İngiltere Kraliyet Donanması'na ait, tarihi savaş gemisi HMS Bristol’ün sökülmek üzere İzmir’in Aliağa ilçesine gönderilmesi, yeni bir tartışmayı alevlendirdi. İzmir Yaşam Alanları Meclisi, geminin tehlikeli atık içerdiğini vurgulayarak, “Doğaya ve yaşam alanlarımıza verilen tahribatın para ile ölçülebilecek karşılığı yok” açıklamasını yaptı.
2020 yılında emekliye ayrıldı
HMS Bristol, İngiltere’nin Portsmouth Limanı’ndan 11 Haziran’da ayrılarak Türkiye’ye doğru yola çıktı. 3 Temmuz’da İzmir’in Aliağa ilçesindeki gemi söküm tesisine ulaşması beklenen destroyer, Falkland Savaşı’nda aktif rol oynamış, İngiltere Başbakanı Margaret Thatcher’ın iktidarını pekiştiren askeri harekatın simgelerinden biri olarak biliniyor. 154 metre uzunluğunda ve 16.8 metre genişliğindeki gemi, Sea Dart hava savunma füzeleri ve gelişmiş elektronik sistemleriyle uzun yıllar NATO tatbikatlarında görev aldı. Sonraki yıllarda eğitim gemisi olarak kullanılan Bristol, 2020’de emekliye ayrıldı.
Müze yapılması istendi ama olmadı
HMS Bristol’ün müzeye dönüştürülmesi için İngiltere’de kampanyalar düzenlense de, bu çabalar sonuçsuz kaldı. 11.000'den fazla imzacıya ulaşan kampanyaya rağmen İngiliz Donanması, gemiyi açık ihale yöntemiyle satışa sundu. Müze olması talebine sıcak bakmayan İngiltere, gemiyi “olduğu gibi” (as is) satma kararı aldı. Satış sonunda en yüksek teklifi, Aliağa’da faaliyet gösteren LEYAL Gemi Söküm Şirketi verdi.
“Avrupa çöplüğü olmayacağız” uyarısı
İzmir Yaşam Alanları Meclisi, geminin Aliağa’ya gelmesini “doğaya açık bir tehdit” olarak nitelendirdi. Platformdan yapılan açıklamada şu ifadelere yer verildi: “LEYAL Gemi Söküm Şirketi, HMS Bristol’ü sökmek üzere ihaleyi kazandı. Bu gemi, ağır metaller, asbest, PCB (poliklorlu bifenil) gibi insan sağlığına ve çevreye son derece zararlı maddeler içeriyor. Basel Anlaşması’na göre bu tür eski gemiler 'toksik atık' statüsündedir. Gemi söküm işi, dünyadaki en tehlikeli işlerden biri olarak kabul ediliyor. Ne yazık ki, bu atıklar İzmir’in ve Türkiye’nin doğasına bırakılıyor. “emi sökümde Türkiye ile birlikte Bengaldeş, Hindistan ve Pakistan tercih ediliyor. İzmir Yaşam Alanları olarak biliyoruz ki ‘Avrupa sökümleri için mesafe nedeniyle, Türkiye öncelik taşıyor. Türkiye’yi tercih ediyorlar, çünkü Türkiye'de iş gücü maliyeti çok ucuz, çevre yasaları da ekolojiden, yaşamdan değil, sermayeden yana. Aliağa'daki 22 tesiste Avrupa’da kullanılmayan ilkel baştankara yöntemi uygulanıyor. Gemiler kıyıya yanaştırılıyor ve malzeme denizde sökülüp, karaya taşınıyor. Bu yöntemle gemilerdeki kirlilik hem denize hem de toprağa karışabiliyor. İçerdiği yüksek tehdit nedeniyle, AB'de, kullanılmayan bu yöntem, AB Gemi Geri Dönüşüm Yönetmeliğinde yasaklanmıyor.”
“İlkel yöntemle doğa zehirleniyor”
Açıklamada Aliağa’daki söküm tesislerinde kullanılan yöntemlere de dikkat çekilerek, “Aliağa’da 22 geri dönüşüm tesisinde baştankara yöntemi kullanılıyor. Bu ilkel yöntemle gemiler doğrudan kıyıya oturtuluyor, söküm işlemleri denizde başlatılıyor. Bu, atıkların hem denize hem de toprağa karışmasına neden oluyor. Avrupa’da yasaklanan bu yöntem Türkiye’de hala uygulanıyor. Gemileri kim kullandıysa onlar söksün” ifadeleri kullanıldı.