16 Balkan ülkesinden başvuruları kabul eden festival, bu yıl da geçen yıl olduğu gibi, özellikle sinema yapımcıları ve yönetmenler tarafından yoğun ilgiyle karşılandı. 106 yabancı uzun metraj film, 472 yabancı kısa metraj film, 19 yerli uzun metraj ve 135 yerli kısa metraj filmin başvuruda bulunduğu festivale, toplam 732 filmin başvurusu alındı. Yaklaşık iki aylık yoğun bir çalışma sonucunda altı kişiden oluşan ön jüri, 7. Balkan Panorama Film Festivali’nde Sarı Şemsiye Ödülü için 10 dalda yarışacak filmleri haziran ayında belirledi ve resmi sitesinde ilan etti. Festivalin resmi programında yer alan tüm yabancı filmler, Türkiye’de ilk defa gösterilecek. Ayrıca, festivalde bu yıl 12 dünya prömiyeri yapılacak.

PANDEMİ TEDBİRLERİ DOĞRULTUSUNDA YAPILACAK

Bu yılki programa göre 200’ün üzerinde yerli ve yabancı konuk ağırlamayı planlayan ancak koronavirüs (Covid-19) tedbirleri kapsamında bu sayıyı 100’ün altına düşüren festival kapsamında, sinema salonlarında maske, mesafe ve hijyen tedbirlerine azami düzeyde uyulacak.

SİNEMASEVERLERİ ZENGİN BİR PROGRAM BEKLİYOR

7. Balkan Panorama Film Festivali, İzmir’deki sinemaseverlere zengin bir program sunacak. Balkanların sinemadaki renkliliğini İzmirli sinemaseverlerle paylaşacak festivalde, 120 film gösterimi yapılacak. Buca Belediyesi Kültür ve Sanat Merkezi’nde (Pembe Köşk) açık havada Sarı Şemsiye ödülü için filmler yarışacak.

Türkiye’den Mimar Sinan Üniversitesi ve Bulgaristan’dan National Academy For Theatre and Film Arts’ın (NATFA) konuk okul olarak yer alacağı festivalin, konuk ülkesi ise Slovenya olacak. Kültürpark’ta açık havada resmi gösterim seçkiden oluşan filmlerden yanı sıra, iki konuk sinema okulunun hem kısa film seçkisi seyirciyle buluşacak hem de okulların yöneticileriyle söyleşiler yapılacak. Kültürpak’taki program kapsamında Slovenya Sinema Dairesi Genel Müdürü Nataşa Buçar ile söyleşi ve film gösterimi yapılacak. Balkanların dünya çapındaki oyuncusu ve Balkan Panorama Film Festivali’nin Danışma Kurulu Üyesi Lazar Ristovski ile masterclass yapılacak.

Buca Belediyesi Tarık Akan Gençlik Merkezi’nde ise geleneksel olarak her üç sinema salonunda her gün toplamda yaklaşık 30 film gösterilecek. Buca Işılay Saygın Meydanı’nda (Kasaplar Meydanı) da Türk sinemasına damga vurmuş nostaljik filmler gösterilecek. Yüz yüze eğitimin başlamasıyla Dokuz Eylül Üniversitesi’nden öğrencilerin de büyük ilgi göstereceği festival, katılımcılara unutulmaz dakikalar yaşatacak.

Festival boyunca tüm mekanlarda yapılacak gösterimler ve etkinlikler ücretsiz olacak. Festivalin ayrıntılı programı ise önümüzdeki günlerde açıklanacak. Detaylı bilgi almak isteyen sinemaseverler, festivalin resmi sitesi www.bpff.com.tr adresini ziyaret ederek tüm detaylara ulaşabilecek.

ONUR KONUKLARI ERDAL ÖZYAĞCILAR VE GORAN MARKOVİÇ

Türk seyircisi Erdal Özyağcılar’ı 1966 yılında Atıf Yılmaz’ın Ölüm Tarlası filmiyle tanımıştır. Ardından Ertem Eğilmez dönemi başlar ve art arda gelen filmlerde işini bilen kayınço rolü ile ünlenir. 33 sinema filminde oynar. Kibar Feyzo, Çöpçüler Kralı, Yılanların Öcü gibi Türk Sineması’na damga vuran filmlerde rol alır. 1986 yılında 23. Antalya Film Festivali’nde, 1984-1987 yıllarında SİYAD En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülünü alır. 1989 yılında başlayan ve 13 yıl süren Bizimkiler TV dizisinde başrol oynar ve Bizimkiler dışında 20 TV dizisinde, çoğunluğu başrol olmak üzere görev alır. Türk TV izleyicileri ve Balkan ülkeleri TV izleyicilerinin gönlünde taht kuran, Balkan temalı Elveda Rumeli, Yabancı Damat, Karadağlar gibi TV dizileri ilk akla gelenlerdendir. 1975 yılında girdiği İstanbul Şehir Tiyatroları’ndan emekliye ayrılır. Oyunculuk kariyeri, tiyatro, sinema ve TV dizileri arasında şekillenir, ancak tiyatro daima sanat yaşamının merkezinde olmuştur. Yeşilçam Sineması’nın karakter oyuncusu Erdal Özyağcılar çok farklı rollerin altından başarıyla kalkmıştır. Komediden, dram ve melodrama, oynamış olduğu rollerde göstermiş olduğu üstün performans onu Türk Sinemasının unutulmaz karakter oyuncuları arasında ilk sıraya taşımıştır.

Goran Markoviç şu ana kadar yaklaşık 50’nin üzerinde belgesel ve 14 sinema filmi çekmiştir. Genel anlamda ‘her iktidarın’ muhalif sanatçısı olarak tanındığını rahatça söyleyebiliriz. Bunu da belki en iyi şekilde şu sözleri vurgulamaktadır: “Her vatansever ülkesini yaratıcı bir şekilde sevmelidir.” Dünyanın en önemli film okulları arasında yer alan FAMU veya diğer adıyla Prag Film Okulu’nun Yugoslavya’daki en önemli temsilcilerden sayılmaktadır. Buna karşın “Prag Film Okulu Diye Bir Şey Yoktur” adlı kitabı yazmıştır. Kitapta net ve detaylı bir şekilde kendi yaşadıklarından yola çıkarak neden o şekilde düşündüğünü ve başlığı yalnızca ilgi çekmesi için atmadığını göstermektedir. Prag’daki tecrübeleri, kendisinin de daha sonra söyleyeceği gibi sanatını derinden etkilemiştir. Tüm çalışmalarının ortak noktası olan her tür totalitaryan rejime karşı duyulan tiksinti, Prag’daki öğrencilik yıllarından kalmadır. Prag’da geçirdikleri dönem Marković ve meslektaşlarına kendi vatanlarını da farklı açılardan değerlendirme ve daha iyi anlama imkanı sağlamıştır. 1969’da Prag’dan ayrılıp Belgrad’a döndüğünde Lordan Zafranoviç’in ilk filminde oyunculuk yapma teklifi almıştır. 1977’de çektiği ilk filmi ‘Özel Eğitim’ Yugoslavya’da gösterildiği sinemalarında büyük beğeni toplamıştır. Goran Markoviç kırk yılı aşan kariyeri sonucunda Yugoslav Auteur sinemasının en önemli temsilcilerinden biri haline gelmiştir. Kusursuz bir muhalif sanatçı olarak da Belgrad’ta yaşamını sürdürmekte ve film çekmeye devam etmektedir.