Günlerdir ‘süreç normale dönüyor’ izlenimi doğuracak açıklamalar yapılıyor. İnsanları tehlikenin geçtiğine inandırmaya ve bu süreci ‘’en iyi biz yönettik’’ demeye ikna etmek için, salgın etkileri ortadan kalkmadan süreci normalleştirecekler sanıyorum. Hem toplum sağlığı hem de insanların şu zamana kadar gösterdikleri özveri ve çabayı sıfırlayacak adımlar atılmasından ciddi endişe duyuyorum. Örnek mi istiyorsunuz? AVM’lerin açılması.

15 yıl mağazacılık yaptım. Sadece mağaza müdürlüğü değil, operasyon müdürlüğü ve yönetim süreçleri tasarımı gibi dünyanın en büyük perakende zincirlerinde çalıştım. O nedenle AVM'ler hakkında bazı şeyleri hatırlatarak yeniden açılması konusunda bazı detaylara dikkat çekmeye çalışacağım müsaadenizle.

Bir AVM'de mevzuyu sadece müşteri deneyimi gözüyle görmeyin. Bunu arka planı da var. Mal kabul ve ürün hazırlama alanları bu virüs için bana kalırsa hiç birinizin göremeyeceği büyük bir tehdit. O, raftan alıp evinize götürdüğünüz X ürünün hangi süreçlerden geçerek rafa çıktığını asla bilemeyeceksiniz. Türlü türlü ürün teslim alınan yerlerde sosyal mesafe denen şey korunamayacak muhtemelen. O işi yapan kişiler maske vs takmaları pratik olarak mümkün olmayacak ve/veya bu işte çalışanların bunu ne kadar önemsediklerine asla emin olamayacağız. Oraya ürün taşıyan kamyon şoförünün mal kabul elemanına, onun da sizin servis aldığınız satış danışmanı veya kasiyere bunu bulaştırmayacağına asla emin olmayacağız. Öte yandan, ürün rafa çıkmadan önce bin tane işlemden geçer. Barkodlama, alarmlama, tamir/bakıma gönderme, oradan teslim alma, terziye gönderme, ürün incelemeye gönderme, bozuk ambalaj tamiri vs vs. Bu işlemleri yapan kişilerin kim olduğunu, bu zincir esnasında AVM içinde sosyal mesafenin neye göre belirleneceği ise ayrı bir muamma.

Yemek katları kapalı olacağı için çoğu asgari ücretle çalışan bu emekçi çocukların yemek ihtiyaçlarını nasıl giderdiğini, mağaza içinde bir yemekhane olup olmadığını, orada sosyal mesafenin nasıl korunduğunu, uzun saatler ayakta çalışan insanların 3-5 m2lik dinlenme alanlarında birbirleriyle nasıl yakınlaştıklarını göremeyeceğiz. Bu çalışanların tuvalet ihtiyaçlarını 2-3 dk içinde giderirken hijyen kurallarına ne kadar riayet ettiklerini bilemeyeceğiz. AVM’ler kapandıktan sonra, AVM servislerinde kaç kişi olduklarını, evlerine nasıl gittiklerini, o servislerin dezenfeksiyonunu asla bilemeyeceğiz. O AVM'nin sizin olmadığınız saatlerde nasıl temizlendiği, tuvaletlerin hangi standartlardaki hijyen koşullarına sahip olduğunu asla bilemeyecek, öğrenemeyeceksiniz. Ben tuvalete girmem dediğinizi duyar gibiyim. Ama o tuvaleti zorunlu olarak kullanacak bir AVM emekçisiyle mutlaka ama mutlaka temas edeceğinizi bilmelisiniz.

Çoğu 20'li yaşlarda genç insanların çalıştığı bu yerlerde, günlerdir ücretsiz izinde olup evine ekmek götürememiş bu kesimin, AVM'ler açıldıktan sonra çalışmaya gelmeyecek olan arkadaşları yerine fazla mesaiye kalacaklarını, zaten çok da sevmeyerek ve mecburen yaptıkları bu işin onları bu süreçte daha hızlı tüketeceğini hiç hesaplamayacağız. Motivasyonlarının son derece düşük olacağı; satışlar çok kuvvetli olmayacağı için prim alamayacakları var sayımı; yöneticileri üzerindeki satış/kârlılık vs baskısının bu insanlara nasıl olumsuz yansıyacağı da sizin çıplak gözle göremeyeceğiniz başka gerçekler.

Başka bir detay daha vereyim: İçeri giren müşteriyi sayan bir sayaç var. Ama dışarı çıkanı sayan bir mekanizma henüz görmedim ben. Örneğin X saatte AVM içinde kaç kişi olduğunu siz, ben, AVM yönetimi asla bilemeyeceğiz. Bu sayının kaç M2 büyüklüğündeki hangi mağazaya nasıl dağıldığını anlayamayacağız. Örneğin, gıda market içindeki müşteri sosyalizasyonu ile giyim mağazası içindeki müşteri yoğunluğunu göremeyeceğiz. Ancak Kovid + bir şarküteri elemanıyla temas eden bir AVM müşterisinin, bunu bir giyim markasındaki bir satış danışmanına, onun da bunu mağaza temizlikçisine ve onun bunu kapıdaki güvenlik personeline ne hızla yayacağını tahmin bile edemeyeceğiz.

Uzun yıllardır bu işi yapmıyorum. Ama şu an bir AVM çalışanı olsaydım bir cadde mağazasına tayin ister, bunu alamazsam da "haklı nedenle fesih" hakkımı kullanıp kıdem tazminatımı alıp istifa ederdim. Uzun zamandır AVM müşterisi de değilim. Hele ki bu dönemde de asla olmayacağım. Size de tavsiyem, büyük sermayedarların baskı ile açtıracağı AVM'ler şu anda hastanelerden daha tehlikeli bir hâl alacak. Çok ölümcül bir neden yokken nasıl babamın X hastanesine gitmesine izin vermiyorsam, sevdiğim hiç kimsenin de Y AVM'sine gitmesine izin vermeyeceğim.

Son bir bilgi: AVM içine girenlerin sadece %10'u alışveriş yapar. Gerisi gezer. Bugün işi yokken metroda, çarşıda, vapurda görüp kızdığınız insanlar gibi görün AVM’lere koşacak yığınları.

Özet cümle: AVM’lerin açılması hükümetin Biz bu işi çözdük manasına gelen bir PR çalışması; rant ve sermayenin kira gelirlerini tekrar geri kazanma hırsı; kapitalist perakende zincirlerinin de emekçiyi sömürmeye ‘’tam gaz devam’’ anlayışıdır. Ekmeklerine yağ sürmeyin. Sağlığınızı tehlikeye atmayın.