İzmir Planlama Ajansı’nın (İZPA) bugüne kadar yaptığı çalışmaların özetinin paylaşıldığı “İz’in Peşinde Kentin İçinde” sergisi kapsamında basın buluşması düzenlendi. Programa, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Cemil Tugay ve İZPA Başkanı Koray Velibeyoğlu katıldı. Buluşmada, İZPA Başkanı Velibeyoğlu, sergi boyunca katılımcılarla yapılan anket verilerini paylaşırken programa katılan katılımcılarla da İzmir’in sorunları ve geleceğine ilişkin interaktif çalışma gerçekleştirdi.

Bizim bugün attığımız adım gelecek 50 yılın nasıl geçeceğine yönelik bir işaret

İZPA’nın çalışamarı ve serginin amacına ilişkin bilgi veren İZPA Başkanı Koray Velibeyoğlu, İzmir’in 30 ve 50 yılına eğildiklerini belirterek “Fuar süresince sergimiz açık kaldı. Yaptığımız işlerle sizin karşınızda olmak istiyoruz. İZPA’nın temel bazı fonksiyonları var. Bunlardan biri veriye dayalı analiz. Çünkü bilgi güçtür Veriye dayalı objektif analize hepimizin ihtiyacı var. Yaptığımız çalışma ve analizler artık belirli bir olgunluğa geldi. İkinci konu katılımcılık. Yaptığımız her işte mutlaka kentlilerle birlikte, insanların görüşlerini alarak yapmamız gerekiyor. Bu da bizim ikinci fonksiyonumuz. Birlikte karar vermek. Üçücncüsü... Etki yaratmak. Yaptığımız her işin, analizin bir sonuca ulaşması ve insanların hayatına dokunan bir etki yaratması lazım. Dördüncü boyut da kentin geleceğine bakmak. Kentin 50 yılına baktık. Gelecek bugünden başlıyor. Bizim bugün attığımız adım gelecek 50 yılın nasıl geçeceğine yönelik bir işaret ve yol haritası. Ufkumuzu, nereye gittiğimizi nerden bileceğiz? Bu soruların yanıtlarını aradık” dedi.

Bunlar biraz göstermelik işler diye düşünüyor insanlar

İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tugay ise konuşmasında planlama ajanslarına ilişkin toplumda önyargı olduğunu ifade ederek şunları söyledi:

“İZPA... Türkiye’de böyle şeyler şöyle oluyor: belediye başkanının biri bir isim bulup ‘yapıyorum’ diye kamuoyunun önüne çıkarıp arada bir de bir şeyler paylaşıp keyfine bakar. Orada birileri kendi çapında çalışır ve ortaya bir şeyler çıkarır. Ama bunlar ‘İzmir’in hayatına dokunmaz’ gibi önyargıyla bakılır. Arkada birileri çalışır ama genellikle bunlar İzmir’e dokunmaz. Bu tür işleri gerçekten inanarak değil bunlar biraz göstermelik işler diye düşünüyor insanlar. Net ifade etmek isterim ki kimse inanmazsa inanmasın ben inanıyorum. Benimle beraber bu fikrin oluşmasını ve gelişmesini sağlayan arkadaşlarımız da inanıyor.”

Şemsiyeleri hazırlayan İzmirliler bekliyor: Meteoroloji açıkladı, yağmur geliyor ama...
Şemsiyeleri hazırlayan İzmirliler bekliyor: Meteoroloji açıkladı, yağmur geliyor ama...
İçeriği Görüntüle

Bu da bir öngörünün eseridir

Planlama ajansının amacı ve çalışmalarını, birkaç örnekle açıklayan Tugay, “Biz neyi amaçlıyoruz neye ulaşmayı düşünüyoruz? Ben adayken‘İzmir planlama ajansı kuracağız ve bu yeni nesil belediye yönetimiyle ilgili bize çok destek olacak’ demiştim. O günden bugüne bir şeyler yapıldı. Neyi değiştirdik. Sergide haritalar var. Mesela, Potansiyel Sivrisinek Üreme Alanları Mekansal Analizi... Mesela Bornova'da nerenin daha çok ilaçlanması gerektiği ortaya çıkıyor. Bu veri, bir sürü veriyi üst üste koyarak elde ediliyor. Bunun gibi farklı farklı işler var. Sahipsiz köpek popülasyonu yönetimi mesela... Sokak köpekleriyle ilgili hükümetin çıkardığı kanundan sonra konu, çok popüler oldu. Fakat biz bu yayını o kanun çıkmadan yapmıştık. Önemli bir konuydu. O nedenle ilk çalışılan konuydu. Biz bu kitapçığı çıkardığımızda ortada kanun yoktu. Bu da bir öngörünün eseridir” diye konuştu.

Herkes kendisiyle yüzleşsin

Değişim için insanların elini taşın altına koyması gerektiğinin altını çizen Başkan Tugay, şu ifadeleri kullandı:

“Bir konuda karar vermeliyiz. Katılımcılık... İnsanlara gelin ülkeyi, şehri beraber yönetelim dediğimizd, ‘Biz size inanmıyoruzki’ deniliyor genelde. Herkes oturduğu yerden inanmamak ve umutsuzlukla çok meşgul. Bir işe el atalım denilmiyor. Herkes kendisiyle yüzleşsin. Eğer herkes uzaktan sadece şikayet ederek dedikodu yaparak seyirci pozisyonunda kalırsa bu ülkede hiçbir şey düzelmez. Katılmak zorundasınız. Sadece eleştirmekle olmaz. İyi bir şey yapıldığında onun iyi bir şey olduğunu görüp takdir etmek gerekiyor. Elinizde sahip olduğumuz çalışan, nitelikli insanları toplumun takdir etmeyi öğrenmesi lazım. Herkes mükemmel kamu idarecisi olamayabilir. Ama herkes iyiyi anlayıp takdir etmek zorunda. O yüzden 'bunlar uyduruk şeyler, kimsenin işine yaramaz' değil yapılan şeyler. Mesela geçen yıl Yamanlar’da çıkan yangın. Yanan ağaçların bazıları kurtarılabilir mi diye sordum. Orman mühendislerine soruyoruz ‘kurur’ dediler. Biz bunların bazılarına yoğun bakım uygulayalım ve yaşamda tutalım dedim. Koray hocaya sordum. İstanbul’dan hocalar geldi İzmir’den katılımcılar oldu. Her ağaca tek tek bakıldı. Analiz yapıldı. Yaşama ihtimali olan ağaçlar için çalışma yapıldı. O ağaçlar ölmediler, bugün yaşıyorlar. Biz bilgiye, bilime yaslandık.”

Bilgiye sahip olan insanları takdir etmeyi, onlardan feyz almayı öğreneceğiz

İZPA tarafından yapılan çalışmaların çok yönlü fayda sağladığına dikkat çeken Tugay, katılımcılık vurgusu yaparak şunları söyledi:

“Yapılan çalışmaların kimisi belediyeye maddi kaynak sağlıyor, kimi yapılan hataları gösteriyor kimi coğrafi planları doğru şekilde yapmamızı sağlıyor. Hepimize doğru çalışma yöntemini gösteriyor. Doğru çalışma yöntemi dedikodu yapmak, öğrenmeden bilmeden iftira atmak değildir. Doğru çalışma yöntemi, işi bilen insanlardan bu işleri öğrenmek ve deneyerek doğruluğunu test etmektir. Dünyayı bu kurtarır ancak. Tek yol bu. Bilgiye sığınacağız. Bilgiye sahip olan insanları takdir etmeyi, onlardan feyz almayı öğreneceğiz.

Bize kamucu yöneticiler gerekiyor

Biz bu kenti, kentin bilgili insanları, eğitimli insanları, iyi niyetli insanları, hocalarıyla yönetmeye çalışıyoruz. Çünkü sadece kendi aramızda dar kadroyla bir şeyleri yapmaya çalışmanın bize başarı getirmeyeceğini, sorunları çözemeyeceğimizi düşünüyoruz. Ben İzmir’in duyarlılıklarına ve kendi kültüründen gelen bilgisine dayanarak biraz güven talep ediyorum. Ben İzmir’in bu güzel ülkenin en güzel köşesi olduğuna inanıyorum. Böyle bir şehirde yaşayan insanların bu dünyanın en duyarlı, mutlu ve huzurlu insanları olmaları lazım. Bunun için çöplerin toplanması lazım, yolların çukurlarının kapanması lazım, suların akması lazım, Körfez’in temizlenmesi lazım... Bunlar söyleniyor. Sorunlar bitmiyor. İstemeden de olsa sorunlar olacak. Ama önemli olan o sorunlarla başa çıkabiliyor muyuz, hayatımızda etkisiz hale getirebiliyor muyuz? Bunun için bize planlama ajansları gerekiyor. Bunun için bize kamucu yöneticiler gerekiyor.”

Kaynak: ANKA