Başlangıcından bu yana izleyenleriniz vardır. 12 Eylül yıkımının ardından Dikili’de başlayan “şenlik” tadındaki etkinlikler İzmir’imizin bu emek, işçi yoğun kentine de taşınmıştı. Yıllarca bir cenderede işkenceyle, baskıya, ölümlerle yüzleşen toplum, nihayet özgürlükçü bir ortamı da sağlamıştı işte; “şenlikler” özgürlük günlerinin de habercisiydi…

1989 yılında dönemin genç, dinamik, özgürlükçü başkanı Hakkı Ülkü tarafından kurulan ve 2013 yılına kadar gerçekleştirilen şenliklerin yirmi üçüncü son etkinliği de aynı yıl yapılabildi.

2014 seçimlerini kazanan ve 2019’da yeniden başkan seçilen MHP’li Serkan Acar tarafından kesintiye uğratılan “Emek ve Barış Şenlikleri”nin yirmi dördüncüsü, İzmir Büyük Şehir Belediye Başkanı Tunç Soyer himayesinde 20-21 Eylül günlerinde gerçekleşti.

Kuşkusuz alkışlanacak bir durum.

İzmir Büyük Şehir Belediyesi’nin bu ve benzeri etkinlikleri sahiplenmesi hayati önemdedir. Yanlış hatırlamıyorsam, Bergama ve Kınık’ta da CHP’li belediyeler tarafından başlatılan ama seçimlerin kaybedilmesiyle geleceği belirsizleşin etkinlikler var; bu etkinlikler mevcut belediyeler tarafından yapılmazsa (ki umalım yapılsın) kıymetli Tunç Soyer’e yine görev düşecek gibi çünkü o, emekçinin, sanatın, sanatçının halinden anlar.

Emin olun; gelenekselleşmiş kültürel miraslarına sahip çıkmayan toplumlar bir adım ileri gidemezler. Kültürel olan içinde hele ki “Emek ve Barış” gibi kutsiyeti yüksek kavramlarla ifade edilenleri varsa!

Belediyelerin devraldıkları bu tip kültürel mirasları, ideolojik duruşlarına göre biçimlendirerek yapması doğaldır elbette, bundan önceki AKP’li başkanın seçimleri kazandığı beş yılda yaptığı gibi… Çünkü var olan bir etkinliği sahiplenmek ve farklı anlayışlara taşımak da yine belediye başkanlarının bileceği iştir, ama tümden yok etmek en hafif deyimle büyük öngörüsüzlüktür ve hiçbir başkanın buna hakkı yoktur. Çünkü yerel örgütler yıkmak için değil, yapmak için seçilirler. Fakat üzüntüyle izledik ki 2014-2019 yılları arasında İzmir’imizin en gözde emek kenti olan Aliağa’da “Emek Şenlikleri” yıkıldı.

Peki bu şirin emek kentinde yalnızca emek şenlikleri mi yıkıldı? Hayır, aslında Aliağa’da emeğe saygı makamı yıkıldı, yerle bir edildi.

MHP’li Başkan’ın göreve geldiği 2014 yılında Aliağa Belediyesindeki çalışan sayısı 650’dir. Bu süre zarfında çalışan sayısı 1.150 çıkartılmış, yani yeni iş sahaları açılmış, farklı emekçi kardeşlerimiz de bu sahalarda istihdam edilmiş. Ama 2019 yılına gelindiğinde bu 1.150 emekçinin 250’sinin işlerine son verilmiş. Bu emekçilerin pek çoğu 15 yılın üstünde kıdeme sahip emekçiler ve karı koca çalışanların ikisi birden, hasta raporlu olanlar raporu bitmeden, doğum izninde olanlar izinleri bitmedin işsiz bırakılmışlar. Emek kentinin başkanına bu yakışır mı?

Aliağa’da gördüğüm kadarıyla büyük bir direnç var. Haklı olarak insanlar ekmeğini geri istiyor. Emek şenliklerinin yeniden yapılması herkese büyük moral oldu. İşten atılan işçiler başta olmak üzere, İzmir Büyük Şehir Belediyesi’nin bu emeğine Aliağa halkının katılımı da gerçekten takdire değerdi.

24. Emek ve Barış Şenlikleri’ne katkı koyan herkes var olsun, dayanışmaları çok özel, değerli. Ama bir emeğe özel vurgu yapmasam da olmaz. Aliağa Belediyesi eski Kültür ve Halkla İlişkiler sorumlusu ve eskiden de şenliklerin gerçekleştirilmesini üstlenen sevgili Yücel Laçinel; şefkatten bir nehir gibi hâlâ akıp duruyor Aliağa’da, var olsun!