Ahmet Mutuoğlu

İzgazete'de yazdığım ilk yazı...

Yeniden yazmaya başladığımı haber veremedim Ahmet abiye, ağır bir kalp krizi geçirmiş daha henüz ayağa kalkmıştı.

Heyecan, üzüntü, stres gibi duygulardan uzak durması lazımdı, demedim bende; "Abi yeniden yazmaya başladım" diye...

Çünkü heyecanlanırdı buna...

Fazlasıya sevinirdi...

Henüz ilk yazımı yazamadan ölüm haberini aldım.

Ve bu gazetede ilk yazım oldu, son olacağını da sanmıyorum...

Ahmet abi gittikten sonra bizler yokluğunu iliklerimize kadar hissettik...

Hem de daha bir hafta sonra...

Sınıf mücadelesinde öyle büyük bir boşluğu doldurduğunu gidince anladık...

Sendikaların sonbahar yaprakları gibi teker teker sarardığı günlerde umut ışığı olduğunu O'ndan sonra anladık.

Tabi, karartmadık enseyi tümden, halen umudumuz diri.

Çünkü bize nasıl ışık olunur öğretti.

Bize bıraktığı bayrağı yere düşürmemek ve taşımak için fırsat kolluyoruz.

Adını ve mücadelesini mutlaka yaşataşağız, ardından böyle söz vermiştik.

Umudumuz bugün bir kat daha arttı...

Narlıdere Belediyesi bugün öyle güzel, öyle onurlu bir işe imza attı ki gerçekten işci sınıfı olarak çok gururlandık, çok umutlandık...

Narlıdere Belediyesi Başkan Abdül Batur'un katkısı ile Narlıdere Altıevler Mahallesi, Demirler sokakta bulunan bir parka Belediye İş 2 Nolu Şube Başkanı Ahmet Mutuoğlu'nun adını verdi.

Ahmet başkan da Narlıdere'deki Uğur Mumcu, Yaşar Kemal, Berkin Elvan, Pir Sultan Abdal parklarının arasında yerini aldı...

Ahmet Başkan Narlıdereye çok yakıştı...

Ahmet abi Altındağ'da yaşıyordu yani Bornova Belediyesi'nin sınırlarında, oradaki bir sokağa yahut bir parka da adı verilebilirdi diye düşünenler oldu...

""Ancak bence öyle değil, kendisinede sorulma imkanı olsaydı, o da Narlıdere'de olmasını isterdi...

Pek kimse bilmez;

Narlıdere Ahmet başkanın mücadeleye başladığı, ilk başkaldırdığı yerdir, ilk sürgüne yollandığı ve sindirmek için her türlü baskıyı gördüğü yerdir...

İlk olarak şuan adı taşıdığı parka yakın biryerde bulunan "Ali Onbaşı" deresine sürülerek başlıyor mücadele serüveni...

O sürgünden öldüğü güne kadar mücadeleye devam etti...

Ahmet abiyi o gün o dereye sürenlerin adını kimse bilmiyor, ancak Ahmet abinin ismi ilelebet o parkta ve mücadelemizde yaşayacak...

Aslında Ahmet abi giderken yoldaşlarına bir şeyi daha öğretti; "Mücadele edersen ismin yaşar, boyun eğersen senin yaşadığını bile kimse hatırlamaz."

Yoldaşları Ahmet abinin mücadelesini sürdürüken onun kollarında; hayal kuran sevgililer, okulu kırıp muzip kahkalarını göğe savuran talebeler, evi olmayan yoksullar, torununu gezdiren dedeler, baharda soluk almak isteyen yaşlılar dolaşacak...

Zalim unutulurken, sürgünle başlayan mücadele kaldığı yerden insanlığa hizmet etmeye devam edecek...

Düşündükçe içim umutla doluyor, benim için çok büyük bir kıvanç...

Bu projeyi düşünenler, hayata geçirenler var olsun...

 

- - - - -