Cumartesi gazetesini almış, yanına da bir kupa kahve koymuş bir okura nasıl bir köşe yazısı yazsam da aklını gündem dışında tutsam diye düşündüm bir an. Biraz gündem dışına çıkmakta bir mahsur görmüyorum bu akşam.

****

Ben hep tarihe meraklıydım. Ortaokuldayken izlediğim bir belgeselde yanardağ patlaması sonrası küllerin altında kalan Pompei şehrini gördüğümde nutkum tutulmuştu. Hah dedim ‘ben arkeolog olucam’ (Olamadı) Ama uzun yıllar arkeoloji sevdasıyla antik kentler, müzeler gezdim. 11-12 yaşlarındayken rahmetli dayımın Ahmetbeyli’deki yazlığının yakınındaki Claros Antik Kenti’ni fark edince kazı ekibini, köyün içindeki kazı evini gözetlemiştim. Evet gözetledim çünkü daha çocuğum ve ilk kez bir sürü arkeoloğu bir arada görüyorum. Önce bir alan tahlili yapıp, kazı ekibi bahçede çay içerken aralarına dalıvermiştim. Dedim ben arkeolog olmak istiyorum ne yapmam lazım. Sonradan kazı başkanı olduğunu öğrendiğim Prof. Dr. Nurhan Şahin bana biirr biirrr bu işin uzun yıllar eğitimle mümkün olduğunu, yüksek lisansı doktorası olduğunu söylemişti. (Sonradan Nurhan hocanın karşısına çıkıp ‘hocam ben sanat tarihi okudum, kazılara hazırım’ dedim tabi)

Ortaokul zamanında kalbimi küt küt attıran eski uygarlıklara olan heyecanım hala sürüyor. Hala müze gezince içim kıpır kıpır, hele Bergama’ya, Selçuk’a, Efes’e gidince taşı toprağı öpesim gelir.

İzmir’de Selçuk ve Bergama çok süper ilçeler. Şehre de yakınlığı dolayısıyla bir hafta sonunu kapatabilirsiniz gezmek için.

Bir zamanların Dünya Harikaları arasında sayılan Efesli güçlü tanrıça Artemis’in tapınağı örneğin. Vakti zamanında anıtsal boyutları ve tüm ihtişamıyla dünyanın en iyi örneklerinden biriydi. Google’da Artemis Tapınağı diye aratırsanız can acıtan bir şey çıkar karşınıza. Böyle uzun ince üst üste konmuş taşları görürsünüz tapınağın yerinde. Artemis Tapınağı ne yazık ki, her dönem sırtlanların avına saldırdığı gibi saldırıya uğramış bir yapı. Zira tapınağın kesme taşlarını önce Hırıstiyanlar Aziz Yuhanna Kilisesi yapımında; Müslümanlar ise sonra İsa Bey Camii yapımında kullanmış. Geriye de şimdi Google’da aratınca göreceğiniz üst üste konularak oluşturulmuş bir sütun kalmış. İlk gördüğümde canım çok yanmıştı. Sonraki görüşlerimde alıştım mı bilmem.

Efesli Artemis bin yıllık bir tarihin tanrıçasıdır. Anadolulu Ana Tanrıça’dır ve erkek kardeşi Apollon gibi oku vardır. Hatta ansızın ölen erkekler için Apollo’nun, kadınlar içinse Artemis’in oklarıyla öldü denilir ve bu ölüm ‘tatlı ölüm’ olarak nitelendirilir. Çocuk doğururken ölen kadınların ölümü de O’ndan gelmedir. Doğumla doğrudan ilişkili tanrıça Artemis’tir ve Hera Artemis’e ‘sen kadınlar için bir aslansın’ der.  Hemşehrimiz Homeros, O’nu ‘ok taşıyan, ok saçan, okçu tanrıça’ olarak yazar. Etrafında hayvanlar vardır; gövdesi çok memelidir (bereketi simgeler) ve başının üstünde üç tapınak taşır (yöneticiliğini simgeler).

Doğumuyla ilgili Apollan’a bahsedilen bir parça vardır. Övgü düzülen metinde şöyle denir;

Selam sana ey ulu Leto,

Bu parlak çocukların anası, mutlu ana,

Sensin kral Apollon’u, okçu Artemis’i

Doğuran

Kayalı Delos’ta doğurduydun oğlunu,

Vermiştin sırtını koca dağa, Kynthos’un

Sarp eteklerine,

Kızını Ortygie’de doğurduydun,

İnopos akıntılarının orada, bir Fenike ağacının dibinde.

Halikarnas Balıkçısı’na göre Artemis’in doğduğu yer Kenkreios denilen bir suyun kenarı. Burası da Kırkınca köyünün suyu oluyor yani Şirince’nin.

Anadolu’nun biricik okçu tanrıçası Şirinceli’dir.

Şirince demişken…

Üç nokta koymak istemezdim ama koydum. Canım sıkıldı. Zira 29 Ekim akşamı Şirince’de o eğlenceli Cumhuriyet kutlamalarına gölge düşürülmeye çalışıldı. Adamın biri, Selçuk Belediye Başkanı Filiz Ceritoğlu Sengel’e saldırdı. Filiz hanım Selçuk’un ilk kadın başkanı. Kendisiyle tanıştık ve çok sevdik. Benim sevme nedenlerimden biri Selçuk’un Efes’in tarihsel mirasına içtenlikle sahip çıktığını görmem oldu.

Çok sevdiğim bilim kurgu yazarı Ursula K. Le Guin şöyle der bir söyleşisinde; “Doğduğunuz yerde, büyüdüğünüz yerde hala bir gizem vardır. Yeni bir dünya yaratmak üzere eskisinden başlamak zorundasınız.” Filiz hanım kendi coğrafyasının mirasına sahip çıkan bir kadın. O’na yapılan saldırı ile gördük ki kadınlar etrafında duvar ördü. Efes’in kadınları güçlü. Belki de mirasını geçmişten alıyorlar. Sanmıyorum ki Filiz hanımın yoluna taş koyabilecekler. Son söz olarak diyorum ki; kesseler acımaz

Artemis’in ruhuyla yola devam.