UMUT KARAKOYUN- Oğlunu kimin vurduğunun belirlenip, yakalanması için Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan yardım isteyen Arif'in babası Şerafettin Dallı, "Tek duam oğlumun katilinin bulunması" dedi. Baba Dallı, Arif'in ölümünün ardından dünyaya gelen 4 yaşındaki Yusuf Arif'in ise hiç görmediği ağabeyi için "Ağabeyim cennette su istiyor, mezarına gidelim, ona su götürelim" dediğini anlattı.

2013 yılının ilk dakikalarında, havai fişek kutlamalarını seyretmek için Bornova'nın Mevlana Mahallesi'ndeki evin çatısına çıkan Arif Dallı, başına isabet eden bir kurşunla ağır şekilde yaralandı. Ege Üniversitesi Hastanesi'nde tedaviye alınan Arif Dallı, 9 gün süren yaşam mücadelesini kaybetti. Arif'in ölümünün ardından başlatılan soruşturmada ilerleme sağlanamadı. Bu süreçte devreye giren Çiler Nazife Koşar, Dallı ailesinin avukatlığını üstlendi. O dönem olayı soruşturan polislerin ihmallerinin bulunduğunu ileri süren Avukat Çiler Nazife Koşar, 'Kamu görevlisinin görevi ihmali' suçlamasıyla İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı'na şikayet dilekçesi vererek, soruşturmanın yeniden açılmasını sağladı. Koşar, dilekçesinde, olayın gerçekleştiği bölgede yaklaşık 2 bin 700 bina tespit edildiğini, fakat bu binalardan 1 Ocak 2013 günü 6 tane ev ve işyeri, 24 Ocak 2013 günü 45 adet ev ve işyeri, 4 Ocak 2013 günü 5 adet ev ve işyeri olmak üzere toplamda sadece 56 ev ve işyerine arama kararı aldırıldığını belirtti.

"ADLİYE LOJMANLARI HİÇ İNCELENMEDİ"

Avukat Koşar, verdiği dilekçede olay yerinin doğu kısmında Adliye Lojmanları, kuzey kısmında Ege Üniversitesi Kampüsü, batı istikametinde ise vatandaşların ikamet ettikleri üçer ve dörder katlı binalar bulunduğunu belirtti. Arif Dallı'ya isabet eden mermi çekirdeğinin kuvvetle muhtemel söz konusu adresin batı kısmından geldiğinin değerlendirildiği bilgisine dilekçesinde yer veren Koşar, olay mahallinin doğu kısmında bulunan Adliye Lojmanları ve kuzey yönündeki Ege Üniversitesi Kampüsü'nün hiç incelenmediğini, sadece olay yerinin batı kısmında bulunan binaların araştırıldığının o dönem polis tutanaklarına geçtiğini vurguladı.

"TEK DUAM OĞLUMUN KATİLİNİN BULUNMASI"

Arif'in babası Şeraffin Dallı (45) ise oğlunun öldürüldüğü olay ile ilgili hiçbir gelişmenin olmadığını, katilinin bulunamadığını söyledi. Dallı, "Bugüne kadar hiçbir gelişme olmadı. Artık bizimle ilgilenen de yok. Normal bir insan gibi yaşamıyoruz. Eşimin psikolojisi bozuldu. Sabah akşam mezara gidiyor. Allah bize sabır versin. Allah kimseye bu acıyı yaşatmasın" dedi. Hem acıları ile baş başa kaldıklarını hem de kendileri ile ilgilenen kimsenin olmadığını öne süren Dallı, oğlu vurulduktan sonra İzmir Emniyet Müdürlüğü'nü mesken tuttuğunu ama dosyada gelişme olmayınca artık gitmeyi de bıraktığını söyledi. Tüm bu gelişmelerin kendilerini çok üzdüğünü söyleyen Şerafettin Dallı, "Allah evlat acısını kimseye vermesin. Kafamı yastığa koyuyorum, oğlum aklımda. İşe giderken hayalimde hep o var. Günde 5 vakit namaz kılıyorum, tek duam oğlumun katilinin bulunması" diye konuştu.

DUYGULANDIRAN İSTEK

Çocuklarının da Arif'i çok özlediğini anlatan baba Dallı, oğlu öldükten sonra doğan ve ağabeyinin adını alan Yusuf Arif'in, hiç görmediği ağabeyinin mezarına gitmek istediğini söyledi. Dallı, "Hiç ağabeyini görmediği halde, 'Baba ağabeyim cennette su istiyor, mezarına gidelim, ona su götürelim' diyor. Hiç görmediği halde özlediğini söylüyor. Fotoğrafına bakıp, bazen onunla konuşuyor" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dan da yardım isteyen Şerafettin Dallı, "Cumhurbaşkanımız herkese elini uzatıyor, bize de elini uzatsın. Rica ediyorum, bizimle ilgilensinler. Arif'in katilini bulmak için özel ekip kurulduğu söylendi. Herkesin katili bulundu, benim oğlumun katili bulunmadı. İlk zaman katilin bulunamamasını 'mermi çekirdeği yok' diye açıkladılar. Çocuk öldükten sonra çekirdeği de aldılar. Çekirdek de ellerinde ama yine de bulunmadı" dedi.

DHA

Editör: Haber Merkezi