Şubat'ın başlarıydı. Isparta'da 3 gün mü 4 gün mü, öyle bir şey elektrik yoktu.

Kış günü... Kimsenin umru olmadı.

Dur yanlış oldu, umru olması gerekenler sustu, hayatında Isparta'nın yolunu bilmeyen duyarlı insanlar sosyal medya üzerinden Isparta halkının yanında oldu.

Meğer Isparta'da acayip duyarlı, heyecanlı, böyle aşırı hassas gençler varmış. Bunlar Milli Gençlik Vakfı ve Anadolu Gençlik Derneği diye bir oluşum kurmuşlar.

İsmi pek afilli...

İşte o zamanlar bu aşşşırı hassas çocuklar hiç tepki göstermemiş. Isparta soğuk ve karanlığa mahkum edildiğinde, alıştıkları ortam olacak ki, sus pus olmuşlar.

***

Sonra aradan aylar geçmiş, memlekete bahar gelmiş… Isparta’ya da...

Gül festivali düzenlenecekmiş.

Melek Mosso, Derya Uluğ ve Funda Arar'ın konser vermesi kararlaştırılmış.

Ama işte o ahlak bekçisi Vakıf ve Dernek bu işe çok bozulmuş.

Ne demekmiş Melek Mosso!

Hani bir konserinde şunları söyleyen Mosso mu?

“Açmak istiyorsanız açın, konuşmak istiyorsanız konuşun, kimsenin nasıl davranmanız gerektiğini söylemesine, nasıl konuşmanız gerektiğini söylemesine, nasıl davranmanız gerektiğini söylemesine izin vermeyin. Konuşmak isterseniz konuşun. Size ne yapacağınızı söylemelerine ihtiyacınız yok kızlar! Sizin kendi kanatlarınız var. Kimsenin kanatları altında durmaya ihtiyacınız yok. Uçun! Size bunu söyleyenlere de babayı alırsınız deyin!”

Ve o parmak işareti!

***

Oh! Eline diline sağlık Melek!

Bu arada o dönem şort giydiği için dövülen hatta öldürülen kadınlar gündemdeydi.

O yüzden bu konuşma daha da cuk oturmuştu.

Ama artık gündüz programlarından öğrendik… Karılarını sürekli aldatan, ikinci üçüncü nikahları(!) kendilerine hak gören ve arkalarında üç beş çocuk bırakıp Tik Tok’tan buldukları adamlara kaçan kadınların o muhafazakar(!) dünyası böyle bir söyleme tahammül edemezdi.

Etmediler.

Bu üç kadını istemezük dediler ve yerine Seda Sayan, Işın Karaca ve Niran Ünsal çağırıldı.

Niran bir ara türbanı denemişti. Işın, Gülşen’in kıyafetlerinden kızı etkileniyor diye ağlamıştı.

Seda desen iki karısını da doğrayarak öldüren adamı konuk edip “Ayol bakın şunun yüzünün masumiyetine hiç katil suratı var mı?” falan demişti. Ölen kadınların birinin oğlu çok zoruna gittiği için programa bağlandığında çocuğa avaz avaz çemkirmişti. Daha çok vukuatı var da zaten herkes her şeyi biliyor.

***

İki yüzlü, riyakar, dini paravan yapıp her tür ahlaksızlığı mübah sayan kısmın pespaye bir şovu daha idi bu olay.

Bunlar son gösteriler.

Devran illa ki dönecek.

Çok az kaldı.

Üç kuruş için muktedire diz çökenler artık sürünecek bile bir diz bulamayacaklar.

Ama bunlar utanmaz. Türkiye’nin içinden geçtiği bu utanç dönemi son bulduğunda yeni muktedir kimse ona yanaşırlar.

Ama biz unutmayacağız. Affetmeyeceğiz. Tek tek hesap soracağız.

Yeni dedikleri çürük düzenin gübreleri olacaklar.

Vallahi de olacaklar billahi de olacaklar!

(Ben bu yazıyı yazarken Isparta Gül Festivali hava muhalefeti gerekçesiyle iptal edilmişti. Umarım o festival meydanı boş kaldığı içindir. Umarım böyle bir dik duruş sergilemişsinizdir Isparta!)