GİZEM TABAN/ İZ GAZETE- 31 Mart 2019 yerel seçimlerinde ‘Başka Bir Hayat Mümkün’ sloganıyla yola çıkarak İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Cumhuriyet Halk Partili (CHP) Tunç Soyer görevde geride bıraktığı 550 günü anlattı. Başkan Soyer’in görevde olduğu süre boyunca yaptığı icraatlarını anlattığı program Ahmed Adnan Saygun Sanat Merkezi’nde gerçekleşti. Etkinliğe CHP İzmir İl Başkanı Deniz Yücel, CHP İzmir Milletvekilleri, CHP’li ilçe belediye başkanları, İYİ Parti İzmir İl Başkanı Hüsmen Kırkpınar, Tire Belediye Başkanı İYİ Partili Salih Atakan Duran, belediye meclis üyeleri, CHP’li ve İYİ Partili il yöneticileri ve ilçe başkanları ile Büyükşehir Belediyesi bürokratları katıldı. Başkan Soyer programda çarpıcı mesajlar verdi.

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in 550 gün sunumunda öne çıkan mesajlar şöyle:

'ÖZGÜR VE YENİLİKÇİ BİR HAYATI İZMİR’DEN BAŞLAYARAK İNŞA EDECEĞİZ'

Doğayla olan bağımızı da hatırlayarak 3 cemre başlığıyla İzmir ile ilgili hayallerimizi vizyonumuzu paylaşmıştık. Hep beraber yapacağız demiştik. Birinci cemrede ortak akıl vizyonumuzu ortaya koyduk. Refahı büyüteceğiz demiştik ikinci cemreyi tarımsal kalkınma konusunda yaptık. Refahı adil dağıtacağız demiştik üçüncü cemreyi Kadifekale’de yaptık. Seçim kampanyasında hep şunu söylemiştim; karamsarlığı yoksulluğu bölünmüşlüğü İzmir’den başlamak üzere topyekün hayatımızdan çıkaracağız. Neşeli, özgür ve yenilikçi bir hayatı İzmir’den başlayarak inşa edeceğiz. Seçimin ardından mazbatayı almadan en az oy aldığım Kiraz’ın Dokuzlar Mahallesine gittim. Neden bizi desteklemediler diye anlamaya çalıştım, onları dinledim. Belli ki devlet hayatlarında pek olmamıştı. Onları dinledikçe ihtiyaçlarını ve taleplerini anladım. Hızla harekete geçtik. Birkaç hafta içinde taleplerin büyük bölümünü karşıladık. Başka bir hayatın kurulabileceğinin ilk ışığı benim için Dokuzlardaydı.

'BİRLEŞMİŞ MİLLETLERİN KALKINMA HEDEFLERİNİ İÇSELLEŞTİRDİK'

Birleşmiş Milletlerin (BM) 17 kalkınma hedefine 10 yerel hedef ekleyerek tüm kurumsal yapımızı dünyayla uyumlulaştırdık. Belediyenin kılcallarına işleyen bir yere taşıdık. Birlemiş Milletlerin kalkınma hedeflerini İzmir kadar içselleştirmiş başka şehir olduğunu sanmıyorum. Birçok kazanımımız bu evrensel vizyonun sonucu. Geleceğin Rüzgarı hantal ve büyük yatırımlarla değil yenilikçi ve dinamik fikirlerden şekilleniyor. Biz de rüzgarımızı bu yöne açtık. Sabırla, titizlikle ve emin adımlarla ilerliyoruz. İzmir’deki temel çıkış noktamız refahı arttırmak, refahı adil paylaştırmak, İzmir’i dünyayla bütünleştirirken yerel potansiyelini büyüten yerel bir iklim kuruyoruz. Bu iklimin temel taşı da demokrasi… 

'FARKLI SESLERİ HERKES DUYSUN İSTİYORUZ'

İzmir Büyükşehir Belediyesi barış içinde bir arada yaşama kültürünü sağlamak için var gücüyle çalışıyor. Demokrasinin ilk filizleri bu kentte olmuş, ilk meclisler İzmir’de olmuş. Biz de başka biri yönetimin mümkün olduğunu, kavga etmeden de bunun mümkün olacağını göstermeye çalışıyoruz. Türkiye’de eksik olan uzlaşma kültürünün İzmir’den filizleneceğini söylüyoruz. Meclis toplantılarımızı canlı yayınlıyoruz, ihalelerimizi online yapıyoruz, mecliste alınan kararların çoğu oy birliğiyle alınıyor. İzmir için farklı sesleri herkes duysun istiyoruz. Kent koalisyonu kuracağız, herkesi dinleyeceğiz demiştik. Meslek kuruluşlarımızı, sivil toplum kuruşlarını, dernekleri dinliyoruz. Vatandaşlarımızın belediyeye ulaşabilecekleri farklı ulaşım kanalları geliştirdik. Muhtarlarımızla düzenli toplantılar yapıyoruz. Seyyar makam ile özellikle arka mahallelere gidiyoruz. Talepleri yerinde dinleyip sorunları yerinde çözmek için hemen belediye ekiplerimizi yönlendiriyoruz. Hemşeri İletişim Merkezimizdeki çalışan sayımızı 3 kat yükselterek cevaplanamayan çağrı oranını yüzde 50’den sıfıra çektik. Biz İzmir dijital platformunu kurduk. Hedefimiz tüm İzmirlilerin sesini duyduğu bir platform yaratmak, İzmir ile ilgili kararları tüm vatandaşların duymasını paylaşmasını karar alma süreçlerine katılmasını hedefliyoruz. 

'KENT YÖNETİMİNDE ANA PRENSİBİM DEMOKRASİ'

Demokrasi benim için kent yönetiminin ana prensibi. Neden? Çünkü demokrasi insanlığın en değerli inovasyonlarından biri. Demokrasi olmadan da kalkınmak mümkün ama demokrasisiz kalkınmak refahın adaletsiz bir biçimde dağıtılmasına ve yönetimin otoriterliğine neden oluyor. Bu sadece belli bir zümrenin refahını büyütür. Bu barışı da huzuru da yok eder. Dolayısıyla biz bir yandan refahı büyütüyoruz bir yandan da kente yayılması için var gücümüzle çalışıyoruz. 

'YEŞİL ŞEHİR EYLEM PLANI'

Tüm dünyayı içine alan pandemi acı gerçeği yüzümüze vurdu. Dünyanın en büyük sorunları dünyanın bir parçası olan ama kendini doğanın sahibi gören insanlardan dolayı çıkıyor. Biz insanlar en yalnız canlı türü olabiliriz. Boşa akıyor dediğimiz dereler yeraltı sularını bize taşıyan can damarlarımız değil mi? Etrafımızı çevreleyen ormanlarımız olmasa nasıl nefes alacağız? Ama zihnimizde buna dair tek bir düşünce kırıntısı bile yok. Sırf bizden karşılık beklemediği için doğayı yaşamalarımızın dışına itiyor, çiçek böcek diyerek hafife alıyorlar. Bu da yaşamımızda daima hatalar yapmamıza sebep oluyor. İzmir vizyonumuzu sürdürülebilir kılan en büyük başlıklardan biri yeşil altyapı Altyapı deyince genellikle altyapı fen işleri kentsel dönüşüm yol yapımı akla gelir ama biz stratejik planlarımızda yeşil alanlarımızın artırılması için yeşil altyapıyı önceliklerimizden kabul ettik. Yeşil Şehir Eylem Planını yıl sonunca meclisimize sunacağız ve yatırımlarımızı hızlandıracağız. Yeşil alanları 2 katına çıkaracağız.  

'KÜLTÜRPARK'IN İMAR PLANLARINI KATILIMCI ANLAYIŞLA ELE ALDIK'

Kültürpark’ın imar planlarını katılımcı bir şekilde yeniden ele aldık. Ekolojik rehabilitasyon ile Kültürpark’taki yeşil alanları artırıyoruz. Yeşil vahayı ekolojik parklar ve Meles Vadisiyle bağlıyoruz. İzmir’in eşsiz doğal ve tarihi alanlarına ulaşan bisiklet yolları oluşturuyoruz. İzmir’in en eski yerleşim yeri Yeşilova Höyüğünü Bayraklı Smyrna’sı ve Agora’ya bağlayacağımız çalışmalara başladık. 35 bin m2 olan köpek rehabilitasyon ve sahiplendirme merkezimizi 2021’de açacağız. Tüm canlıların yaşam hakkını en az insanlar kadar önemsiyor ve haklarını koruyan uygulamaları hayata geçiriyoruz. 

'KADINLARIN EN ÇOK GÖREV YAPTIĞI BELEDİYEYİZ'

Arka mahallelerdeki sorunları yerinde tespit edip ihtiyaçlarını karşılamak için acil çözüm ekipleri kurduk. Belediyenin iş yapma hızını olağanüstü artırıyor. Masal evleri arka mahallelerimizdeki en değerli projelerimizden biri. Amacımız eğitimde fırsat eşitliği yaratmak. İzmir’i uluslararası spor organizasyonu kenti haline getirmek için çabalıyoruz. Kadınların yaşamın her anında olması hayati önem taşıyor. Bizim bu konuda sorumluluğumuz var. Projelerimizde, kurumlarımız kadınlara öncelik veriyoruz. Belediyemizde cinsiyet eşitliğini gözetiyoruz. Gururlu söyleyebilirim ki; İzmir Büyükşehir Belediyesi Türkiye’de kadınların en çok görev yaptığı belediyelerden biridir.

'TARIM VİZYONUNA İHTİYACIMIZ VAR'

Mücadelemiz 2013 yılında başladı. Antik tiyatroda 16 bin köyün kapatılmasını eleştirmiştik. Böyle olursa Türkiye tarımının çökeceğini söyledik. Ne yazık ki böyle oldu. Türkiye’nin tarımı hiç kimsenin inkar edemeyeceği şekilde zarar gördük, köyler boşaldı. Biz bunu değiştirmek, İzmir’de başka bir tarım mümkün olduğunu göstermek için böyle bir çalışma yaptık. Verimi arttırmak için çiftçinin sırtına büyük bir girdi maliyeti oluyor, kazancı eriyor. Köylüler Pes edip şehre gidiyor. İzmir’de bizim bozduğumuz oyun işte bu. Başka bir tarım projemizi 4 temel ilke buluşturduk. Yerel tohum ve yerel ırka sahip çıkmak. Yerel ırklara öncelik vererek, piyasadaki muadillerinden ayırarak ticari değere veriyoruz. Tarımsal inovasyonlara en çok bu alanlarda ihtiyacımız var. Çağımızda tarım üreticinin olması solmaması tasarım, iletişim ve pazarlamadır. Üçüncü konumuz bir araya gelerek güçlenmek yani kooperatifleşmek. Üreticinin haklarının birlikte araması şart. Ürünün ulusal ve uluslararası piyasada pazarlamak. Bunu da İZFAŞ ile buluşturuyoruz. Markalaşama, e ticaret ile tecrübesiyle ilgili fuarı vatandaşlarımıza açıyoruz. Toprağımızı ve suyumuzu korumak olacak. Zirai ilaç kutularını getiren çiftçilerimize kutu ağırlığınca solucan gübresi veriyoruz. yerel ürünleri teşvik edecek, alım garantisi çalışmalarımız olacak. İzmir bu konuda markalaştırmak yol haritamızın temel kilometre taşları oluşturuyor. Neden Hollanda’da tarımda gerideyiz. Bunu dürüstçe düşünmemiz gerekiyor. Toprağı karşılaştırmasına bizim çok şanslı olduğumuzu görüyoruz. Vatan sevgisi de millet sevgisi de öz gücünüze inanmakla başlar. Daha dün daha çok arpa, buğday ithal etmek için gümrük vergi sıfırladılar. Tarım vizyonuna ihtiyacımızı var. Her ne pahasına olursa olsun mücadele etmeye devam edeceğiz. Yerli tohuma sahip çıkacağız. Çünkü tohum, gelenektir, gelecektir. 

'EN İDDİALI YATIRIMLARIMIZI SÜRDÜRÜLEBİLİR ULAŞIMDA YAPTIK'

En büyük en iddialı yatırımlarımızı sürdürülebilir ulaşımda yaptık. Ulaşımda verdiğimiz mücadele çok büyük. Ulaşım kentlerin temel sorunlarının başında yer alıyor. Ülkemizde ne yazık ki insan odaklı değil otomobil odaklı çözümler üretildi. Tüm bunlar bireysel araç kullanımını teşvik ederek trafik sorunun ortaya çıkardı. Kalkınmış ülkeler zengin fakir ayrımı olmaksızın herkesin toplu ulaşımı kullandığı yerlerdir. Göreve geldiğimde Narlıdere Metrosu yüzde 12 tamamlanmıştı. Bizden önce emek veren herkese teşekkür ediyorum. Metro imalatını 125 milyon yatırım ile yüzde 65 tamamlanma noktasına getirdik. Kendi kaynaklarımızla hükümet desteği olmaksızın pandemiye rağmen vaktinde bitireceğiz. Temmuz’da metro tünelini bir uçtan bir uca açmış olacağız. 2022’de İzmirlilerin kullanımına sınacağız. Uzun zamandır mücadele verdiğimiz Buca Metrosunu hayat geçirmek için çok önemli adımlar attık. Yılbaşında ihaleyi gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Çiğli Tramvay hattının yapım ihalesine 2 hafta içinde çıkacağız. 11 kilometre Çiğli tramvayı Karşıyaka hattının devamı niteliğinde 2023 yılında hizmete girecek. İzmir’i demir ağlarla öreceğiz demiştik ara vermeden devam ediyoruz. Otobüs filomuzun 3’te birini yeniledik. Ülke genelinde tek kalemde gerçekleşen en büyük otobüs ihalesine imza attık. Kent içi bisiklet ulaşımını güçlendiriyoruz, bisikleti toplu ulaşıma entegre diyoruz. 

KRİZ BELEDİYECİLİĞİ

Göreve geldiğimizde toplum sağlığı daire başkanlığını kurduk. Pandemi sürecine bundan dolayı daha kolay uyum gösterdik. Pandemi koşullarına göre hızlı bir kurumsal yenilenmeye ihtiyaç duyduk ve Türkiye’de örneği olmayan bir uygulama getirdik. Adına kriz belediyeciliği dedik. İzmir’de zaten büyümekte olan dayanışmayı çok ama çok destekledik. Pandemi başlar başlamaz doktorlardan sağlıkçılardan akademisyenlerden oluşan bilim kurulu kurduk. Aynı anda kriz üst yönetim kurulu oluşturduk. Meslek odaları başkanları, sendika başkanlarıyla bu kurulda bir araya geliyoruz. Pandemide ürettiğimiz çözümleri hep ortak akılla elde ettik. Üreticinin ürünü dalında kalmasın deyip gönüllü hasadı başlattık, pek çok ürünü satın alıp ihtiyaç sahibi vatandaşlara dağıttık. 

'EN FAZLA KÖY YOLU YAPAN BELEDİYEYİZ'

Türkiye’de en fazla köy yolu yapan belediyeyiz. Arka mahallerimizde biliyoruz ki kentsel dönüşüme ilişkin ciddi bir beklenti var. Diyebilirim ki İzmir’de Türkiye’nin hiçbir yerinde olmadığı kadar yerinde kentsel dönüşüm yapılıyor. İnsanların yaşam kültürünü koruyarak kentsel dönüşüm yapıyoruz. Güzel bir haberi paylaşmak istiyorum. Ege Mahallesindeki büyük kentsel dönüşüm ihalesi tamamlandı. Bir ay içerisinde yer tespitini yapacağız ve inşaat çalışmaları başlayacak. Örnekköey3. ve 4. etaplar, Uzundere, Çiğli hepsi sırada…İzmir’in dışarıya açılan büyük kapısını, otobüs terminalini yeniliyoruz. Muhteşem bir eser kazandıracağız. 

'KÖRFEZDE GÜLE OYNAYA YÜZECEĞİZ'

Körfezi temizleyeceğiz. Konak’tan Karşıyaka’ya yüzeceğim demiştim, bunu yapacağım. Bazılarına bu hayal gibi gelebilir ama biz doğayı kirletmezsek doğa zaten kendi kendini yeniliyor. Biz eğer kirlenmesini engellersek körfezde kendini temizleyecek aslında. 378 kilometrelik kanal ihalesine çıkıyoruz. Yağmur suyu ve pis suyu ayıracağız. Ben körfezde yüzeceğim. Sadece ben değil çocuklarımız da torunlarımız da güle oynaya körfezde yüzecek. 

'EVRENSEL KÜLTÜR SANAT ÜRETİM MERKEZİ HEDEFİ'

İzmir’i evrensel kültür sanat üretim merkezi haline getireceğiz. Sanatın her dalında üretim yapan bir iklim yaratmak istiyoruz. Liman arkasının sanata biz yılmadık. Tarihi yıldız sinemasını bıçakçı hanı satın aldık. Bu iki güzelim yapının restorasyon çalışmalarını hızla tamamlayacağız geçmişlerine yakışacak şekilde gözde sanat merkezleri olacak. Sinema İzmir projesiyle daha çok filmin daha çok dizinin İzmir’de çekilmesi için İzmir sinema ofisini kurduk. Şimdi de İzmir de sinema müzesini kuruyoruz. Ülkemizin opera binası olarak inşa edilen ilk yapısını İzmir’e kazandırıyoruz. Mavişehir’de opera İzmir’in inşaatı tüm hızıyla sürüyor. Şehir tiyatrosunu da yeni yılın başında hayata geçiriyoruz. İzmir kültürün sanatın daha güçlü yaşam bulacağı bir kent olacak. 

2026 BOTANİK EXPO’SU İZMİR’DE OLACAK

İzmir uluslararası kalkınma kuruluşlarından yatırım ve çalışmalarından en üst düzeyde yararlanır haline geldi. Uluslararası kurumlarda söz sahibi olduk. Turizm ile ilgili kararları şehrimizdeki tüm paydaşlarla birlikte aldık. İzmir’in turizm stratejisini hazırladık. Turizm Şube Müdürlüğünü kurduk. Pandemi sonrası artacak turizm sürecine hazırız. Kadifekale’de ki 20 bin kişilik amfi tiyatronun gün yüzüne çıkarılmasıyla İzmir’in gözbebeğinde yeni bir Efes kazanmış olacağız. Moskova Brüksel ofislerimizin işlemleri tamamlandı. Çin Almayan ve ABD ofislerimiz de pandeminin yatışmasıyla hayata gelecek. Güzel bir haber daha vereyim; 2026 Botanik EXPO’sunu İzmir’de düzenleyeceğiz. 

CUMHURİYETİN İKİNCİ YÜZYILINI DEMOKRASİYLE TAÇLANDIRACAĞIZ

3 yıl sonra Cumhuriyetimiz birinci yüzyılını tamamlanmış olacak. Cumhuriyetin ikinci yüzyılına cumhuriyeti demokrasiyle taçlandırarak gireceğiz. Mustafa Kemal Atatürk’ün iktisat kongresinde söylediği gibi ‘Siyasi askeri zaferler ne kadar büyük olurlarsa olsunlar iktisadi zaferlerle taçlandırılmazlarsa meydana gelen zaferler devamlı olamaz, az zamanda sönerler.’ Bu memlekette atalarımızın kazandırdığı zaferi daha büyük bir ekonomik zaferle taçlandıracağız. Bunu da demokrasiyle yapacağız. Bu memlekette yaşayan insanlar daha fazlasına layık. Büyük haksızlıklar adaletsizlikler nedeniyle yoksulluklar sefalet var. Ama bunu değiştirmek mümkün. Başka bir hayat mümkün. Dünyanın gidişatını iyi okumak lazım. Bu gezegendeki yaşam kalitesini yükselten yeni buluşlar, hepimizin hayatını kolaylaştırmaya devam ediyor ama bir yandan da ezelden beri değişmeyen temel bir adaletsizlik, insan emeğinin sömürülmesi devam ediyor.  

BİZ BİRLİKTE İZMİR’İZ, AŞKLA BİR ARADA YAŞAMANIN YOLUNU BULACAĞIZ

İzmir’de bir yandan limanla teknolojiyle tarımla turizmle demokrasiyle refahı büyüteceğiz bir yandan da adaletsizlikle haksızlıkla yoksullukla mücadeleye devam edeceğiz. Emin olun kazanacağız. Biz hepimiz birlikte varız ve birbirimize muhtacız. Biz aslında birlikte İzmir’iz. Aşkla bir arada yaşamanın yolunu bulacağız. Ya yolunu bulacağız ya yeni bir yol açacağız. Biz buna muktediriz. Biz İzmir’iz.

İZMİR MOZZARELLASI SAHNEDE!

Öte yandan Başkan Soyer konuşmasını tamamladıktan sonra Büyükşehir Belediyesi bürokratlarını sahneye çağırarak hepsine tek tek teşekkür etti. Ayrıca bir ilk olarak İzmir’deki mandaların sütünden üretilen mozzarella peynirinin tadımına baktı.

Editör: Haber Merkezi