İzmir Büyükşehir Belediyesinde görev değişiminin birinci yılı geride kaldı. İnce ve akılcıl bir tutumla reddi-miras yapmayan Başkan Tunç Soyer’in, Başkan Aziz Kocaoğlu’nun kır ve kentteki ‘üretim ve dayanışma örgütlenmesi programını’ devam ettireceği anlaşılıyor.

Soyer’in Seferihisar yıllarında başlattığı tarımsal üretimin desteklenmesi, kadın emeğinin değerlendirilmesi, üretici ve tüketicinin örgütlenmesi çalışmaları zaten aynı yöndeydi.

Bu devamlılık İzmir için çok önemli bir şans!

Her toplumsal dönemin kendini anlaşılır kılması zaman alır. Toplumun yaşarken ki algıları, yargıları zamanla günlük takıntılardan sıyrılıp, daha objektif zeminlere oturur. Öte yandan toplumsal hafıza unutkanlıkla da ünlüdür.

Belediyecilik sıklıkla hangi koşullarda nelerin yapılıp nelerin yapılmadığı, nelerin yaptırılmadığı, nelerin engellenemediği, almaşık toplumsal maliyetler ve güç dengeleri yeterince gözetilmeden tekil gözlem ve beklentiler üzerinden, notu kıt “eleştirmenlerce” yorumlanır!

Kocaoğlu;

Bornova Belediye Başkanı seçildikten hemen sonra, Ahmet Piriştina’nın ölümü üzerine İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığını üstlenmiştir.

Görev alanı toplumsal ve coğrafi olarak, seçim dönemi mevzilenmelerinin ölçeğini çok aşan bir boyuta sıçramıştır. Ayrıca 2009’da ve 2014’te Büyükşehir Belediye Sınırları genişletilmiş, İl Sınırlarına dayandırılmıştır.

Belediye kadrolarının adeta “etkisiz hale” getirildiği, teftiş, sorgulanma ve yargılanma süreci de cabası!

Merkezi Yönetimin muhalif-vesayeti altında, görev ve sorumlulukların katlanarak arttığı, dış ve iç siyasetin rekabet dişlilerinin yıldan yıla daha ağır bukağılar yarattığı toplamda on beş yıl İzmir’i yönetmek!

Rahmetli Ayhan Sümer Ağabey’in sözleriyle “Mangal gibi yürek ister.”

Bence:

  • Kocaoğlu döneminde İzmir Kenti, kırsalıyla birlikte bir bütün olarak, yerleşim büyüklüğü ve siyasal yapı ayırımı gözetilmeksizin hakkaniyetle yönetilmiştir.

  • Üretken bir toplum olmak, kimseye muhtaç olmadan kendi imkanları ile yaşamını sürdürebilmek, bunun için birleşen, dayanışan, örgütlenen, dik bireylerden oluşan bir kent ve toplum yaratmak hedeftir.

  • Kocaoğlu’nun “kendine yetme” özeni, ödünsüz ve popülist olmayan becerikli bir para yönetimi ile birleşerek İzmir Büyükşehir Belediyesine, mali özerklik kazandırmış ve belediyeyi yapabilir kılmıştır.

  • İzmir’i özgür, demokratik ve yaşanılası bir kent yapmak, estetik ve kaliteli bir çevre hedefi ve bunların kentsel yaşamdaki yansımaları ile sağlanmıştır; İzmir cazibesi ve üç A uluslararası kredi notu.

  • Kocaoğlu’nun Belediyeciliği İzmir’de stratejik ve kritik önemde işlerin yapıldığı, yokluğunda can acıyacak, ancak eksildiğinde farkına varılacak ama kentli halkın yaşam güvencesi olan alt ve üst yapı kurum ve örgütlenmelerinin inşa edildiği kurucu bir dönemdir.

Aziz Kocaoğlu Döneminin yerel ve genel ölçekte reddedilemeyecek mirasının emek ve gönül bağı olmayanlarca da ele alınması günü gelmiş ve geçmektedir.

Yeni yazımlar için kapı aralayıcı bir kaynak, Başkan Kocaoğlu’nun 2018’de kendini ve belediyesini Prof. Dr. İlhan Tekeli önderliğinde geniş bir uzman topluluğunun incelenmesine açmasıyla hazırlanmıştır.

Sözlü tarih ile desteklenen ve akademik sistematik içinde hazırlanan Raporlar beş kitap halinde basılmıştır. Bunlar İlhan Tekelinin kaleme aldığı İzmir Modeli” ve “İzmir Belediyeciliğinde 2004-2018 Döneminin Öyküsü adında iki kitapla tamamlanmıştır. İncelenmelidir.

Yiğidin hakkını vermek o’nu- “ölmeden” ve “öldürmeden”- anlamakla başlar. O’nun düşünce ve eylemini -adını koyarak- siyasal örneğe dönüştürerek yaşatmak, hakkını vermenin bir yoludur.