Röportaj: Gülsen Candemir

Nüfusu 500 bine yaklaşan İzmir’in en büyük ilçesi Buca, her gün daha da büyüyor.  Levanten ailelerin uzun yıllar yaşadığı önemli yerleşim yerlerinden Buca’nın pek çok yerinde hala Levantenlerin yaşadığı evleri ve ibadethanelerini tüm görkemi ile görmek mümkün.

LEVANTEN KÜLTÜRÜ HALA AYAKTA

1860 yılında İngilizlerin yaptığı Aydın-İzmir tren yolunun Buca’ya kadar uzanması ilçenin İzmir’deki diğer yerleşim alanlarından ayrılarak daha fazla öne çıkmasına olanak sağlamış. 1856 yılında Paradiso-Buca arasındaki bir düzlükte, Bornovalı Whittall ve Bucalı Rees ailelerinin öncülüğünde yaptırılan at koşusu alanındaki yarışların hala tüm görkemi ve heyecanı ile devam ettiğini görebiliyoruz.

Tarihte Rum köyü olarak anılan Buca’da özellikle İngilizlerin yaptırdığı malikânelerin hala ayakta duruyor olması, gözlerinizi kapattığınızda o günleri yeniden yaşamanızı sağlıyor. Cumhuriyet döneminde de köy enstitülerin eğitim alanında yarattığı güçlü etkiye Kızılçullu Köy Enstitüsü ile güç katan Buca, şimdilerde çok farklı kimliklerin bir arada yaşamasına olanak sağlıyor. İzmir’in en büyük ilçesinin nasıl yönetildiğini, her yaş grubunun yoğun yaşadığı ilçede sorunların nasıl çözüldüğünü ilçenin genç ve dinamik başkanı Levent Prişitina’dan öğrenmeye çalıştık.

YATIRIMLARINDA GENÇLERE ÖNCELİK VAR

Görevinde üç yılı geride bırakan Levent Piriştina ile ağırlıkla gençleri ve gençlere yönelik belediye hizmetlerini konuştuk.500 bine yaklaşan nüfuslu ilçede, yüksek enerjisi ile dur durak bilmeden mahalle mahalle gezen Piriştina’yla Pempe Köşkte yaptığımız söyleşide, yakında temelli atılacak yeni merkezlerin de bilgisini aldık.

İz Dergi aracılığı ile, Tarık Akan Gençlik merkezinin ikincisini Eğitim fakültesi yanında açacaklarını duyuran başkan Piriştina, pırlanta merkezlerinin sayısının da bu yıl ona çıkacağı müjdesini verdi. Teknolojiden uzak bir iki gün için yapılan ve geçtiğimiz yıl büyük ilgi gören ‘Uyku Festivali’nin bu yıl Eylül ayında yapılacağını duyuran başkan Piriştina, 65 yaş üstü vatandaşlara ve kadınlara yönelik çalışmalara da devam edeceklerinin sözünü verdi.

Genç nüfusun yoğun yaşadığı Buca’nın genç belediye başkanı, 3 yılı geride bıraktınız. Gençler ile ilgili politikanızı öğrenerek başlayalım söyleşimize. Nedir Buca Belediyesi’nin gençlere ilişkin politikası?

Nüfusun hem oransal hem da rakamsal anlamda en genç olduğu ilçedeyiz. Şehirdeki en büyük ilçe ve içinde Dokuz Eylül Üniversitesi’ni barındırıyor.  Bu durum bizlere yatırımlarımızı yaparken de gençler ile hareket etmeye itiyor. Aslında attığımız temellerin, planladığımız projelerin tamamında gençler var. Seçim zamanı gençlere yönelik iki sözümüz vardı; birincisi üniversiteye hazırlığın yükünü almak, ikincisi de üniversite gençliği için çok amaçlı bir merkez yapmaktı. Onların üniversiteye hazırlanması, üniversiteyi kazandıktan sonra aldıkları eğitim süreci, spor alanları, dinlenme kültürel aktivite alanları, biraz eğlenebilecekleri, üzerlerindeki ders yoğunluğunu atabilecekleri bir merkez yoktu ve bunu geçtiğimiz aylarda açtık. Sanatı, mücadeleci, devrimci duruşu, eğitimciliği ve yazarlığı ile örnek bir insan olan ustamız Tarık Akan’ın ismini verdiğimiz merkezimizde öğrencilerimiz her tülü sosyal ihtiyaçlarını giderebiliyor.  Barış Mahallesinde açtığımız Aziz Nesin bilgi Eğitim Merkezi’nde bin 200 liseli gencimiz üniversiteye hazırlıkta ücretsiz eğitim alıyor. Kitapları da dahil her şey ücretsiz bu merkezimizde.  

ZEYTİNLER ÜNİVERSİTE GENÇLİĞİNE BURS OLACAK

Gençlerimiz için bambaşka bir projemiz var, Nisan ayında startını vereceğimiz. Bunu belki ilk kez açıklıyoruz İz Dergi aracılığı ile. Üniversiteyi kazanan gençlerimizin finans sorununu çözmeyi amaçlıyoruz. ‘Zeytin Dalı’projemizin adı. Buca’nın zenginliklerine ve tarımına sağlam bir yatırım olacak bu proje aynı zamanda. Buca belediyesine ait atıl bir tarım alanını hem değerlendirip tarımı geliştirmek hem de üniversiteyi kazanan gençlerimize ekonomik bir destek sağlamak için yola çıktık. 17.5 hektarlık alanda zeytin fidanları dikip elde ettiğimiz gelirle de gençlerimize burs sağlamayı hedefliyoruz. Tabi burada esin kaynağımız Tunceli Ovacık Belediye Başkanı Fatih Mehmet Maçoğlu oldu. Kendisini projemizin açılışına davet edeceğiz. Buca’nın köylerinde yer alan 17. 5 hektarlık alanda 17 bin 500 zeytin fidanı dikeceğiz. İki yıl sonra da fidanlar meyve vermeye başladığında ilk hasadı öğrencilerimizle yapacağımızı düşünüyoruz. Yılda bir milyon TL gelir bekliyoruz bu projeden. Bu projenin pek çok güzelliği var, bir yanda atıl olan tarım arazisini tarıma kazandırıyoruz, diğer yandan oradan gelen her ürün eğitime de zeytin dalı olacak, çocuklarımız en büyük sorunlarından biri olan finans sorununu yaşamadan eğitimlerini almış olacak. Bu çalışma benim inisiyatifimle de olmayacak bunu bir vakıf yapacak, keyfe veya kişiye göre değil, dünya döndükçe, güneş doğdukça ve zeytin oldukça çağdaş eğitim adına zeytinlerimizi gençlerimize burs olarak dönüştüreceğiz.

Gençler için yapılan merkezlerin isimlerini neye göre belirliyorsunuz, hadi şu isim olsun mu deniyor. Dikkat çeken Aziz Nesin, Tarık Akan, Charlie Chaplin isimleri merkezlere nasıl verildi?

Gençlere veya yaşlılara olsun 7’den 70’e bir hizmet yapacaksak eğer, isim koymak için anketler düzenliyoruz. Gençler bu isimlerin bulunmasında da müthiş etkileri oluyor. Siz olsanız ne isim koyarsınız diye soruyoruz ve son olarak yasa gereği meclise getiriyoruz,  oyluyoruz.

Tarık Akan Gençlik Merkezi’nin şu an verdiği hizmet nedeni ile 6 bin üyesi oldu. O kadar iyi olmuş ki, biz altı ayda bu sayıya ulaştık. Bu bize gençlerin büyük bir ihtiyacını giderdiğimizi gösterdi ve bizim daha fazla sorumluluk almamızı sağladı. Devamını getirelim diye düşündük ve merkezimizin ikincisini eğitim fakültesini hemen yakınındaki bir yerde açmaya karar verdik. Yine kütüphanesi, çamaşırhanesi, eğlence alanları olan yeni bir açacağız. İşlevi ve yeri belli oldu ancak isim konusunu netleştirmedik, yine gençlik merkezi olacak ama adının konulmasını gençlere bırakacağız. İşlevi belli yeri belli, ismi yine birlikte karar vereceğiz. Biri Tınaztepe girişinde, diğeri eğitim fakültesi yanında iki gençlik merkezi üniversiteli gençlerimize en iyi hizmeti götürmek için kullanıma hazır olacaktır.

SPOR ALANLARIMIZ ARTACAK

Genç nüfusun yoğun yaşadığı bir ilçe ve spor da gençlerin en çok ilgilendiği faaliyetler arasında. Genç nüfusun daha fazla sporla ilgilenebilmesi için mevcut tesislerin dışında, yeni alanlar yaratılmasını sağlayacak projeler var mı?

Özellikle salon sporu, yüzme ve tenis bizim en çok önem verdiğimiz spor aktivitelerinin başında geliyor. Örneğin yüzme havuzunda yirmi bin kişiyi yüzdürmüşüz. Bu dallarla ilgili pek çok başarılar da elde etti çocuklarımız. Avrupa, dünya şampiyonlarımız olacak kadar başarı elde ettik. Sadece iki ayda belediyenin spor tesislerinde çalışan Buca’daki çocuklarımızdan dokuz tane madalyamız oldu. Spora ve spor yapmanın olanaklarının yaratılmasına çok önem veriyoruz. Buca’da spora yönelik iki tane yeni tesisimiz olacak. Biri İzmir Büyükşehir Belediyemizle beraber yapacağımız Evka-1 Gaziler Mahallesinde 2 bin 200 kişilik spor tesisimiz, uluslar arası kapalı bir salon olacak. Bir de bu yıl içerisinde haralar bölgesinde, spor vadisinin temelini atacağız. Orada da, amatör futbolun kalbi atacak, bir tane tam saha, iki halı saha, iki tribün. Amatör kulüplerinin de içerisinde olduğu bir spor vadisi yaratacağız. İzmir’in en büyük ilçesiyiz ve spor salonumuz yoktu. Bu iki tesisle bu sorunu biraz olsun gidermeye çalışacağız. Çocukları kötü alışkanlıklardan uzak tutmak en büyük amacımız, çünkü spor yapanın başka şeylere zamanı kalmıyor, o nedenle amatör spor çok önemli. Kötü alışkanlıklardan uzaklaştırıp bir de üstüne madalyalar alınca bizim yüzümüzde güller açıyor.

Aziz Nesin, Tarık Akan, Charlie Chaplin, önemli isimler ve çeşitli merkezlere adı verildi. İsimleri nasıl belirlediniz. Başka önemli, topluma mal olmuş insanların isimleri de Buca’da yerini alacak mı?

Öneri listesine ekliyoruz bu isimleri. Bir merkezimizde açık ara önde isim tercihlerinde Türkan Saylan çıktı. Çağdaş kadına yönelik bir tesis, içinde meslek edinme kursu, sinema, hobi edinme kursu, kafeterya, pırlanta merkezi… içinde çağdaş yaşamı hatırlatan ne varsa yapılınca isim Türkan Saylan olsun istendi. Bu ismi halkımız belirledi ve bu adı merkezimize verdik. Charlie Chaplin adını ise biz belirledik. Onun özellikle roman olduğuna dair iddiaların olması, Romanlara olan katkıları ve dünyadaki en ünlü Romanlardan olması nedeni ile roman vatandaşlarımızın yaşadığı mahalledeki bir merkeze adını uygun gördük. Onlar da çok beğendi.

Masa başında üç kişi oturup isim belirlemiyoruz. Hepsi çok değerli kıymetli isimler. Türkan Saylan, Tarık Akan, Charlie Chaplin, Aziz Nesin, son dönemde yazdıkları ile eserleri ile çok beğendiğim Meral Yaman Okay çifti vardı. Onları yakından da tanıma fırsatım oldu. Onların isimlerini bir arada olmasını isterim, önereceğiz tabii ki kazanır kazanmaz halkımız karar verecektir. Önemli isimlerin yaşaması gerekiyor, böyle tesisler onlarla yaşayacak. Tesislerin de onların adına yakışır olması ve iyi izler bırakması gerekir.

MEĞER HERKES ELİNDEKİ TELEFONDAN SIKILMIŞ’

Teknolojiden uzak ‘Uyku Festivali’nden bahsedelim biraz, çok ilgi gördü. İzmir dışından katılanlar oldu. Fikir nasıl ortaya çıktı. Bu yıl yine yapılacak mı, bekleyenlerin merakını giderelim.

Bizim bu işi planlarken ‘Teknoloji başımıza dert, doğanın nimetlerinden haberimiz yok, meyveyi dalında yemiyoruz, temiz havada spor yapmıyoruz, orman doğa orada bizi bekliyor’ diye düşündük meğerse herkes bu ortamı arıyormuş. Böyle bir şeye rağbet olur mu derken ilgiden kilitlendik. Meğerse herkes elindeki telefondan sıkılmış. 250 kişi katıldı o festivale. Her yaş grubundan katılan oldu. Ağırlık gençlerdeydi tabii ki. Güzel geçti ilk festivalimiz biz de çok memnun kaldık, sadece dört kişi teknolojiden uzak kalamayıp kamptan çıktı, yapamayacağız dediler.

Festival bu yıl da olacak. Nisan Mayıs ayları gibi düşünmüştük ancak, referandum ve ramazan ayı nedeni ile Eylül ayına aldık. Yine geçen yılki gibi olacak, herhangi bir değişiklik olmayacak. Yine kamp ateşi, doğa yürüyüşleri, müzik olacak. Tüm teknolojik aletlerden uzak, doğa ile iç içe bir festival yapacağız. Şimdiden duyuralım bunu da.

BUCA’YA YAKIŞAN BİR TESİS GELİYOR

Heykel ve Çevik Bir bölgesinde kalan tarihi evlerin olduğu bir bölge var. Bir kısmı kafeterya, eğitim kurumu ve yurt olarak kullanılıyor. Bölgenin tarihi ile korunması oldukça önemli. Bölgeye dair imar durumu nedir, alanın korunması ve yaşaması için neler yapılıyor?

Bölgenin bir belirsizliği vardı ve imar planları olmadığı için hiçbir şey yapılamıyordu. Birkaç ay önce koruma amaçlı imar planlarını geçirdik. Kozaağaç ve Yaylacık mahallelerinin imar planlarını yaptık. Bundan sonra gerek şahıslar, gerek belediyemiz, bölgede kafeterya, tesis yapabilecek veya herhangi bir binayı aslına uygun olarak restore edebileceğiz. Koruma amaçlı imarın dışında hiçbir yapılaşmaya veya herhangi yeni yapılaşmaya izin vermeden imar planlarını onayladık. Bölgeyi korumamız lazım, tarihi dokusunu bozmadan yenileyerek daha güzel bir görünüme kavuşmasını arzu ediyoruz.

Buca Pazaryerinin olduğu alanı daha yaşayan bir merkeze dönüştürme projeniz var.  8Nisan’da temel atacaksınız. O bölgeden bahsetmişken projenin detaylarını da okuyucularımız ile paylaşalım isteriz. Neler var merkezin planlarında?

Orada bir yaşam alanı yaratacağız asında, alışverişin nabzının attığı bir yer olacak. Üstte sivil toplum örgütlerinin yer alacağı bölümler, açık hava sineması, çocuk oyun alanları, rekreasyon alanları, tiyatro salonu, kafeteryalar olacak. Altta yine Pazar yerimiz yer alacak. On bin metrekarelik bir alan ve bir kat da üzerinde yapılınca 20 bin metrekarelik bir alanı kullanmış olacağız. Bu tesisin tam ortasına da dört ay sonra bir kültür merkezi inşa edeceğiz. Özellikle kültür sanat ve kongreler için bir yer ihtiyacımız vardı onu da bu merkezde gidereceğiz. Tam Buca merkezde çok büyük bir sosyal alan yaratacağız. İnşaat sürelerini 14 ay olarak belirledik. Buca’ya kazandıracağımız en büyük alanlardan biri olacak bu merkez de.

65 yaşın üstündeki vatandaşlara tüm belediye tesislerinde ücretsiz çay ikramınız olacak. Duyurusunu görüyoruz caddelerde. Benzer çalışmaları görecek miyiz 65 yaş üstüne veya o yaş aralığındaki vatandaşlarımıza?

Bu çalışma olumlu tepkilerle geri dönüş aldı. Memnun olduk bizde böyle bir çalışma yaptığımız için. Vatandaşlarımız da bunun duyurusunu yeni yeni görüyor. Havalar ısındıkça daha çok vatandaşımız bundan haberdar olacaktır. Onları belediye tesislerinde ağırlamaktan mutluluk duyacağız.     Türkiye’de o yaş grubundaki vatandaşlarımıza yönelik en büyük yatırım belki de Buca’da yapıldı. İzmir Büyükşehir Belediyemizin katkıları ile Aydoğdu Mahallesi’nde yapılan sosyal yaşam kampusu bunun en önemli ve nitelikli yatırım örneğidir. Onları biraz daha yaşama katabilecek, tecrübelerini bizlere aktarabileceği yerler yapıyoruz. Onların tecrübelerini dinlemeliyiz ki, aynı hatalara düşmeyelim.

Pırlanta merkezleri açtınız, özellikle evden çıkamayan veya bir yere gitmek istediğinde çocuğunu bırakacak yeri olmayan ebeveynler için çok güzel bir çalışma. Merkez sayınız artacak mı, bu projede nihai bir hedefiniz var mı?

Çocuklara eğlenme, dinlenme oyun alanı yaratma düşüncesinden ziyade ‘ilçede yaşayan kadınlara nasıl daha fazla hizmet götürebiliriz’ diye düşünürken bu fikir ortaya çıktı. Kadınlar gitgide merkezi hükümetin baskıcı politikaları ile dört duvar arasına sıkışmış durumda. Biz de tam tersi kadınların hayatın içinde olmasını, siyaset yapmasını, sokakta olmasını, ekonomik özgürlüğünü kazanmasını istiyoruz. Kadınların önündeki engelleri de ortadan kaldırmamız gerekiyordu bu nedenle vakit nakitti ve kadınların kendilerine daha çok vakit ayırabilecekleri bir alan yaratmayı hedefledik. Önce bir taneydi çok rağbet gördü, demek ki doğru bir yerden konuya yaklaşmışız ve şimdi pırlanta merkezi sayımız 9 oldu. Güvendiği bir yere çocuğunu bırakan kadınlar, istediği gibi sinemaya gidebilir, gezmeye gidebilir varsa bir işi onu halledip gelebilir. 7’den 77’ye tüm vatandaşlarımıza hizmet götürmeye çalışıyoruz. İyi yapabiliyorsak ne mutlu bize.

BARIŞ VE HUZUR DOLU AYDINLIK GÜNLERE….

Son olarak söylemek istediğiniz bir şeyler var mı, Buca Belediye Başkanı Levent Piriştina ne söylemek ister son söz olarak?

Dünyaya baktığımızda hayatın her alanındaki çözümler yerel yönetimlerle sağlanıyor. Arzumuz o ki, yetki ve para verilsin ve bizler hayatın her işini yapalım. Kadınların, çocukların, gençlerin, yaşlıların, okulların sorunlarını ben bilirim, yani yerel yönetimler bilir, imarı bildiği gibi. İbadethanesine de bakıyoruz okuluna da, ama bütçemiz de yok yetkimiz de. Vatandaş bizi her gün sokakta görüyor ve bire bir her şeyini paylaşıyor. Ama bir bakanı veya müsteşarı hayatında hiç görmüyor, istese de göremez bulamaz. Dolayısı ile her türlü yatırımın yerelden yapılmasının daha doğru olduğunu düşünüyoruz. Merkeze ihtiyaç vardır, koordinasyon görevini yapsın ancak icraatçı konumunda bizler olalım. Bu temenni ile, barışın temin edildiği, şehit haberlerinin gelmediği, kardeşçe birbirimize sarıldığımız, kör olmuş bakışlara karşı, çocukların kahkaha attığı insanların neşe içinde yaşadığı, aydınlık, çağdaş bir ülkede, spor ve kültür sanatın her sokağa yayıldığı bir ülke diliyoruz. İz dergi ailesine de buradan teşekkürlerimizi iletiyoruz. 


İZ DERGİ'YE İZMİR'DEN YA DA ŞEHİR DIŞINDAN NASIL ABONE OLUNUR? TIKLAYIN

SUNU YAZISI İÇİN TIKLAYIN

HAYIR DAHA BİTMEDİ: ‘KÖY KÖY UMUDU ÖRÜYORLAR’

Editör: Haber Merkezi