Kamuoyunda bir süredir Altılı Masa toplantıları ve sonrasında yapılan açıklamaların artık eskisi kadar heyecan yaratmadığı, kupkuru bir açıklama metninin ilgi yaratmadığı yönünde bir düşünce oluştu. Kamuoyunda oluşan bu algıyı haklı buluyorum nitekim kamuoyu araştırmalarına yansıyan düşüş trendi de bunu gösteriyor. Millet İttifakı’ndaki bu gerileme 8. toplantıda da konuşulmuş olsa gerek ki bir ‘iletişim komisyonu’ kurulmuş! İletişim işini komisyona havale ettilerse vay halimize/hallerine!.. Millet İttifakı böyle ilgi yaratmayan toplantılarını sürdürüp, heyecansız açıklamalarla yetinmeye devam ederse, korkarım anket sonuçları daha da vahim oranları işaret etmeye başlar.

İktidar ve tek adam bu tabloyu elbette lehine çevirmek için her yolu deniyor, Altılı Masanın yarattığı sinerjiyi sönümlendirmek, küçümsemek, itibarsızlaştırmak için yoğun kampanya sürdürüyor. Meydan boş olduğu için iyi de yapıyor, zaten en iyi bildikleri iş bu!..

Ne var ki, ülke olarak ’ seçimlere kadar başkaları olur mu’ sorusuna kilitlendiğimiz terör sorunu hepimiz için öncelik taşıyor ve muhalefetten beklentiyi artırıyor. Yine hamasi söylemler dinledik ama pek çok cevapsız soruyu barındıran Beyoğlu saldırısıyla ilgili daha sorgulayıcı bir muhalefet görmeyi beklerdim. Çünkü o kadar çok çelişki ve absürd durumu barındırıyor ki!..

İktidarın bütün terör eylemlerinden sonra dakikalar içinde sorumluyu PKK/YPG olarak ilan etmesi yine değişmedi. Ama hani derler ya kafada deli sorular diye…Binlerce kameranın bulunduğu İstiklal Caddesinde bir eylem yapıp da teşhis edilmemek mümkün değil, nitekim saatler içinde saptandı ‘eylem yapıp evine dönen’ terörist şak diye alındı. Afrin’de eğitilmiş oradan geliyormuş; iyi de Afrin’de Türkiye’nin hakimiyeti yok mu?

Bir yıldır kaçak, Türkiye’de kaçak çalışıyor, ev tutuyor..Ama hepsinin ayakkabı numarası bilinirken(!) bu terörist kendini gizleyebilmiş. Üç kişi yan yana geldiğinde müdahale edecek kadar çok sayıda sivil resmi polis tarafından korunan İstiklal Caddesi’nde başı örtülü, bol makyajlı kamuflaj pantalonlu bu tuhaf görünümlü kadın nasıl dikkatlerden kaçıyor. Güvenlik zaafiyeti olduğu kesin ya da en azından Soylu’nun atıp tuttuğu kadar bu işe hakim değiller!..

Kontrolsüz ülkeye alınan, kaçak gelen, milyonlarca Suriyeli’nin Türkiye’de serseri mayın gibi dolaşmasının risklerine yıllardır dikkat çekenler, iktidar tarafından hep suçlandı ama önümüzde büyük bir sorun olduğuna artık şüphe yok. Çeteleşme, suç örgütü vs. gibi oluşumlar bir yana, şimdi de terör olaylarının failleri olarak ortaya çıkıyorlar. Böyle daha kaç tane kullanıma hazır terörist var, ne planlanıyor bilmiyoruz!..Endişemiz seçimlere kadar bu ve benzeri olaylarla yine toplumda korku iklimi yaratılmak mı isteniyor?

Muhalefet, toplumdaki bu endişe ve duyarlılığı dikkate almak, kendi iç çekişmelerini bir kenara bırakıp güvenlik sorununun üzerine gitmek zorunda. Yoksa seçimler kaybedileceği gibi olası terör eylemleri nedeniyle canlarımızı da kaybetmeye devam edebiliriz.