“Aliağa Emek ve Barış Şenlikleri” 23-24 Ekim 2021 cumartesi ve pazar günlerinde gerçekleştirilecek.

Tam bir ‘şenlik’ olacak bu etkinliğin açılış konuşmasını İzmir Büyükşehir Belediyesi Başkanı yapacak.

Sonrasında “Demokrasi, Barış Kültürü, Hayat Ve Sanat Söyleşisi” var. Bakalım metronun İzmirspor durağında Ağrı’dan gelen yobazca parçalanan heykeli yerine yıllardır koyamayan kentin Belediye Başkanı sanat için ne diyecek?

“Livaneli Şarkılarıyla Memleket Yolculuğu” yapılarak devam edilecek şenliğe. Aliağa’ ya yeni bir siyasal yapı kazandırılmak üzere getirilen işçilerin memleketlerine uğranacak mı dersiniz? Demir çeliklerde, gemi sökümlerde sağlıkları, ömürleri tüketilen emekçilerin şarkılarını dinleyebilecek miyiz?

Elbette sayın Zülfü Livaneli gurur duyduğumuz büyük bir besteci ve yazardır. Gerek müziklerinin gerekse romanlarının değerlerinin, önemlerinin farkındayız. Ancak, yeri ve zamanı mı şimdi? Sanatçımıza da haksızlık değil midir bu? Aliağa’nın konuşulması, tartışılması gereken bunca sorunu varken ve bu sorunlar Türkiye siyasetiyle, ekonomisiyle, ekolojisiyle iç içe geçmişken Zülfü Livaneli’nin adına, saygınlığına sığınarak halkı yatıştırmak, gevşetmek...

“Emek Ve Edebiyat” başlığındaki konuşmalar da iyi gelmiş ‘şenlik’ hazırlayıcılarına. Demir çeliklerde, petrokimya ve rafineri fabrikalarındaki emekçiler ve dostlarının yaşantıları üzerine konuşulduğu gibi gemi sökümdeki emekçilerin nasıl iş cinayetlerine kurban edildiklerinin de edebi anlatımları dile getirilir herhalde. Mezotelyomadan, silikozisten edebi şekillerde söz edilir umarım. Havanın Aliağa’da “kurşundan bile ağır” olduğu şiirselleştirilirse bir de!..

Panelde de “Ekonomik Krizin İşçi Ve Emekçiler Üzerindeki Etkileri” gibi çok önemli başlık altında değerli konuşmacılar sunularını yapacaklar.

Peki, Aliağa’da siz şenlik düzenleseydiniz nasıl bir şenlik yapardınız?

Yoksa Aliağa’nın şenlikli ‘havası’ mı kaldı deyip başkaca konular altında başka formatta toplantılar mı düzenlerdiniz?

Örneğin: Aliağa’da hava kirliliği neden gerçekten ölçülmüyor? Neden bazı parametreler hiç yok ölçümlerde? Hava ölçüm istasyonları yeterli midir? Aliağa gibi emekçilerin yoğun olduğu işçi, emekçi bölgesinde nasıl oldu da belediye başkanlığı işçi, emekçi karşıtı bir partinin iktidarına geçirildi?

Aliağa’nın ekolojik sorunları nelerdir? Demir çelik fabrikalarının elektrikli ark ocağı tozları ne oluyor? Cüruflarından oluşan dağların sıra dağlar olması mı arzulanıyor?

Gemi söküm sahası, İBB Meclis Salonunda yapılan YG’! toplantısında Sahil Güvenlik helikopterindeki muhabbette dillendirildiği gibi kaçakçılık için kullanılıyor mu? Mafya Babası eroinlerin sökülecek gemilerdeki zulalardan sokulduğunu iddia ediyor; bu doğru mudur değil midir? Acaba Gaziemir’deki Eu 152 – Eu 154 radyoaktivite saçan nükleer reaktörlerde kullanılan çubuklar gemi söküm tesislerinden girmiş olabilir mi? Devlet neden bunun kaynak ülkesini ve ülkemize nereden girdiğini, suçluların kimler olduğunu açıklamıyor? Bırakın açıklamayı, bilindiği halde neden kamuoyundan yedi yıl saklanıyor?

Ben en iyisi uzatmayayım da siz sorularınızı sorun. Ama İBB Başkanına da sorularınız olsun lütfen. Aliağa'nın ülkeden etkilenen, ülkeyi etkileyen bunca sorunu varken!