‘Gün doğdu hep uyandık, siperlere dayandık’

İzmir Gündoğdu’da ‘Cumhuriyet ve Demokrasi’ için yüz binler meydana aktı. Türkiye’de siyasetin iflası ve devletin yeniden yapılanma süreci başlarken hepimizin zihinleri adeta fabrika ayarlarına dönme eğilimine girdi.

15 Temmuz’da herkes demokrasi çığlığı attı. Her ne şekilde olursa olsun milli iradeye doğrulan silahların önünde siper olduk.

Üç yıl önce Gezi’de siper olduğumuz gibi bugün de aynı ruhla ve heyecanla, o zaman diktaya şimdi darbeye karşı biriz, beraberiz. Ne darbeye ne diktaya geçit yok bu topraklarda.

Gezi’yi en çok saptıran yayın organları, bugünün terör örgütü mensupları. Hal böyle olunca, geriye dönük tüm söylemler gözden geçirilmeye başlandı.

TSK üzerine oynanan oyunlar ilk ortaya çıkanlar oldu. Haksız yere görevden uzaklaştırılanlar, eğitim hayatı son bulanlar hikayelerini paylaştı. Ergenekon ve Balyoz sanıkları yeniden göreve geçti. Kritik görev yerlerine getirilen o dönemin hainleri, bugünün kahramanları oldu.

Şimdi, Gezi’ye sahip çıkma sırası Adalet ve Kalkınma Partisi’nde.

Dün tutuklanan o zamanın İstanbul Valisi konuyla ilgili adım atıldığını gösteriyor. Yenikapı’ya tüm liderler sempatiyle bakarken İstanbul’da #direnGezi diyebilecek yürekler aranıyor. Çünkü, üç yıl önce yine İstanbul’da dayatmacı zihniyete karşı mücadele ettik, bir olduk; tomaların akreplerin önüne yattık. Polis, her ne kadar silahını, gaz fişeğini doğrulttuysa da kimden emir aldığını dün itibariyle gördük.

Cumhurbaşkanı, Başkabakanlığı döneminde FETÖ’yü desteklediklerini ve iyi niyetle yardımcı olduklarını açıkladı. O zamanlar ‘Gün gelecek, devran dönecek AKP halka hesap verecek’ diyorduk. Bugün, Cumhurbaşkanı, halka hesap vermemiz gerekiyor, dedi. Halka hesap verirken sorgulamamız da bekleniyordur diye düşünerek soruyorum:

*Ahmet Necdet Sezer’in Cumhurbaşkanlığı döneminde, 25 Ağustos 2004 tarihli Milli Güvenlik Kurulu toplantısında alınan Nurculuk hareketi ve Fettullah Gülen örgütlenmesi hakkında araştırma komisyonu kurulması ve konunun takip edilmesi kararına uymamanın cezası kime kesilecek?

*Açıkça ‘ahmak’ olduğunu kabul eden dönemin Bakanı hakkında hükümet bugün ne yapacak?

*İşadamları, öğretim üyeleri, polisler, öğretmenler FETÖ üyeliği ya da destekçiliği nedeniyle görevden alınıyor, siyasiler bunun hesabını nasıl verecek?

‘Yolumuz devrim yolu, gelin kardaşlar gelin’

Bugün, korkunun değil; cesaretin anındayız.

Yıllarca cemaatlerin devlet içerisinde, okullarda, üniversitelerde, emniyette örgütlenme sürecini gözümüzü kırpmadan eleştirdik, ‘laiklik’ diye haykırdık. O zaman, suçlu olduk, ceza aldık, hakarete uğradık, ezildik.

Bugün, yine aynı hükümet yönetimindeyiz ve dediğimize gelindi.

Demokrasi için birbirimize ihtiyacımız var; hırslar ve egolar üzerine değil, ilkeler üzerine kurulu bir devlet yönetiminin inşa edilmesi beklentisindeyim.

Bugün, yeniden demokrasi, daha katılımcı, özgürlükçü ve bağımsız bir yönetimin gerçekleşmesini umut ediyorum.

İzmir Atatürk Lisesi’nde Adalet Arayışı

1888’de kurulan ve 130. Yılına doğru yaklaşan köklü eğitim kurumu ve parçası olmaktan onur duyduğum lisemde bir grup ihbarcı, altı EğitimSen’li öğretmenimizin adını İzmir Valiliği’ne bildirmiş.

O öğretmenler ki lise hayatım boyunca beni FETÖ ve tüm cemaat yapılanmalarından koruyan, adeta kalkan olan öğretmenlerimdir. Kimse bana ‘sosyal medya paylaşımı’, ‘cumhurbaşkanına hakaret’ iddiları gibi boş, mesnetsiz ve ülke gündeminden bihaber yorumlarla gelmesin. Cumhurbaşkanı tüm hakaret davalarını geri çektiği gün İzmir Valiliği, buna karşı mı işlem yapıyor?

Açıkça ihbar üzerine, kendi açıklarını kapatmak isteyen bir grup şahsiyetsizin yarattığı kafa karışıklığıyla görevden uzaklaştırılan altı pırlantamız için tetikteyim.

Bilesiniz ki, o yüce gönüllü öğretmenlerim altı ilkem gibidir. Hepsinin gözündeki bir damla yaş, ellerindeki huzursuz titreme beni daha güçlendirir; öfkem, insansız bedenlerinize doğrulur. Kimse, değerlerle ve gerçek mücadele alanlarının karşısında ‘biat’la duramaz. Adalet, evrende tecelli eden ve tarih boyunca bu örneklerle doludur. Şimdi, arınma, fabrika ayarlarına dönme zamanıysa, yaptınığınız yanlışı vicdanınızda hissederek zihninizi, kalbinizi temizleyin, hep birlikte insan hakları ve özgürlükler üzerine kurulu bir demokrasinin gerçekleşmesini sağlayalım.

- - - -