Değişim arzusunun yoğunlaştığı bir ortamda ve umutla başladığımız yeni yılda, İz Gazete Ailesine katılarak her hafta Salı günü temel sorunlarımız ve çözüm yolları konusundaki düşünce ve öngörülerimi yazma olanağını bulmaktan derin bir mutluluk duyuyorum.

Bana bu olanağı sağlayan İz Gazete İmtiyaz Sahibi ve Genel Yayın Yönetmeni Sayın Ümit Kartal’a, Genel Koordinatör Sayın Özgür Coşkun’a içten teşekkürlerimi sunuyorum.

İz Gazete Ailesine de sürekli başarı diliyorum.

İz Gazete’de olaylara yaklaşımım; nitelikli demokrasi, temel insan hakları, basın özgürlüğü, milli hukukumuza ve taraf olduğumuz uluslararası sözleşmelere saygı, ülkemizin kalkınması, ulusumuzun refahı, toplumsal dayanışmamız ile sevinçte ve hüzünde birlik-beraberlik çerçevesinde olacaktır.

Bu bağlamda; İz Gazete’nin yayın politikası da; insan odaklı, İzmir’in ve ülkemizin temel sorunlarını kavrayan, basın özgürlüğünü ve kişilik haklarını önceleyen, ayrıştırıcı, ötekileştirici olmayan kucaklayıcı bir yayın politikasıdır.

Bu çağdaş ve toplumcu yayın politikası ile olaylara çoğulcu, katılımcı ve çok sesli demokrasi merceğinden bakması; İz Gazete’yi basın dünyasında seçkin ve saygın bir konuma oturtmuştur.

Yazılarıma başlarken, İz Gazete çalışanı gazeteci meslektaşlarıma da esenlik içinde başarılarının devamını diliyorum.

YEREL BASIN SUSARSA, DEMOKRASİNİN SOLUĞU KESİLİR…

Yerel basın; bir yandan yerel sorunları gündeme taşıyarak çözümüne katkı verirken diğer yandan da; kamu yönetimi ile yurttaşlar arasında güvene dayalı bir ilişkinin kurulmasında “köprü” işlevini yerine getiriyor.

Çoğu kez, yaygın basının ilgi göstermediği herhangi bir problem; yerel basının “ana gündemi” olarak kamu yönetiminin “ilgi odağı” haline getiriliyor.

Bu arada; çağımız “yerellik” ve “yerel demokrasi” çağıdır.

Gelişmiş batı demokrasilerinde yerel basın hem satış rakamları, hem de istihdam ettiği “nitelikli” gazeteciler ve kullandığı ileri teknolojiyle yaygın basınla “rekabet” edebilecek bir güce erişmiştir.

Oysa; ülkemizde yerel basın adeta kendi kaderiyle baş başa kalmıştır.

Nitelikli” gazeteci istihdamı, finansman ve teknoloji problemi, “alternatif haber”e erişimdeki zorluklar; yerel basını doğru ve sağlıklı haber vermek bir yana, “yaşam” mücadelesi noktasına taşımıştır.

Yerel basın; acımasız haksız rekabet ortamında “soluksuz” kalmıştır.

Gazetecilerin işsiz kaldığı, refah düzeylerinin gerilediği, sendikal örgütlenme özgürlüğünün kullanılamadığı, basın özgürlüğünün alanının daraldığı bir ortamda unutmayalım ki; yerel basın “soluksuz” kalırsa, susarsa, demokrasi “soluksuz” kalır.

Basının susması, halkın susması demektir.

Yerel basının milli mücadelede, ulusal kurtuluş savaşımızda, Cumhuriyetimizin kuruluş aşamasında ve “ulusal irade”nin egemen olmasında çok özel rolü ve ağırlığı olmuştur.

Diyebiliriz ki; yerel basın, Hakimiyet-i Milliye ve İrade-i Milliye Gazetelerinin günümüzdeki temsilcisidir.

Yerel basını güçlendirmek; bir anlamda “milli irade”yi ve “millet hakimiyeti”ni güçlendirmektir.

DİLE GETİRİLEN PROBLEMLER VE İSTEMLER

Yerel basının dile getirdiği problemler, istemler ve beklentiler ana hatlarıyla şunlardır:

· Yerel basın, Basın İlan Kurumu ile “organik” ilişki içindedir. Basın İlan Kurumu’nun “ilan tarifeleri”ni geç açıklaması ve “ceza” uygulaması,

· Yerel Basının illerde Basın İlan Kurumu’nun bir anlamda temsilcisi konumunda olan Valilik Makamına “bağımlı” olması nedeniyle “alternatif” haber oluşturma ve özgürce habere erişim konusunda yaşanan problemler,

· SEKA’nın devreden çıkmasıyla gazete kağıdında tamamen “dışa bağımlı” hale gelinmesi ve döviz kurlarındaki artış nedeniyle de oluşan “maliyet” yükü,

· Finansman problemi nedeniyle “nitelikli”, profesyonel gazeteci istihdam edilememesi,

· Yerel ölçekte habere ulaşmada, “alternatif” haber üretmede, haberi özgürce kullanmada “yerel güçler”in engeliyle karşılaşılması,

· Yerel gazetelerin bir araya gelerek birleşememeleri, ortak güç oluşturamamaları dolayısıyla, pahalı olan ileri baskı teknolojisini kullanamamaları ve çoğunun ilkel baskı yöntemlerini kullanmak zorunda kalması,

· Yerel basının merkezi yönetimden uzun vadeli, düşük faizli ve ilk 3 yılı ödemesiz, baskı tesisini yenilemek için “edinme kredisi” beklentisi,

· Yerel basında gazeteciler arasında yaygın bir işsizliğin olması, basın meslek örgütleri olarak Türkiye Gazeteciler Sendikası, Gazeteciler Cemiyetleri gibi meslek örgütlerinin bu konuya eğilmelerine ilişkin beklentiler.

Görüldüğü gibi; yerel basının hem problemleri, hem de merkezi ve yerel yönetimlerden beklentileri var.

Elbette, iş aleminden ve sivil toplum kuruluşlarından da…

Sonuç olarak: Yerel basın susarsa, demokrasinin soluğu kesilir.