Gaziemir Belediye Başkanı Halil Arda, Gaziemir’in Aktepe-Emrez bölgesindeki “İzmir’in Çernobili kamulaştırılsın...” demiş. Başkan daha neler dememiş ki? “Burası İzmir’in Çernobili. Dışarıdan bir madde getiriyorlar. Bu madde Türkiye’de bulunmuyor. Bu madde eski kurşun fabrikasının bahçesinde 2007 yılında bulundu. O yıldan beri de çözüm üretilmiyor. Belki onu getiren fabrika sahibi bile o zamanlar farkında değildir... Nükleer atık probleminden dolayı bölgede yaşayan insanların sağlığı tehdit altındadır. Bizim isteğimiz burasının kamulaştırılarak temizlenmesi ve nükleer temalı bir parka dönüştürülmesi. En azından çevrede yaşayan, yıllardır bu problemle boğuşan insanlarımıza ödül gibi olsun istiyoruz. Ama tabii ki karşılık bulamıyoruz.”

Başkan, gayret gösteriyor, girişimlerde bulunuyor. İzmir Büyükşehir Belediye Meclisi’nde de dile getiriyor sorunu. İzmir Valisi’ni ziyarete gittiğinde de buranın temizlenmesi gerektiğini söylüyor. “Gelin bu cenazeyi hep beraber kaldıralım” diyor.

Bir belediye başkanı yetki alanındaki soruna ancak bu kadar uzak bu kadar yabancı olur. Çözüm ancak bu kadar karmaşık ve suçlular çıkarına önerilebilir! Açıklayayım:

İzmir’in Çernobil’i derken, o araziye gizlice gömülen maddenin radyoaktif bir madde olduğunu bildiğini belli ediyor. Ancak, “...Dışardan bir madde getiriyorlar. Bu madde Türkiye’de bulunmuyor...” diyerek, nükleer bulaşığı radyoaktif Europium 152-154’ü açık seçik söylemiyor. “...bir madde...” diyerek geçiştirilemez bu madde, ne olduğu çok çok önemlidir. Radyoaktiftir, kanserojen ışımalar yayar yıllarca. Bu açık seçik söylenmeli ve kamuoyu tehlikenin büyüklüğü ile orantılı olarak uyarılmalıdır.

“...Bu madde Türkiye’ de bulunmuyor...” demek yerine sormalıydı Gaziemir Belediye Başkanı:

Bu nükleer bulaşık ülkeye nereden sokuldu? Kaynak ülke hangisidir? Kimler getirdi bu radyoaktif atığı ülkemize ve İzmir Gaziemir’e? Yedi yıl süresince bu atık bilindiği halde neden saklandı? Türkiye Atom Enerjisi Kurumu, Çevre Bakanlığı, İzmir Valiliği, İzmir Çevre İl Müdürlüğü bu süreçte ne yaptılar? Hangi siyasetçi vardır bu işin arkasında? Çok güçlü ve irade sahibi siyasetçi olmadan bu iş gerçekleşebilir miydi? Kim bu siyasetçi veya siyasetçiler? Kim veya kimler soktular ülkeye bu radyoaktif atığı? İstihbarat örgütlerimizin bu soruların yanıtını bilmiyor olması düşünülebilir mi?

Başkan’ın suçluları aklayan ve onların çıkarına bir tutum içinde olduğunu düşünmüyorum. Siyasal bilinç yetersizliği ve işbilmezliktir bu tutumu; yaşama, topluma yabancılık...

Fabrikasının arazisine radyoaktif gömülecek de patronların haberi olmayacak! Bu kadar önemli bir iş patronlardan habersiz yapılabilir mi? Patronlar bu kadar ağır hakareti hak etmemişlerdir. Onlar, işlerini hep büyütebilmişlerdir. İyi ve uyanık patronlar olmasalardı sermayelerini, işlerini nasıl büyütebilirlerdi? Nasıl Torbalı civarında yeni fabrika sahibi olabilirler de işlerini oraya taşıyabilirlerdi?

Evet, taşındılar ve radyoaktif atıklarını gömdükleri arazilerinde olduğu gibi bıraktılar. Gaziemir’in Belediye Başkanı ne diyor? “Bizim isteğimiz burasının kamulaştırılarak temizlenmesi ve nükleer temalı bir parka dönüştürülmesi...” Alın size bir acemilik bir iş bilmezlik daha! Neden kamulaştırılsın ki? TOKİ satın alsın, nükleer bulaşığı radyoaktifleri arazisine gömen fabrika sahiplerinin cebine on milyonlarca lira daha girsin diye mi? Üzerine yapılacak konutlarda yaşayacakları da kansere mahkûm etmek için mi? Başkan bir de halk sağlığından söz etmez mi?

Başkan bu görüş ve düşüncelerini gözden geçirmeli ve uzmanlara danışmalıdır. TMMOB, Baro, Tabipler Odası kamu kurumu niteliğinde Anayasal kurumlardır, bunlardan görüş almalıdır.

O zaman Başkan öğrenecek ki, nükleer bulaşığı radyoaktif atık gömülmüş alanı temizlemek çok ciddi ve olabildiğince güç bir iştir. Hani öyle “... elini taşın altına sokarak...” temizleyebileceği kadar kolayca değildir...

Mülkiyet kamu zararına kullanılamaz! Burada bilerek ve isteyerek, örgütlü olarak kamu zararına ve ulusal güvenliğe karşı kullanılmıştır. Bu nedenle araziye el konulmalıdır. Radyoaktiviteden arındırılması bedeli de arazi sahiplerinden mutlaka alınmalıdır. Sonra Başkan isterse “İbretlik Park” adıyla nükleer karşıtı eğitimler için de kullanılacak alan haline getirebilir.