Gizem TABAN/İZ GAZETE-İzmir Büyükşehir Belediyesi nisan ayı olağan üçüncü meclis oturumu Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde (AASSM) gerçekleşti. Toplantıda, İzmir Büyükşehir Belediyesi 2020 Yılı Faaliyet Raporu ile ESHOT Genel Müdürlüğü 2020 Yılı Faaliyet Raporu görüşüldü. Oturumu, faaliyet raporlarının görüşülmesi sebebiyle mevzuat gereği İzmir Büyükşehir Belediye Başkanvekili Cumhuriyet Halk Partili (CHP) Mustafa Özuslu yönetti. Raporların görüşülmesinin ardından oturumun yönetimini İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı CHP’li Tunç Soyer sürdürdü.  AKP ve MHP faaliyet raporlarına eleştirilerde bulunurken Başkan Soyer ile CHP Grubu eleştirileri tek tek yanıtladı. Başkan Soyer ayrıca, görevde geride bıraktığı 2 yılı yapılan ve önümüzdeki süreçte yapılacak çalışmaları anlattı.  

CHP’DEN ‘BAŞARI’ VURGUSU
Faaliyet raporlarına ilişkin söz alan CHP Grup Sözcüsü Nilay Kökkılınç, CHP Grubu olarak Büyükşehir Belediyesi ve ESHOT Genel Müdürlüğü’nü başarılı bulduklarını ifade etti. Kökkılınç, Büyükşehir Belediyesi’nin ve ESHOT Genel Müdürlüğü’nün 2020 yılı içerisinde yaptıkları çalışmaları sıraladı. İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin 2020 yılında özellikle orman yangını, pandemi, deprem, sel gibi birçok afetle mücadele ettiğine vurgu yapan Kökkılınç, bunların yanında hizmet ve yatırımdan da geri kalınmadığının altını çizdi. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in hayata geçirdiği kriz belediyeciliğinin oldukça başarılı bir şekilde yürütüldüğünü söyleyen Kökkılınç, faaliyet raporlarının ikisine de olumlu oy kullanacaklarını açıkladı. 

CUMHUR İTTİFAKI’NDAN ELEŞTİRİ YAĞMURU
Faaliyet raporları hakkında söz alan AKP Grup Başkan Vekili Özgür Hızal, Büyükşehir Belediyesi’ni, Başkan Tunç Soyer’i ve ESHOT Genel Müdürlüğü’nü eleştirdi. Büyükşehir Belediyesi’nin yatırım yapmadığını öne süren AKP’li Hızal, “Yapmadıklarınız yapamayacaklarınızın teminatıdır” ifadelerini kullandı. AKP’li Hızal, altyapı, imar planları, kentsel dönüşüm, yeşil alan, trafik, belediye hizmet binası, otopark, Büyükşehir Belediyesi’ne ait Eşrefpaşa Hastanesi, tarım politikaları ve mali konular hakkında da eleştirilerde bulundu. Hızal, AKP Grubu olarak her iki faaliyet raporuna da ret oyu kullanacaklarını söyledi. AKP Grup Sözcüsü Hakan Yıldız da Büyükşehir Belediyesi’nin bugün itibarıyla 5 milyar TL borcu olduğunu ifade etti. MHP Grup Başkan Vekili Selahattin Şahin de Büyükşehir Belediyesi ile ESHOT Genel Müdürlüğü’nün faaliyet raporlarına ilişkin eleştirilerde bulundu. Şahin, MHP Grubu olarak her iki faaliyet raporuna ret oyu vereceklerini belirtti. 

‘BELEDİYEMİZ TÜM İMKANLARINI SEFERBER ETTİ’
İYİ Parti Grup Başkan Vekili Kemal Sevinç ise, faaliyet raporlarına ilişkin şunları söyledi: “Tüm dünyayı ve ülkemizi etkisi altına alan salgın ilimizde yaşanan deprem, şiddetli yağmurlar sonucu meydana gelen olumsuzluklara rağmen belediyemiz tüm imkanlarını seferber etmiştir. 2020-2024 yılları stratejik plan hedefleri doğrultusunda 2 yılı geride bıraktık. Planlanan hedeflere yaşanan mücbir sebeplerden dolayı erteleme olsa da hizmetler devam etmiştir. Hedeflenen projeler tamamlanıp İzmir halkının hizmetine sunulacaktır. İYİ Parti olarak iki rapora da olumlu oy kullanacağımızı belirtmek istiyorum.”

 

İKİ RAPOR DA OY ÇOKLUĞU İLE KABUL EDİLDİ
İzmir Büyükşehir Belediyesi 2020 Yılı Faaliyet Raporu ve ESHOT Genel Müdürlüğü 2002 Yılı Faaliyet Raporu’na AKP ve MHP ret oyu kullanırken CHP ve İYİ Parti olumlu oy kullandı. Her iki faaliyet raporu da oy çokluğu ile kabul edildi. Faaliyet raporlarına ilişkin AKP’li ve MHP’li meclis üyeleri eleştirilerini sıralarken CHP’li meclis üyeleri de eleştirilere tek tek yanıt verdi. 

SOYER’DEN ELEŞTİRİLERE YANIT
Eleştirilere tek tek yanıt veren İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer, “Valimiz 2.9 milyar yatırımın belediyemize ait olduğunu açıkladı. Bu yatırımları biz belirlemiyoruz. Bunun bir rehberi var, buna göre bakanlık bu ayrımı yapıyor. Türkiye’deki belediyeler arasında yüzde 43 oranlık yatırımla en üst sıralarda değerlendiriliyoruz. Bundan dolayı iftihar ediyoruz. Büyükşehir’in 18. 3 milyarlık borçlanma kapasitesi var. Yasal olarak hakkımız. Toplam borcumuz, 7. 8 milyar. Yani borçlanmanın yüzde 42 kapasitesini kullanıyoruz. 2021 yılı gider bütçemiz 9 milyar TL. Gelir bütçemiz ise 7.3 milyar TL. Yani bir yıllık gelirimizle ödenebilecek bir borcumuz var. Bu borç uzun yıllara kadar uzanan bir süreç” dedi.
Görevde olduğu 2 yılda hayata geçirilen ve önümüzdeki süreçte yapılacak çalışmaları anlatan Başkan Soyer’in açıklamaları şöyle: 

 

‘ÇOK DAHA HEYECANLI VE KARARLIYIM’
İki yıl önce yürümeye başladığımız bu ortak yolda, İzmir’in refahını artırıyor ve adilce paylaşılmasını sağlıyoruz. Bugün, görev süremizin ikinci yılını tamamladık, iki yıl öncesinden çok daha heyecanlı ve çok daha kararlıyım. Önümüzdeki iki yılda Cumhuriyet’in yüzüncü yılına yakışan bir İzmir tesis etmenin kararlılığını taşıyorum. 

 

‘DÖRT MÜCADELE ALANI’
2019 yılında Meclisimizde oybirliği ile kabul edilen ve Birleşmiş Milletler’in Sürdürülebilir Kalkınma hedefleri ile yüzde yüz uyumlu olan İzmir Büyükşehir Belediyesi Stratejik Planı doğrultusunda, çok sayıda faaliyet yürütüyoruz. Bu faaliyetlerin tümü, dört mücadele alanı etrafında birleşiyor: İzmir’in refahını büyütmek. Refahın adil bir şekilde paylaşılmasını güvence altına almak. Doğayla uyumlu bir yaşam tesis ederek şehrimizin dirençliliğini artırmak. Şehrimizin yaşam kalitesini yükseltmek ve birlikte yaşam kültürünü teşvik etmek.


 

‘İKİ YILDA KAZANDIRDIĞIMIZ DIŞ YATIRIM 16 MİLYAR LİRA’
Dış ilişkileri güçlendirmek, İzmirlinin ekmeğini büyütme hedefimizin başlangıç noktası. Bu doğrultuda, iki yıl gibi kısa sürede yoğun bir mesaiyle İzmir için yeni iş ortaklıkları kurduk. Çok sayıda yeni yatırım, kredi ve ticaret anlaşmasının yapılmasını sağladık. İki yıllık çalışmamız sonucunda İzmir’e kazandırdığımız dış yatırım miktarı 16 milyar Lira. Bunun büyük kısmı düşük faizli ve çok uzun vadeli yatırım kredisi anlaşmaları. 

 

‘NARLIDERE VE BUCA METROLARI’
Yaptığımız anlaşmaların hiçbiri, belediyemizi kısa, orta veya uzun vadede karşılıksız borç yükü altına sokacak mahiyette değil. Zaten bu kredileri alabilmenin ön koşulu, geri ödeme kapasitenizin olması. Alınan kredilerin çoğunluğu, yatırımın hemen ardından Belediyemize yeni gelir kaynağı sağlayan, kendi kendini geri ödeyen projelerle ilgili. Narlıdere ve Buca metroları bu kapsamdaki iki büyük projemiz. Göreve başladığımızda yüzde 12’si yapılmış olan Narlıdere Metrosu için hızla 125 milyon Euro’luk finansman sağladık. İki yıl bile dolmadan, olağanüstü bir hızla bu hattaki çalışmalarımızı, yüzde 74 tamamlanma seviyesine getirdik. Pandemiye rağmen yer altında 11 kilometre tünel kazdık, ışığı gördük. Buca Metrosu’nun kredi anlaşmaları onaylandı ve uluslararası ihale süreci başladı. İnşallah, proje inşaatına kasım ayında başlayacağız.

‘ÇİĞLİ TRAMVAYI’
Çiğli Tramvayı’nın temelini attık. İki yıl sonra Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında hemşerilerimizin hizmetine sunmuş olacağız. Çiğli Tramvayı ihale şartnamesinde genç mühendis istihdamını zorunlu kılarak bu vizyonumuzu sürecin tüm detaylarına nüfuz ettirdik. 

‘34 MİLYON DOLARLIK YATIRIM KREDİSİ’
Dünya Bankası’nın üst düzey yöneticileri ile görüşmeler yaptık. Yaşlı bakımından, atık yönetimine, ulaşımdan, akıllı kent uygulamalarına kadar iyi uygulamalar geliştirecek pilot çalışmaları İzmir’de yapmak üzere el sıkıştık. Örneğin sekiz proje için İZSU eliyle 34 Milyon Dolarlık yatırım kredisini kentimize kazandırdık. Açık veri portalını birlikte geliştirdik.

 

‘250 MİLYON DOLAR YENİ KAYNAK’
Kentimizde 30 Ekim depremini yaşadık. Dünya Bankası ile kurduğumuz uzun vadeli ilişki bu afet nedeniyle yaşamsal bir hale geldi ve İzmir’e dünyada çok az şehrin erişebildiği acil durum kredisinin kapılarını araladı. İzmir’deki orta hasarlı binaların yeniden yapılabilmesi için 250 milyon dolarlık yepyeni bir kaynağı, İzmir’e kazandırmamız söz konusu. Bu kaynağın ilk ödemesi beş yıl sonra başlamak üzere, 30 yılda ve yüzde 1,5 faizle geri ödenmesi müzakere ediliyor. Bu kaynak binlerce mağdur vatandaşımıza güvenli konut sahibi olması için kullandırılacak. Kredinin bir kısmı ise sel felaketlerini önlemek ve körfezi temizlemek için inşa ettiğimiz yağmur suyu ayrıştırma sistemlerine aktarılacak. Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın doğrudan katıldığı kredi müzakerelerinin birkaç ay içinde sonuçlanmasını bekliyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın tıpkı Buca Metrosu’nda olduğu gibi bu çok hayati anlaşma için de onay vereceğine ve İzmir’in yanında olacağına yürekten inanıyorum.

‘RAZI OLMAK ASLA MÜMKÜN DEĞİL’
İzmir’e kazandırdığımız yatırım kredileri sayesinde elde ettiğimiz katma değer, aynı zamanda Türkiye ekonomisine de güç veriyor. Dolayısıyla, bunca emek ve adanmışlıkla ortaya çıkan bu başarının “İzmir borç bataklığına sürükleniyor” sığlığına hapsedilmesine razı olmak asla mümkün değil.

‘İZFAŞ, YILDA 37 FUAR İÇİN HAZIR’
İZFAŞ, pandemi döneminde dahi şehrimizin ticaret hacmini büyütmeyi başardı. İZFAŞ fuarlarının İzmir ve Türkiye için oluşturduğu ticaret hacmi 4 milyar doların üzerinde. Bunu daha da büyütmek için düzenlediğimiz fuar sayısını yüzde yüzden fazla artırdık. Belediye şirketimiz İZFAŞ, pandeminin ardından fuarlar serbest bırakıldığında yılda 17 yerine 37 fuar düzenlemek için tüm hazırlıklarını tamamladı. Fiziki fuarların tümüyle kapandığı 2020 yılında, İZFAŞ, tamamı özgün bir dijital altyapı ile sanal fuarlar düzenlemek için kendi altyapısını kurdu. Türkiye’nin en büyük ve en modern fuar alanı Fuar İzmir’in 3D modellemesi yapılarak büyük bir hızla oluşturulan “Digital İzmir Fair” platformunda Olivtech, ekoloji ve turizm sanal fuarlarını düzenledik. 

TARIM, HAYVANCILIK VE KOOPERATİFLER
“Başka Bir Tarım Mümkün” anlayışıyla inşa ettiğimiz İzmir Tarımı ile aynı anda kuraklık ve yoksullukla mücadele ediyoruz. İzmir Tarımı ile ekonomik değeri yüksek ve suyu az tüketen stratejik ürünleri destekleyerek tarımda harcanan suyu, yüzde elli oranında azaltıyoruz. Su kaynaklarımızın yüzde 77’sini tarımsal sulamada kullandığımızı dikkate alırsak, tasarruf edeceğimiz bu oran toplam suyumuzun üçte birine tekabül ediyor. 2020 yılında toplamda 144 milyon 762 bin 472 liralık alım yaptık. Son iki yılda ürün alım sözleşmesi imzaladığımız kooperatif sayısı 60’a ulaştı. 28 üretici kooperatifinden ürün alımının devamına ilişkin yıllık protokolümüzü ocak ayında yeniledik. 2021 ve 2022 üretim dönemini kapsayan 12 ayda toplam 338 milyon 600 bin liralık alım yapacağız. Bunun 154 milyon 600 bin lirası süt ürünlerine, 97 milyon lirası et ürünlerine, 15 milyonu yem bitkilerine ve geri kalan 72 milyon ise diğer ürünlere tekabül ediyor. Bayındır’da 65 milyon liralık bir yatırımla kuracağımız Süt İşleme Fabrikası son yıllarda kamu eliyle açılan çok az sayıdaki tesisten biri olacak. Süt işleme fabrikamız, günlük 100 ton süt işleme kapasitesine sahip olacak. Tesisimizde manda sütünden imal edilen İzmir mozzarellası, keçi ve koyun sütünden beyaz peynir ve diğer peynirler üretilecek. Baysan aracılığıyla Bayındır’daki tesisimizde kullanılmak üzere üreticilerimizden ilk yılda 7 milyon 500 bin litre koyun sütü, 5 milyon litre keçi sütü ve 2 milyon litre manda sütü satın alacağız. Hayvancılıkla uğraşan küçük üreticilerimize destek olmak ve küçükbaş hayvan yetiştiriciliğini teşvik etmek amacıyla Beydağ, Kemalpaşa, Aliağa, Torbalı ve Kiraz’da bin 253 küçükbaş hayvan hibe ettik. Selçuk, Bergama, Kınık ve Tire’de 134 yerli ırk Anadolu mandası dağıttık, yavrularla birlikte İzmir’de neredeyse tamamen yok olmuş mandaların sayısını bir yıl gibi kısa sürede 158’e çıkardık. Mayıs ayında Sasalı Çiğli’de açılışını yapacağımız tarım merkezimizde, tarımsal planlama, markalaşma ve ihracat çalışmalarımızı geliştireceğiz. Böylelikle, İzmir Tarımında alım garantisinin yanı sıra satış garantisi dönemini de başlatıyoruz. Yakın zamana kadar hemen hiçbir ekonomik değeri olmayan, üretimi neredeyse tamamen durmuş karakılçık buğdayını, bir avuç tohumdan başlayarak yeniden hayata döndürdük. Hiç sulanmadan yetiştirilen, verimli, lezzetli ve sağlıklı bu atalık buğday, şu anda sadece belediyemiz tarafından değil çok sayıda üretici ve özel sektör tarafından binlerce dekar alanda üretiliyor. Yüksek fiyattan müşteri buluyor ve çiftçimize istihdam sağlıyor. Hiçbir yatırım maliyeti olmayan, sadece belediyemizin teşvik ve tanıtım imkanlarıyla elde ettiğimiz karakılçık başarısı, şimdi İzmir Tarımı ile dalga dalga yeni ürünlere yayılıyor. 

TURİZM ÇALIŞMALARI
İzmir’i turizmde dünyanın önde gelen destinasyonlarından biri haline getirmek için İzmir’in turizm stratejisi ve eylem planını hazırladık. Gururla ifade etmeliyim ki, yaptığımız çalışmalar sayesinde Türkiye’nin ilk dijital turizm ansiklopedisine İzmir sahip oldu. 40’tan fazla uzmanın çalışmasıyla 11 farklı başlıkta, iki binden fazla turistik alana dair bilgi ve görseller tek bir mobil uygulamada bir araya getirildi. İzmir’in iki dünya mirası alanı Efes ve Bergama ve adaylık sürecinde olan dört diğer alan İzmir turizm stratejimizin çok önemli ayaklarından biri. Dünyanın İzmir Mirası adını verdiğimiz bu program kapsamında, Gediz Deltası’nın Türkiye’nin ilk UNESCO Dünya Doğa Mirası olabilmesi için başvurumuzu yaptık. Birgi ve Ceneviz Ticaret Yolu ile ilgili süreçleri ise yakından takip ediyor, destekliyoruz. Öte yandan, Meclisimiz’in aldığı kararla Bergama Sunağı’nın Berlin’den geri getirilmesi için yoğun ve uzun soluklu bir çalışma içine girdik. İzmir’in UNESCO Dünya Mirası adayları içinde yer alan Tarihi Liman Kenti Bölgesi, yani Kemeraltı vizyonumuz, hem eşsiz bir kültür mirasının korunmasına, hem de yerel ekonomimizin güçlenmesine hizmet ediyor.

‘KEMERALTI’NI AYAĞA KALDIRIYORUZ’
Bu kapsamda Kemeraltı’nı, yaklaşık 200 milyon liralık yatırımla baştan sona yeniden ayağa kaldırıyoruz. 27 milyon liralık yatırımla Kemeraltı Kuşaklama Alt Yapı projesi çalışmalarımız devam ediyor. 153,7 milyon liralık yatırımla altyapı, üstyapı ve aydınlatma çalışmalarını içeren ikinci etabın ihalesini tamamladık ve çok yakında temel atıyoruz. Bu çalışma, İzmir tarihinde Kemeraltı bölgesine yapılan en büyük yatırım ve altyapıyla ilgili yıllardır dokunulmamış tüm sorunları çözecek. Kemeraltı projemiz kapsamında çok sayıda binayı restore ediyor ve sokaklarımızı düzenliyoruz. Tüm çalışmalar tamamlandığında, Konak Pier’den Kadifekale’ye uzanan tarihi yol yeniden ayağa kalkacak. Biliyorum ki bu süreç, Cumhuriyetimizin yüzüncü yılında UNESCO Dünya Mirası unvanıyla taçlanacak. 

‘BÜTÇENİN YÜZDE 43’ÜNÜ YATIRIMLARA AYIRDIK’
İzmir Büyükşehir Belediyesi finansman yapısı çok güçlü bir belediye. Ve biz, bütçemizin yüzde 43’ünü yatırıma ayırmaya karar verdik. Bu yatırımların da büyük kısmını, bu şehrin nimetlerinden daha az yararlanan insanlara, yani arka mahallelerimize yönlendirdik. Bu insanlara daha çok vakit ve kaynak ayırmak durumundayız, buna mecburuz çünkü o ihmal edilmişliği aşmak mecburiyetindeyiz. Biz artık yatırım bütçemizi bu açılmış mesafeyi hızla kapatacak şekilde yönetiyoruz. Mücadelemiz, öteki İzmir diye bir şey kalmaması, şehrin refahının tüm mahallelerde dengeli bir şekilde paylaşılması. Seçim öncesi, İzmir için önemsediğimiz konuların başında arka mahalleler geliyordu. Bu doğrultuda, dezavantajlı grupların yaşadığı ve daha evvel ihmal edilmiş bölgelere dönük bir bakış açısı oluşturduk. 

‘KRİZ BELEDİYECİLİĞİ İLE İZ BIRAKTIK’
İki yıl içinde İzmir’in en büyük orman yangınlarından birini pandemiyi, depremi, seli, hortumu ve hatta tsunamiyi yaşadık. Belediyemiz, daha önce hiçbir zaman üstlenmediği görevleri “kriz belediyeciliği” adını verdiğimiz özgün ve yeni bir yaklaşımla göğüsledi ve tarihe unutulmaz izler bıraktı. Bir yılı aşkın bir süredir pandemi sürecini yaşıyoruz. Bu zor dönemde, ihtiyaç duyanlarla destek olmak isteyenleri buluşturduk. Halkın Bakkalı üzerinden gıda paketi, iftar yemeği, hijyen paketi satışları başlattık ve buradan sağlanan destekler belediyemizce ve gönüllülerimizle birlikte desteğe ihtiyaç duyan yurttaşlarımıza ulaştırıldı. Pandemi ve depremi de kapsayan bu süreçte 250 binden fazla haneye 380 bin gıda paketi, 130 bin hijyen paketi desteği sağladık. 380 bin gıda paketinin 230 bini yurttaşlarımız tarafından bizlere ulaştırıldı.  Yine pandemi sürecinde aralarında kahvehane esnafı, amatör spor kulüplerinin antrenörleri de olmak üzere 42 bin kişiye 20 milyon liranın üzerinde destek olduk. 2 bin 500 selzede hane ve işyerine ise 19 milyon lira destek sağladık. Askıda Fatura kampanyası ile 16 bin 496 hanenin 1 milyon 473 bin 825 liralık faturası yurttaşlarımız tarafından ödendi. 7 milyona yakın maskeyi İzmirlilere ücretsiz olarak ulaştırdık. Pandemi sürecinde üreticileri ve esnafı da unutmadık. İzmirli üreticilerden bu süreçte 200 milyon liralık ürün alımı yaptık, alımlarımıza devam edeceğiz. Eğitim yardımlarımız kapsamında çocuklarımıza toplam 2 bin 335 tablet, 20 bin bot ve mont desteğinde bulunduk. 27 bin 393 öğrencimize 130 liralık kırtasiye kartları dağıttık. Bu alımlarla kırtasiyeci, tekstilci ve ayakkabıcı esnafımıza toplam 7 milyon liraya yakın destek olduk. Depremde evleri yıkılan ve zarar görenler için çadır kentler oluşturduk. Sadece bir ay içerisinde çadırda tek bir vatandaşımızın kalmadığı deprem felaketinde Belediyemiz, İzmir Halkı, biz hepimiz eşi görülmemiş bir dayanışma destanı yazdık. Depremde ve pandemi sürecinde 1 milyon 654 bin kişilik yemek, 330 bin kişilik kumanya, 240 bin kişilik pide, 115 bin kişilik çorba dağıtımı yaptık.909 depremzede yurttaşa 4 binin üzerinde farklı ev eşyası desteği sağladık. ‘Bir Kira Bir Yuva’ kampanyasını başlattık. Yardımseverlerin bağışları ile 4 bin 643 aileye 42 milyon 649 bin liralık kira desteği sağladık. Belediye imkanlarımızla ise 3 bin 428 aileye 22 milyon 500 bin liralık kira desteği verdik. Kullanmadığı evinin kapılarını açan yardımseverlerin sayısı 231 oldu. Halkın Bakkalı üzerinden beyaz eşya, mobilya, küçük ev aletleri, yiyecek gibi farklı kalemlerde 22 milyon lira bağış yapıldı.Uzundere konutlarını elektrik, su, yakıt ve internet ücreti de dahil olmak üzere bir yıl boyunca ücretsiz olarak 222 depremzede ailemizin kullanımına açtık. Hilton Oteli’nin 382 odasını da depremzedelere açtık. 

‘KENTSEL DÖNÜŞÜM’
Deprem sonrası başlattığımız büyük kentsel dönüşüm seferberliği ile birlikte sadece iki yıl içinde; Ege Mahallesi’nde 418 milyon, Örnekköy’de ise 520 milyon lira olmak üzere yaklaşık 1 milyar lira ihale bedeli olan kentsel dönüşüm uygulamalarını başlattık. Yıkımlar ve yeni inşaatların yapımı devam ediyor. Etaplar halinde devam eden tüm kentsel dönüşüm projeleri için 2 milyar liralık bir yatırım yapıyoruz. Karabağlar Uzundere Konak Ege ve Ballıkuyu, Karşıyaka Örnekköy, Gaziemir Aktepe ve Emrez Mahalleleri ile Çiğli Güzeltepe Mahallesi’nde, toplamda 248 hektarlık alanda kentsel dönüşüm çalışmaları hızla devam ediyor. Önümüzdeki iki ay içinde imzalayacağımız Protokol ve yapacağımız kat karşılığı ihale ile Aktepe Emrez ve Uzundere III. Etap olmak üzere yaklaşık 1750 bağımsız birimin inşaatını başlatacağız. 

‘YEŞİL ŞEHİR’
Yeşil Şehir Eylem Planı Türkiye’de ilk defa İzmir için hazırlandı. Doğayla Uyumlu Yaşam Stratejimiz, İzmir’in bu alandaki tüm eylemlerini bütünleştiren bir ufuk tarif ediyor. Planlama ve yapım aşamasındaki beş İzMiras rotamız ve 35 Yaşayan Park projemiz, bu vizyonumuzun bir sonucu. Bu ilkeyle yapımına başladığımız Mavişehir’deki Flamingo Doğa Parkı, Gediz Deltası’nın kuş türlerini şehrin içinde görebileceğimiz benzersiz bir rekreasyon alanı olacak. Parkımız, deniz seviyesinin altındaki Mavişehir’i hemen her yıl yaşanan sel tehlikesinden kurtaracak tahkimat projesiyle bütünleşik olarak planlandı. Tahkimat projemizin yapımı yüzde yetmiş oranında tamamlandı ve kısa sürece sonlanacak. Yapım aşamasında olan Olivelo, Şehitler Korusu, Portakal Vadisi, Yamanlar Vadisi, Güney Gediz Deltası, Behçet Uz, Peynircioğlu Deresi gibi yaşayan parklarımızla, seçim öncesinde vaad ettiğimiz gibi İzmir’de kişi başına düşen yeşil alan miktarını 16 metrekareden 30 metrekareye çıkartıyoruz. Hedefimize üç yıl içinde ulaşmış olacağız.

‘KÖRFEZ KİRLİLİĞİ ORTADAN KALKACAK’
Yüzülebilir körfez hedefimiz için bugüne kadar öngörülenden çok daha farklı bir plan uygulamaya koyduk. Körfezi, içinden değil, sorunun kaynağından itibaren temizlemeye başladık. Bornova’da ve Körfez havzasının tüm bölgelerinde yıllardır bekleyen yağmur suyu ayrıştırma projeleri için kazma vurduk. Kirlilik sorununu dışarıdan kuşattık. Son iki yılda 71 kilometrelik ayrıştırma kanalı tamamlandı ve ihalesini yaptığımız 62 kilometrelik ayrıştırma kanalının yapımına başlandı. Bu yıl ise 211 kilometrelik ayrıştırma kanalının yapımını ihale ediyoruz. Uyguladığımız toplam 344 kilometrelik ayrıştırma projesi ile, körfeze giden yağmur sularının yaklaşık yarısını kanalizasyon sisteminden ayırmış olacağız. Süreç tamamlandığında, İzmir sel riskinden kurtulacak, arıtma tesisimizin ömrü uzayacak ve yağmurlu günlerde körfeze karışan kirlilik kaynağı ortadan kalkacak.

 

‘REKOR ASFALTLAMA’
Seçim beyannamesinde ‘rekor asfalt yılları geliyor’ demiştik ve bunu başardık. 2020 yılında 37 bin 776 adet adreste asfalt bakım onarım ile 516 bin 10 metrekare tranşe bakım onarım çalışması yaptık. 2 yılda toplam 2 milyon 734 bin metrekare kilit parke taş uygulaması gerçekleştirdik.  İzbeton tarafından 2020 yıllında; 944 bin 613 tonu finişerli serim ve 702 bin 721 tonu yol bakım onarımda olmak üzere toplamda 1 milyon 647 bin 334 ton asfalt uygulaması gerçekleştirildi. Bu miktar 7 metre genişliğinde 1.233 km yola tekabül ediyor. 2019’da 3 milyon 99 bin metrekare, 2020’de 2 milyon 469 bin metrekare sathi kaplama uygulaması yapıldı. Bu miktar 6 metre genişliğinde 928 kilometrelik yola tekabül ediyor.

‘ÇÖP ARTIK İZMİR’DE ENERJİ KAYNAĞI’
Yeni dönemde İzmir’in çöpünü sadece bir atık değil, ekonomik bir kaynak olarak değerlendiriyoruz. Harmandalı Düzenli Katı Atık Depolama Tesisi’nde depolanan atıklardan elektrik enerjisi üretmeye başladık. Burada kurduğumuz Biyogaz Tesisi ile yılda yaklaşık 100 milyon metreküp metan gazı bertaraf edilerek, 200 milyon kilovat saat elektrik enerjisi üretiliyor. Bu miktar, 100 bin hanenin enerji kullanımına tekabül ediyor. Ödemiş ve Bergama’da kurduğumuz katı atık yönetim tesisleriyle Küçük Menderes ve Bakırçay havzalarının hem katı atık sorununu çözüyoruz, hem de atıklardan elektrik ve gübre üretmeye başlıyoruz. Günde 800 ton atık işleme kapasiteli Bergama Entegre Katı Atık Yönetim Tesisi ile günlük 1.600 ton atık işleme kapasiteli Ödemiş Entegre Katı Atık Yönetim Tesisi’nde üretimimiz başladı. Sırada, Menderes’te kuracağımız tesis var. Çöp artık İzmir’de bir enerji kaynağıdır. 

‘SEFER AZALTMADIK’
Pandemiye ve krizlere rağmen sefer sayılarını azaltmaya gitmedik. Maliyet artışlarına ve zarar etmemize rağmen, en iyi şekilde hizmet vermeye devam ettik. Bu nedenle, 2020'de İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin, ESHOT'a yaptığı sübvansiyon miktarı, 691 milyon lira oldu. Toplu ulaşımdan ücretsiz ya da indirimli yararlananlara 2020’de verilen toplu ulaşım desteği 185 milyon 265 bin 361 lirayı buldu. Beş yılda 500 otobüs alımı vaadimizin 451’ini, 2,5 yıl bitmeden gerçekleştirdik. Ayrıca 2021 yılında 100 elektrikli otobüs alımı için de hazırlıkları tamamladık. Dar gelirli vatandaşlarımıza ekonomik anlamda destek olmak amacıyla, 90 dakika içinde aktarma imkanı sunan sistemi 120 dakikaya çıkardık. Buna ilaveten Halk Taşıt uygulamasını sürdürerek hemşerilerimizin sabah 05.00-07.00 ve akşam 19.00-20.00 saatleri arasında yüzde 50 indirimli yolculuk yapmasını sağladık. Deniz ulaşımını güçlendirmek için de yatırımlarımızı aralıksız sürdürdük. Büyükşehir Belediyemiz, Fethi Sekin ve Uğur Mumcu adını verdiğimiz iki yeni feribotu hizmete aldı. 

‘ŞEHİR TİYATROLARINI HAYATA GEÇİRDİK’
Mavişehir’de, Opera İzmir’in inşaatı tüm hızıyla sürüyor. Salonları ve performans alanlarıyla büyük bir kapasiteye sahip Opera İzmir, sanat için İzmir’in en önemli buluşma noktalarından biri olacak. Kültür ve sanatın kamu gücüyle desteklenmesinin ne kadar elzem olduğunu, son yıllarda çok daha iyi gördük. İzmir’de de geçmişteki girişimlere rağmen tiyatro konusunda ciddi bir eksiklik vardı. Geçmişte Büyükşehir Belediyesi’nin çabalarıyla yapılan girişimler, çeşitli sebeplerden ötürü üretim hayatını sürdürememişti. Bu sebeple İzmir Şehir Tiyatrolarını, geçmişte bunun için emek veren değerli sanatçılarımızın, hocalarımızın kıymetli mirasını doğru ellere emanet ederek hayata geçirdik. İlk etapta İsmet İnönü Sanat Merkezi’nde başlayacak Şehir Tiyatrolarımız önümüzdeki dönemde İzmir’e yakışır, çağdaş ve modern bir tiyatro sahnesinin oluşturulmasıyla daha da güçlenecek.  Bunun için de çalışmalarımıza şimdiden başladık.

‘BELİRLİ BİR ZÜMRENİN MENFAATLERİNE DEĞİL…’
Geleceğin siyaseti, eskisinden çok farklı bir tasarım gerektiriyor. Vatandaşlarımızın farklılaşan talepleri, siyaset yöntemlerinin ivedilikle değişmesi gerektiğini işaret ediyor. Bizler, bu dönemin siyasetçileri, sadece gündelik sorunlara tepki vermekle yetinmeyip aynı zamanda bu dünyadaki ortak geleceğimizi de tasarlamak zorundayız. Dünyanın gidişatı gösteriyor ki, artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak. Şunu kabul etmeliyiz; artık siyasetçilerden çok, salgın hastalıkların ve doğanın şekillendirdiği bir dünyada yaşıyoruz. Her şeyin hızla değiştiği bir çağda, bizler, eskisi gibi siyaset yapmaya devam edemeyiz. Toplumun ve gezegenimizin birliktelik feryadına kayıtsız kalamayız.  Hiç korkmadan biz de bu değişime katılmalı, dahası, liderlik etmeliyiz. Çünkü biz İzmirlilerin seçilmiş iradesiyiz.  Bu değişimin yönü, siyasetin yeni yolu ise çok bellidir. Toplum bizden, belirli bir zümrenin menfaatlerine değil; işe, aşa ve yurdumuza hizmet etmemizi beklemektedir. Ben, toplumumuzun çizdiği bu yola çoktan girdim ve yürüyorum. Görüyorum ki, siyasetin bu yeni yolunda yalnız da değilim. Bir çoğunuz ve halkımızla birlikteyiz. Hepinizi, istisnasız olarak hepinizi yanımda görmeyi ve çok daha müreffeh bir İzmir için birlikte yürümeyi çok istiyorum. İzmir’in Büyükşehir Belediye Başkanı olarak en büyük temennim budur.

Editör: Haber Merkezi