Artık “Kültürpark” değil “ekolojik yaşam alanı” olduğunu bilelim!

Kültür, doğada olmayan ama doğaya insanların kattığı şeylerdir. Kültürpark da işte bu insan katkısı ürünlerden birisidir. Doğal değildir ve İzmir Yangını sonrası yangın alanının düzenlenmesi sırasında düşünülmüştür. Moskova’daki Gorki Parkı’ndan esinlenerek Halk Üniversitesi olarak yaşaması tasarlanmıştır.

Ancak, günün siyasal ve ekonomik koşulları nedeniyle uluslararası ticari ilişkilerin geliştirilmesi amacıyla “fuar alanı” olarak da kullanılmıştır. Otuz gün olarak gerçekleştirilen ilk uluslararası fuarlar, değişen ve hızlanan dünya koşullarında on güne, üç güne düşürülmüşlerdir. Gelişen teknolojinin etkisiyle de ihtisas fuarlarına da dönüşmüştürler. Bu değişim ve dönüşüm sonucunda kendine yeni alan bulunmak zorunda kalınmış ve Gaziemir Serbest Bölge yakınlarında da bulunmuştur. Dijital teknolojideki durmak bilmez ve asla da durmayacak gelişim, fuarların klasik yöntemlerle yapılmasını yaşamdan elemek üzeredir.

Peki Kültürpark bu olanlardan sonra nasıl şekillendirilecek ve kullanılacaktır?

Kültürpark’ın mülkiyeti, İzmir halkı adına İzmir Büyükşehir Belediyesi’ndedir. Yani Kültürpark, İzmir halkının malıdır. Öncelikle bu bilinmelidir! Sonrasında bilinmesi gereken de burası ‘fuar alanı’ değildir. Geçici olarak ‘fuar alanı’ olarak da kullanılmıştır. Fuarlar artık kendileri için oldukça uygun bir yerdedirler: Havaalanı, çevre yolu, kentsel ulaşım olanakları, alan büyüklüğü, Serbest Bölge komşuluğu istenildiği gibidir.

Kültürpark bundan sonra tamamen fuarsız olacaktır!

Peki neden gündemdedir Kültürpark?

Çünkü İzmir’in kalbindeki bu ekolojik vaha inanılmaz ve tahmin edilemez bir rant kaynağıdır yoz sermaye için. Kültürpark, yalnız Kültürpark değildir onlar için! Basmane, Mezarlıkbaşı, Agora, Kadifekale, eski Bitpazarı, Kemeraltı ile birlikte düşünülmektedirler. TARKEM A.Ş. denilen şirket boşuna tarihsel Kemeraltı’na yatırım yapmamaktadır. Şirketin Yönetim Kurulu Başkanı da şehrimizin emin kişisi olarak seçtiğimiz İzmir Büyükşehir Belediye Başkanıdır!

Kültürpark’ta da bu politikacı tek iradedir. Halkı toplar, görüşlerini alır ve gayet şeffaf olarak da sermaye temsilcisi odaların amaçları doğrultusunda politikalar üretir. Halk neden toplanmıştır, görüşleri neden alınmıştır diye sorarsanız, demokrat görünmek, halkçı geçinmek, halkın gazını almak, karşıtları sindirmek için. “Halkımız böyle istedi!” aldatmacasına altyapı hazırlamak içindir bu çabaları.

Peki başarabilecek mi? Elbette hayır! İzmirliler değil tüm Egeliler var Kültürpark’ın yaşam savaşında.

O Kültürpark ki, “ekolojik park” olmayı doksan yılda başarabilmiş bir parktır! Bunca hor kullanmaya, ihanete, peşkeş çekilmesine rağmen doğal yaşamını üretmiş ve “kültür”ünden kurtulmuştur. Evet, artık bir ekolojik parkımız vardır. Bunun farkına varmalıyız!

Sermayenin kendini çoğaltacağı, büyüteceği birçok alan vardır. Ancak, İzmir’in başka bir “ekolojik park”ı yoktur! Sermaye, betona boğmuştur tüm kenti. Kordon’un beton seddi ile tarihselliğinin ve kültürünün her anlamda yok edilmişliğine yanıyoruz. Bunu gerçekleştiren Belediye Başkanı Osman Kibar bile çok içten pişmanlığını dile getirmiştir.

Kültürpark’ı yok etmek, çeşitli koçboynuzları kullanarak yıkmak Tunç Soyer’e nasip olmasın. Son pişmanlığı fayda etmez çünkü. Yol yakın! İzmir’e Kültürpark’ın artık “ekolojik park” olduğunu duyurmak zamanıdır. Diğer tüm işler, yerleşmeler başka yerlerde yapılabilir. Ama bir başka Kültür-Ekolojik park mümkün değildir!