Yaşamınızın hangi anını dondurmak isterdiniz? Sevgilinizin kollarındayken ki anı mı? Çocuğunuzun size sımsıkı sarıldığı anı mı? Yoksa arkadaşlarınızla iken eğlendiğiniz bir anı mı?

Fosiller; her canlının bir fosili olmaz biliyorsunuz. Biz toprakta iken bizi çürüten ayrıştırıcı bakteriler için, yaşamımız sonlandığında ve sonrasında, uygun ortamlardaysak ancak o zaman ayrışır gideriz ve toprağa karışırız. Ama bu çürükçül bakteriler için uygun olmayan bir yer de, mesela aşırı sıcak, basınçlı veya tuzlu bir ortamda, yaşamımız son bulduysa işte o zaman bir fosil olarak Dünya’da varlığımız devam eder.

Nesli 4bin yıl önce tükenmiş olan mamut, filin, Bahadır’ın atası. Bundan 5 yıl önce 2013 yılının Mayıs ayında Sibirya buzullarında çok iyi korunmuş bir yünlü mamut fosili bulundu. İşte yaşamın somut olarak donduğu an. Sibirya buzullarında bir mamut. O an ne yapıyordu acaba? Büyük ihtimalle yalnızdı çünkü fosili tek bulundu. Ya öyle başıboş dolanıyordu, ya da göç sorasında sürüden ayrılmış ve kaybolmuştu. Sürüden ayrılmasının nedeni ne olabilir? Uyumsuzluk mu? Bir başkaldırı mı? Yoksa sadece uçan güzel bir böceğin peşine takılması mı?

Bu yalnız mamut bulunduğunda bilim çevresinden bazıları bu mamutu kopyala bileceklerini düşünerek çok sevindi. Çünkü ilk defa bir mamut fosilinde kullanılabilir DNA tespit etmişlerdi. Kaval kemik iliğinde buldukları hücrenin DNA’sı.Bu DNAnın genom haritasını çıkarıp, onu kopyalayıp oluşturdukları zigot benzeri hücresi bir dişi filin rahmine yerleştireceklerdi. Oldu mu? Olmadı. Planda hata yoktu lakin bu mamut, hani Bahadır’ın atası olan mamut, aynı Bahadır gibi yalnızdı, tekti. Eşi yoktu, arkadaşı yoktu. Sırf insanoğlunun merakını gidermek için bu yalnızlığı kopyalayıp çoğaltmak anlamsızdı ve etik değildi. Vazgeçildi.

Keşke Bahadır ve diğerleri içinde aynı hassasiyet gösterilebilseydi.

Mamut yaşamının hangi anında dondu? O an ne hissediyordu? En mutlu anı mıydı? Yoksa en tedirgin, en çaresiz an mı?

Şimdi sıra benim bir aydır dondurmuş olduğum anıma geldi. Nomads grubunun bir etkinliği olan Karaburun Dolungaz’daki çadır kampında dondurdum ben anımı zevkine öyle bir vardım ki o hafta sonunun, bir aydır tadını çıkarıyorum. Çok yazmak istedim çadır kampımızı ama sanki yazıya döksem, benden uçup gidecekmiş gibi geldi. Yazamadım.

Benim Karaburun’la tanışmamın hemen ertesinde, denk geldim Nomads’a. O gün benim için kampın tek çekiciliği Karaburun’da gerçekleşecek olmasıydı. Kamp boyunca var olan o birliktelik, o paylaşım tam da Börklüce’nin Karaburun’una has idi. Dünya’nın en güzel yerinde Dünya’nın en güzel insanlarıylaydım. Nefes aldım.

Nomads ile kamplara devam yine aynı zihniyetle “ Yar yanağından gayrı paylaşmak için her şeyi”

Bu arada Nomads “göçebeler” demek. Dün akşam yürüyüşteyken göç eden ördek sürüsü ile karşılaştım, çok güzeldi. Gelen ördek seslerini ben yeryüzünde ararken bir çocuğun gökyüzüne bakışı fark etmemi sağladı ördek nomadlarını.

Mamut o an göğe bakıyordu, sonsuzluğa, özgürlüğe binlerce yıl sonrasına da bu anı ölümsüzleştirdi.

Uç Jonathan uç hiç vazgeçme uç.