgili kuşkular var. Yaşayıp göreceğiz, bir şey söylemek mümkün değil. Kasımda yaptığımız bütçenin bugün aynı noktada değil.

Çok kısa süreli gecikmeler oluyor ama hiçbir arkadaşımın bir kuruş alacağı kalmıyor.

Hilton’la ilgili şunu söyleyebilirim uzun zamandır müzakere süreci devam ediyor. Bizim hissemizin gücünden yararlanarak oradaki tıkanmışlığı aşmaya gayret ediyoruz. Sonuna yaklaştığımızı söyleyebilirim. 2022 içinde bunu sonuçlandıracağız.

ÇEŞME VE İNCİRALTI MESAJLARI

Çeşme ve İnciraltı meselesinde ne kadar hassasiyet gösterdiğimizi tüm hükümet kurumları biliyorlar. İyi niyetle getirdikleri her şeyi dinleyip müzakere ettiğimizi biliyorlar. Bakan 5-6 kez İzmir’e geldi, kendisini dinledik kaygılarımızı ilettik. Bugün geldiğimiz noktada ortada somut bir proje yok. Biz bunlarla ilgili hassasiyetlerimizi dile getirdik. İnciraltı ile ilgili de önümüzde gelmiş veya somutlaşmış bir şey yok. Somutlaştığında nasıl bir tavır ortaya koyacağımızı söyleyeyim; biz göreve geldiğimizde asli görevimizin bu kentin doğasını korumak olduğunu söyledik. Bun söylemeye devam edeceğiz. Bu kentin insanlarının gelir düzeyini, refahını artıracak her şeyin yanındayız ama bu kentin doğasını tahrip edecek hiçbir şeyi doğru bulmuyoruz. Biz, demokrasiyle kalkınmanın, doğamıza sahip çıkarak kalkınmanın doğru olduğunu düşünüyoruz.

BASMANE ÇUKURU’NU ÇÖZECEĞİZ

Basmane Çukuru’nu da 2022 içinde çözeceğiz. TMSF başkanımıza 4 kere gittik, birçok görüşme yaptık. Basmane Çukuru’nu bir çıban başı olarak görüyorum, yıllardır o çukurun orada devam etmesi utanç kaynağı. Bu şehrin bir insanı bir yöneticisi olarak bu durumdan utanıyorum. 2022’de bu şehri bu utançtan kurtaracağız.

HEDEFİMİZ 2030 EXPO

Kentlerin önemi çok daha fazla artacak, kentler arası rekabet artacak. Biz İzmir için iade-i itibar peşindeyiz. Uluslararası alanda kent diplomasisi üzerinden bir çalışma yürütüyoruz. Almanya’da 5 tane İzmir ofisi açtık.  Başka ülkelerde de açıyoruz, açmaya devam edeceğiz. İzmir’i dünyaya tanıtmak istiyoruz. 2026 EXPO’sunu aldık, ev sahipliği yapacağız. Ama asıl büyük EXPO olan 2030 EXPO’suna başvuru yaptık. Ancak Cumhurbaşkanının, şehri adaylıkta desteklemesi gerekiyor. Henüz buna sahip değiliz. Başvuruyu yaptık, bu başvurunun Cumhurbaşkanının desteğiyle iletilmesi gerekiyor. Bundan vazgeçmeyeceğiz. 2026’daki EXPO tematik, İzmir’in tanıtımı ile ilgili katkı yapacaktır ama asıl hedefimiz 2030’daki EXPO…  2022’de Terra Madre’ye ev sahipliği yapacağız. Travel Turkey’i yaptık, üç gün sürdü. Bu üç günün etkilerini araştırdık. O gün tesadüfen taksiciler odasının bir lansmanı vardı, ENTaksi olarak bildiğiniz bir uygulama. Bir gün içinde bu şehirde ne kadar yolculuk yapıldığını görüyorsunuz. Fuar sürecinde taksicilerin cirolarında net yüzde 26’lık bir artış olmuş. Fuarların çok büyük katkıları oluyor bu şehre… O nedenle yurtdışı etkinlikleri, EXPO ile yaptığımız çalışmalar bir bütün olarak bu şehrin bir adım öteye gitmesinde öncü olacaktır. Bu şehirde ne kadar güzel yaşadığımızı söylersek söyleyelim bunun cebimize yansıyan bir durumu yok. Bütün mesele bunları dünyaya duyurmak oluyor.

4 BUÇUK MİLYON TURİST

Bizim çok somut bir hedefimiz var. İki yıl içinde İzmir’in nüfusu kadar turisti İzmir’de misafir etmeyi hedefliyoruz. Bununla ilgili yapacak birçok çalışmamız var. Nisan’da Midilli seferlerini başlatıyoruz, Mayıs’ta cruise gemisi gelecek. Niyetimiz haftada 3 curise gemisinin İzmir’e gelmesini sağlamak. Özetle 4 buçuk milyon turist hedefine 2023 sonuna kadar ulaşmayı hedefliyoruz.

Ana hizmet binasını yıkıyoruz. Uzun bir zaman kaybı yaşadık. Oraya ne yapılacağı ile ilgili bir kurul oluşturduk, onlar değerlendirecek.

Atalık tohumlarımızın en güçlü silahımız olduğunu düşünüyorum. Biz eğer bu toprakların bereketini koruyacaksak atalık tohumlarımıza sahip çıkacağız.

Şu anda en çok Cittaslow’u barındıran ülkelerden biriyiz. Bir başka çalışma yürüyor, 10 yıllık hayalim. Cittaslow, nüfusu 50 binin altındaki yerler için uygulanabilir bir model. Ben yıllardır niye metropoller olamıyor diye uğraştım. 2021 içinde Cittaslow metropol başlığı altında bir çalışma başlattık, ilk Cittaslow metropol unvanını alan kent İzmir. Bunun için pilot mahalleler seçildi, eğer ortaya koyduğumuz kriterleri hayata geçirebilirsek dünyanın her yerinde metropol Cittaslow uygulamasını başlatabileceğiz. İzmir’deki pilot mahallelerde alacağımız olumlu sonuçlar sadece İzmir değil dünyadaki şehirlerin de önünü açacak.

Hem kongre hem sağlık turizmi ile pek çok çalışma yapıyoruz. Sağlık turizmi ilgili özellikle Rus piyasasıyla saç dikimi, göz ve diş konusunda hem SGK ile hem özel seyahat acentaları ile bir müzakere sürdürüyoruz. Rusya ile başlayacağız Batı da birçok ülkeyle devam edeceğiz.

'TÜRKİYE'DEKİ TEK BELEDİYEYİZ'

Narlıdere Metrosu’nu 2022 içinde kullanıma sokacağız. Buca metrosu ile konsorsiyum yarattık, temel atma törenini gerçekleştireceğiz. İki yeni hat üzerinde çalışıyoruz, Karabağlar-Gaziemir, diğeri Halkapınar-Kemalpaşa Metro Hattı çalışmalarımız var. Bunlar şehirde daha rahat ulaşımı sağlayacak çalışmalar. Ucuz, sürdürülebilir ve rahat ulaşım imkanı sağlıyor. Şu anda bütçenin yüzde 42’sini yatırımı ayıran Türkiye’deki tek belediyeyiz. Bununla da iftihar ediyoruz.

MEVZUAT KOPYALA YAPIŞTIR

Milletimizle iftihar ediyorum. Bizim milletimizin sokak hayvanları konusunda gösterdiğimiz duyarlılık değerli. Batı’da sokak hayvanı yok diye övünürler bence övünç kaynağı değil. Biz hala merhameti ve vicdanı taşıyan insanlarız. Bu çok kıymetli. Bir mevzuatımız var, şöyle bir düzenleme getirmiş; sokakta yaşayan bir hayvan belediye yetkilileri tarafından alınır hastaysa/bakıma muhtaçsa/kısırlaştırılması gerekiyorsa gereği yapılır, yerine konulur. Bizim mevzuatımız copy-past (kopyala-yapıştır), bunun değişmesi lazım. Bizim vicdanımızı merhametimizi rahatlatacak şekilde düzenlenmesi lazım.  Biz hayvanı alıyoruz, bakımını yapıyoruz, kısırlaştırıyoruz, geri bırakıyoruz. Bu sürdürülebilir bir şey değil. Bu hayvanlarla ilgili içimizi parçalayan olaylar da oluyor. Biz can dostlarla ilgili bin 500 hayvanlık yeni bir tesis yapıyoruz, çok modern bir tesis. Bir yandan da şöyle bir çalışma başlattık, Veterinerler Odasıy ile bir protokol yaptık. İzmir’deki 400 hayvan polikliniği belediyelerin birimi haline getiriyoruz. Bizim adımıza yapacaklar, biz bedelini ödeyeceğiz. Böylece hizmetimizi 400 poliklinik kadar büyütmüş olacağız. Sokak hayvanlarıyla ilgili uzun vadede çözümün kısırlaştırmadan geçtiğini düşünüyoruz. Çünkü olağanüstü çoğalıyorlar. Bu kısırlaştırma hizmetini vermeye imkanlar yetmiyor, Veterinerler Odası ile yaptığımız protokol ocak ayında meclisten geçecek.

BUNU TAŞIYACAK BİR ALTYAPI YOK

Biz bu şehri felaketlere karşı her gün daha dirençli hale getirmeye çalışıyoruz. Brezilya’da yine onlarca kişi ölmüş, her taraf su baskınlarıyla dolmuş. Buna dayanıklı altyapı yapmaya devam edeceğiz, ama iklim krizinin getirdikleri var. Bunu taşıyacak bir altyapı yok. Bu doğal felaketler sadece Brezilya’da, uzak bölgelerde değil, bizde de yaşanmaya başladı. Hatırlayın, tsunami yaşadık. Ben 30 yıl Seferihisar’da yaşadım, tsunami olacağı aklımın ucuna gelmezdi. Çeşme’de hortum oldu. Ama olabiliyormuş. Biz tabi ki tüm felaketlere karşı dirençli olabilmek için daha büyük tahribatlar olmasın diye hazırlıklarımızı çalışmamızı yapmaya devam edeceğiz ama ne yaparsak yapalım bu felaketlerden kaçınmamız mümkün olmayabilir. Mavişehir’de her sene su basar, araçlar sular altında kalır, deniz yükselir. Çünkü imalatlar deniz seviyesinin altında yapılmış. Yaklaşık 37 milyonluk bir yatırım yaptık ve son yağmurlarda büyük merakla bekledik, çok şükür hiçbir şey olmadı.

KUTUPLAŞMADAN YORULDUK

Dijitalleşme meselesine çok önem veriyoruz. Demokrasi 5 yılda bir sandığa gidip oy vermek değil, farklılıkların bir arada olması demek. Merkez Bankası başkanına attığı bir tweet yüzünden soruşturma açıldı. Kutuplaşmadan ayrışmadan yorulduk. Farklılıklarımızla bir arada yaşamayı binlerce yıl başarmış bir milletiz, bunu tekrar hatırlamamız lazım. Bunun için demokrasiyi yeşertmemiz, demokrasiyi dijitalleştirmemiz lazım. Bir arada yaşamanın güzelliğini yeniden keşfetmek mecburiyetindeyiz. Çünkü bizim birbirimize ihtiyacı var. Afetler yaşanırken kimin aklına geliyor o AKP’li o CHP’li diye. Böyle yaşamak için niye felaket olsun, felaket olmadan da bunu başarmak mecburiyetindeyiz.

ASIK SURATLA MI SİYASET YAPALIM?

Artık ötekileştirmelerden yorulduk. Ben de şahsen yorgunum, herkes de yorgun. Bunun bir sonu yok, varacağı bir yer yok. Varsa da kötü yerler. Oraya gitmek istemiyoruz. Ben bundan şikayet etmekten bıktım, bunu değiştirmek için uğraşıyorum. Dilimizi değiştirmek mecburiyetindeyiz. Birbirimizi kırıcı sözlerden uzak durmak mecburiyetindeyiz. Güleryüzlü siyaset yapmak istiyoruz, bize ‘sırıtık surat’ diyorlar. Asık suratla mı yapalım siyaseti? Hepimiz bu milleti seviyoruz, bu memleketin iyiliği için bir şeyler yapmak istiyoruz. Özetle bu siyasetin terk edilmesi lazım. Bunu yapmak için elimizden nen geliyorsa yapacağız.

Gücümüz yettiğince hem küçük üreticiyi yaşatacak hem kuraklıkla mücadele edecek çalışmalar içerisindeyiz. Kurtuluşun yüzüncü yılını 2022’de yaşayacağız, ciddi bir hazırlık içerisindeyiz. İki gün olarak planlıyoruz, 9-10 Eylül.

KÜLTÜRPARK’I KORUYORUM

‘Ben bu memleketi senden daha çok seviyorum kardeşim’, bu iddia ne kadar saçmaysa 'Ben Kültürpark’ı senden daha çok seviyorum’ iddiası da saçma. Böyle bir şey yok. Onu savunan platform ne kadar koruyorsa ben de en az onlar kadar koruyorum. Kurulun kararı ile çalışmaları başlatacağız. Ada Gazinosu ile başlayacağız.

DÖNÜŞÜM DAMGA VURACAK

İzmir’de Bakanlığın benim bildiğim kentsel dönüşüm çalışması yok. İBB’nin kentsel dönüşüm modeli; vatandaşı müteahhide ezdirmeyen, müteahhit ve vatandaş arasında köprü vazifesini kuran bir model. 2022’de birçok alanda kentsel dönüşüm çalışmamız var. Özetle kentsel dönüşüm 2022’de İzmir’e damga vuracak başlıklardan olacak. Kentsel dönüşüm konusunda yeni modellerimiz de var. Hiçbir kentte gündeme gelmemiş yeni modeller var, şimdilik sürpriz olarak bırakmak istiyorum.

İZMİRLİLERE ÇAĞRI

İzmir depremde olağanüstü bir sınav verdi, biz İBB olarak canla başla çalıştık ama İzmirli de İBB’yi yalnız bırakmadı. 1 Ocak'tan itibaren yeni bir kampanya başlatacağız. Derinleşen yoksulluk nedeniyle büyük bir çaresizlik, yoksulluk tablosu var. İzmir de bundan nasibini alıyor. İzmirlinin birbirine el uzatması gerekiyor. İBB olarak önceliğimizi sosyal destek programlarına ayırmaya karar verdik ama yetmez. İzmirlilerin el el vermesi ve bu yoksulluktan etkilenen vatandaşlara sahip çıkması lazım. Destek verin bu hikayeyi büyütelim. Yoksulluk derinleşiyor, buna seyirci kalamayız. Dinimizde söylenen ‘komşun açken tok yatılmaz’ ifadesi ne kadar değerliymiş. 2022’de başlatacağımız bu kampanyaya destek vermenizi bekliyorum.

Editör: Haber Merkezi