Bir solukta okudunuz ilk iki yazıyı. Nasıl bir yöntem kullandığım anlaşılmıştır. Yine de yazıların devamı hakkında biraz ipucu vererek heyecanımızı yükseltelim istiyorum.

Öncelikle ilk yazıları okuduğunda hissettiklerini paylaşan dostlarım oldu. Onların geribildirimleri sayesinde cesaretim yükseldi.

Şirinceli olmaya çalışan bir Şirinceli olarak kendimi içinde gördüğüm köye dışarıdan gelenlerden biriyim. İlk yazıda paylaştım, 15 yıl öncesine kadar Şirince’de ailecek kalabildiğimiz bir yaşam alanımız yoktu. Şirince’de uyuyamıyorduk.

Şirince’de uyumadan, Şirinceli olunur mu?

Kültürleri Yaşatan Kooperatif

Kültür, birlikte yaşam sayesinde ürer, çoğalır. Kültürü paylaşmak, yaşamı paylaşmakla mümkündür. Kültür bizim en değerli mirasımızdır. Bu yazıların kaleme alındığı  günlerde kültürü yaşatmak, halk biliminin görünürlüğünü artırmak için bir kooperatif kuruldu: Yaren Kooperatif.

Yaren Kooperatif internet sitesinde der ki “On binlerce yıllık geçmişi, üzerinden geçen onlarca medeniyet sayesinde zenginleşen bu kültürü geleceğe aktarabildiğimiz kadarıyla var olabiliriz.” Şirince’nin ve bizlerin var olabilmesi için Şirince’nin kültürünün var olması gerektiğini anlıyorum. Öyleyse Şirince’nin kültürünü hızla popüler kültürle buluşturan endüstriyel turizm temsilcilerini durup düşünmeye davet ediyorum.

Ne kadar Şirinceliyim?

Şirinceli olmak için çok iyi insan olmak, herkesle iyi geçinmek ya da herkese iyi davranmak yeterli değil. Hepimiz iyi insanlarız varsayımıyla düşünüyorum ve buna rağmen iyiliğin bir şeyler için yeterli olmadığını düşünüyorum.

Şirinceli olmak, Şirince’yi yaşamak, Şirince’nin kültürünü yaşatmak, Şirince’deki yaşamın pratiklerine ekonomik çıkarlar olmadan karışmak demek. Şirinceliyim diyenlerin niyet ortaklığı sayesinde Şirince’nin doğal ve kültürel mirasını korumak, yaşatmak, yarınlara aktarmak mümkündür.

Bu yazı dizisi, ben ve benim gibi Şirince’ye dışarıdan gelen insanlara tavsiyeler verirken Şirincelilerin hikayelerini görünür hale getirmeyi amaç edindi.

Kötüyü yenmek için kötüyle savaşmaya ihtiyacımız yok. “İyi”yi çoğaltmak kötülüğü bir gün elbet yenecektir. Niyetlerimize güvenmemiz yeterli.

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı’nı kutladığımız bugün, Şirinceli çocukların da sesi bu köşeden duyulsun. Ece, Efe, Ahmet, Eylül, Maya, Öykü, Ekin, Heran ve sayamadığım nicesi, bizim çocuklarımız... Köyümüzü en azından bulduğumuz gibi Şirinceli çocuklara emanet etmek zorundayız. Bu süreçte gerçekleşen tüm bozunmalar hepimizin sorumluluğunda.

“Ben hiçbir zarar vermedim, hep iyi oldum, hep iyi konuştum.” demek yetmez. Hatta “Ben zamanında Şirince’ye suyunu, elektriğini verdim, ben Şirincelilere istihdam sağladım, şu şu şu ailelere baktım” demek Şirince’nin kültürünü nasıl yok ettiğinin kanıtı demek olmaz mı?

“Yetmez”e Ama Eklersek Kaybederiz

Bir şey yetmiyorsa o şeyin uzun vadede kendiliğinden yeterli hale gelmesi beklenemez.

Sizlere sesleniyorum, kendinizi onurlandırmaktan öteye geçmeyen iyilikleriniz yetmiyor. Ve yetmeyen iyiliklere Şirinceliler asla “evet” demez.

Bu yazılara kimler mi konuk olacak Şirince’nin kültürünü koruyan, yaşatan ve kendi değerleriyle yüreğini paylaşanlar. Yani, bir yol ayrımındayız. Dünyanın durduğu bugünlerde bir tercih yapmak zorundayız. Tarafım açık “Sevdamız Şirince” diyenlerle ortaklaşmak, değerlerimizi dayanışmayla korumak. Devletin koyduğu kurallara uyarken birbirimizi gözetmek ve duymak.

Hatalarını örtmek isteyenlerin ne bilimin ne de sanatın arkasına sığınmasına geçit yok. 40 yıldır Şirince’deki haksız zenginleşmenin Şirince kültürünü yok etmeye devam etmesine asla izin vermez köyümüzün çocukları.

Bir sonraki yazımızın konusu 40 yıldır her şeye rağmen ayakta durup Şirince’ye değer katan, Şirince kültürünü yürekten sahiplenmiş ve kendi değerleriyle harmanlamış Üzüm Kafe.

Köyümüzün ilk kafe düzenindeki mekanı ve bugün Şirince bağlarındaki üzümden yapılan şarapları bulabileceğiniz nadir mekanlardan biri.

Devamında, Kayser Dağına doğru ilerleyip Şirince’yle bütünleşen kıymetlimiz Nesin Matematik Köyü’ne uzanacağız...

“23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramımızın 100. yılı kutlu olsun! Bayramları nesilden nesile değerlerimizi yaşatarak aktartmak umuduyla!”