“ALTILI MASA”; DEVA Partisi Genel Başkanı Ali Babacan’ın ev sahipliğinde yaptığı ve 8 saat süren toplantıda, 28 Kasım’da açıklanacak 28 maddeden oluşacak Anayasa değişikliği teklifi üzerinde “uzlaşma” sağlandı.

Anayasa değişikliği teklifinde güçlendirilmiş parlamenter sisteme geçilecek ve Cumhurbaşkanı “tarafsız, bağımsız, sembolik” görev yapacak.

Görünen o ki; Anayasa değişikliği teklifi heyecan yaratacak, toplumu dalgalandıracak ve seçmenin “oy” kullanma davranışını, tercihini değiştirecek bir özellik taşımaktan uzak.

Bu arada; Cumhurbaşkanlığı hükümet sisteminde yönetim gücünü elinde tutan, aynı zamanda yasama ve yargıyı da kontrol edebiliyor.

Altılı Masa”, ülkemizde yaşanan ekonomik problemlerin, işsizliğin, yoksulluğun, hayat pahalılığının, gelir dağılımı adaletsizliğinin, özgürlük ve demokrasi eksikliğinin nedenini Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne bağlıyor.

Ancak; vatandaşın bugünkü nabzı ve araştırmaların ortaya koyduğu oy dağılımı tablosu, seçimlerin “Altılı Masa”nın Anayasayı değiştirebilecek bir sonucu doğurmayacağını gösteriyor.

Bunun yanında, “Altılı Masa”; zaman zaman da “uyumsuzluk, kararsızlık ve umutsuzluk” görüntüsü veriyor.

Bugünkü tabloda; “Altılı Masa”nın seçimi kazanacağına ilişkin bir algı yaratamadığı görülüyor.

Öte yandan; “Altılı Masa”nın işsizliği, yoksulluğu, hayat pahalılığını, gelir dağılımı adaletsizliğini, özgürlük ve demokrasi eksikliğini nasıl ortadan kaldıracağına ilişkin somut, elle tutulur, ikna edici bir projesi de henüz açıklanabilmiş değil.

HALKIN “DERDİ” SEÇİM DEĞİL, “GEÇİM”

Oysa; halk beslenme ve barınma mücadelesi veriyor.

Çiftçi toprağından uzaklaşıyor.

Tarımda Üretici Fiyat Endeksi geçen yıl ekim ayında yüzde 23.1 oranında artmışken bu yıl ekimde yüzde 163.3 arttı.

Mazot, ilaç, elektrik, gübre fiyatları arttıkça tarımsal üretimde maliyetler de artıyor.

Artan maliyet, soframıza ekmeğin, etin, sütün fiyatının yükselmesi olarak yansıyor.

Unutmayalım ki; ekmeğe, ete, süte erişimin zorlaştığı bir ortamda, vatandaş açısından diğer hususlar detaydır.

Ayrıca; Merkez Bankası konut fiyatlarının yıllık bazda yüzde 189 oranında arttığını açıkladı.

TUİK; konut satışlarında sert düşüşün sürdüğünü ve ekimde yüzde 25.3 azaldığını saptadı. Merkez Bankası’na göre ülke düzeyinde ortalama metrekare konut fiyatı 15 bin 863 TL, İzmir’de ise m2 konut fiyatı 18 bin 761 TL oldu.

Bu tablo; vatandaşın beslenme ve barınma problemi yaşadığını gösteriyor.

Böylesine bir ortamda; “Altılı Masa”nın genişlememesi, “ortak aday” konusunun masanın gündeminde olmaması, Anayasa değişiklik önerisinin 28 Kasım’da açıklanması; “GEÇİM DERDİ”nde olan halkı ne kadar ilgilendirir, oy verme davranışını ne ölçüde etkiler? siz söyleyin.

Geldiğimiz noktada; umudu yeşertmeden, kitleleri dalgalandıracak bir rüzgar estirmeden, insanları ikna edecek “çözüm reçetesi”ni topluma sunmadan siyasi kompozisyonun bugünkünden farklı bir tablo oluşturması, olası gözükmüyor.

Halk; huzur, güven ve umut verecek, dertlere deva olacak bir iklimin oluşmasını bekliyor.

Sonuç olarak: “ALTILI MASA” umudu yeşertmeden, kitleleri dalgalandıracak bir rüzgar estirmeden, halkı ikna edecek bir “çözüm reçetesi”ni topluma sunmadan, seçim kazanabilir mi? Siz söyleyin.