Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, 03.08.2019 tarihinde Uşak Valiliği’ni ziyaretinde tüm projelerinde çevre ve doğayı koruyarak hareket edeceklerini, bu çerçevenin dışına çıkılmasına müsaade etmeyeceklerini üstüne basa basa ifade ederek, "Önceliğimiz her zaman tarihi, doğal güzellikleri koruyarak gelecek nesillere aktarmak olacaktır” demişti.

Müthiş yerinde bir açıklamaydı…

Ama gelin görün ki, Bakan Kurum’un bu sözleri çabuk unutulmuş olacak ki, İzmir’in kuzeyindeki iki ilçede yakında bunların tam tersi faaliyetler olacak.

Hem de yine bu bakanlık onayı ile…

Yani sayın Kurum’un onayı ile…

Neler mi?

Anlatayım…

Aliağa her ne kadar bir sanayi şehri de olsa çevresinde çeşitli uygarlıklara beşiklik yapmış antik kentleriyle de ünlü…

Bunlardan biri de Kyme’dir. Antik Çağ'da Aiolis denilen bölgedeki Aiol kentlerinden biridir.

Bölgenin yeraltı hala gün yüzüne çıkarılmayı bekleyen tarihi kalıntılarla dolu…

Nemrut Körfezi’nde yer alan fabrikaların, limanların baskısı altında kalan Kyme Antik Kenti’nin sınırları içerisine şimdi yeni bir tesis daha geliyor.

Ege Bölgesi’nin önde gelen sanayi kuruluşları arasında yer alan Habaş Sınai ve Tıbbi Gazlar İstihsal Endüstrisi’nin Aliağa’da yapmak istediği yeni tesisle ilgili Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı kararını verdi.

Bakanlık, Bozköy Mahallesi’nde şirkete ait 79, 80, 1392, 1478, 1532, 1534, 1390 ve 1394 numaralı parsellerde inşa edilmek istenen soğuk haddehane tesisi için ‘ÇED gerekli değildir’ dedi.

90 milyon TL bütçe ayrılan tesisin üretim kapasitesi yıllık bir milyon 650 bin ton olacak. Proje 1 adet ana ünite ve 5 adet yardımcı üniteden oluşacak.

Peki bu parseller nerede?

Tam antik şehrin dibinde!

Söz konusu parseller , Kyme- Bozhöyük 1’inci ve 3’üncü derece arkeolojik sit alanı koruma amaçlı uygulama imar planı içerisinde kalmakta olup 3’üncü derece arkeolojik SİT alanı özelliğine sahip!

Bakanlık, şirketin yine Kyme Antik Kenti arkeolojik SİT sınırları içerisinde kalan bir başka projesini veto ederken, bu projesine her nedense onay veriyor.

Akıl alacak gibi değil!

Antik kentin dibinde, SİT alanı içinde, soğuk haddehane tesisi inşaa edilecek.

Bitmedi…

Aynı bakanlık bu kez, kuzeyin bir başka ilçesi Bergama’da tarım alanına GES ve RES kurulmasına izin vermeye hazırlanıyor.

Turkcell eski Ceo’su, MV Holding Yönetim Kurulu Başkan Vekili, Dost Enerji Yönetim Kurulu Başkanı ve Portmobil Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Muzaffer Akpınar’ın sahibi olduğu İnnores Elektrik Üretim A.Ş. Bergama’da RES ve GES kurmak için bakanlığa başvurdu.

İlçe sınırları içerisindeki İmailli Mahallesi’nde elektrik üretimi yapma kararı alan firmanın, toplam büyüklüğü 112 bin 401,7 metrekare olan arazisi “Çayır ve mera” nitelikli alan…

İstenirse tarım da yapılır.

Şimdi sıkı durun…

Firma, ilgili parsellerde GES yapılması için İzmir İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’ne başvurarak “Tarım dışı kullanım izni” istedi.

Sizce sonuç ne geldi dersiniz?

Talebi inceleyen Müdürlük, 24 Şubat 2022 tarihli yazısında “5403 sayılı "Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanunu"nun 13. maddesinin 2. fıkrasına göre 11,2401 hektar kuru marjinal tarım arazisinin, İnnores Elektrik Üretim A.Ş’ye elektrik üretmek amaçlı GES kurması için tarım dışı amaçla kullanılmasına uygun görüldüğü” raporunu verdi.

Gördünüz değil mi?

Antik kent içindeki SİT alanına fabrika, mera-çayır statüsündeki tarım arazisine de GES kurulacak.

Kimin onayı ile?

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın izni ile…

Elbette sanayiye, fabrikalara, santralle karşı değilim ama antik kentin dibine, tarım arazisinin içine de bunlar yapılmaz ki be kardeşim!

O kadar çorak ve gereksiz yer varken üstelik…

Bile bile bunları yapıyor olmanın altında bir şeyler olması lazım.

Antik kentin dibindeki SİT alanına “ÇED gerekli değildir” raporu ile tarım arazine “Tarım dışı kullanılabilir” raporları nasıl ve neye göre veriliyor çok merak ediyorum doğrusu…

O SİT alanı kazılırken, kepçeye takılacak ya da parçalanacak o güzelim tarihi kalıntılara nasıl kayıtsız kalınacak onu da çok merak ediyorum.

Sanıyorum ki Sayın Kurum Uşak’ta söylediği “Önceliğimiz her zaman tarihi ve doğal güzellikleri korumak olacaktır” sözlerini çabuk unutmuş.

O zaman bizde, rahmetli Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in o meşhur sözü ile kapatalım…

Dün dündür, bugün bugündür!