İnsanın yaşadığı bir ömür, hayalleri ile umutları sadece bir ömür; büyük bir çoğunluğun hayallerini, umutlarını hep sonraki baharlara bırakmak zorunda kaldığı bir garip dünyadan umutlarından ve hayallerinden dahi vazgeçmiş yaşamayı da bir başka bahara bırakmaya hazırlanan garip bir dünyaya doğru hızla yol alıyor insanlık.

Bir yıllık insan zamanının maskeler ardında geçirilmesinin sıkıcılığı düşünüldüğünde altmış, yetmiş yıllık insan ömrünün gözleri, kulakları bağlanmış, ağzı dili bağlanmış halde geçirilmesinin muhasebesi nasıl yapılabilir ki?

***

Bir yıl geçti, maskelerle, dezenfektanlarla, çocukların ve belirli yaşın üzerindekilerin sokağa çıkamadığı bir yıl oldu, bazı toplanmaların yasak bazı toplanmaların serbest olduğu bir yıl oldu; Ayasofya’ya gitmenin serbest, işten atıldığı için grev yapmanın yasak olduğu bir yıl.

İronilerle dolu bir yıl, yönetilememiş bir sağlık sisteminde ayakta kalıp insanları iyileştirilmeye çalışırken kendileri ölen sağlıkçılara, bir özlük hakkını bile çok gören bir yıl oldu.

Tam bir yıl geçti, internete bağlanmayan çocukların eğitim alamamasından bu yana.

Bir yıl geçti, barolardan, madencilerden ve adalet aramaya çalışanlardan bu yana.

Çok şey oldu 2020’de, peki 2020 gerçekten farklı mıydı diğer yıllardan, her yıl bir parça insanlığımızı, bir parça yaşam hakkımızı, eğitim hakkımızı, sağlık hakkımızı, çalışma ve insanca yaşama hakkımızı yitirerek gelmedik mi 2020’e?

Bütün bu yılların en kötü çocuğu 2020 mi?

***

Dünyada yönetenlerin argümanları vardır, yönetmenin dili, zaten yapılması gerekenin fazladan yapıldığı, kaynağın halka ait olmasına karşın yönetene aitmişçesine yapıldığını söylemek ve fazlasını istemenin nankörlükten öte bir şey olmadığını anlatmak üzerine kurulmamış mıdır yüzyıllardır?

Halkı halk adına yönetmek anlayışının yerini belki de bu anlayış daha yeni doğmuşken halkı, halktan olan bazı insanlara rağmen yönetmek almıştı belki de.

Yönetenin bir dili, iktidarın her felakete her yetersizliğe karşı bir savunma dili yönetme ve yönetilme ilişkisinde hep mevcuttu.

Ne de olsa kendi dünyasına atom bombası atmış, kendi insan kardeşleri için toplama kampları yapmış, işkencenin türlü türlü yöntemini icat etmiş insanlığın torunlarıyız biz de.

Ama savaşa karşı çıkan, direnen, emek, insan, çevre, hak, adalet diyenlerin de torunlarıyız, çocuklarıyız ve zaman zaman belki de kendileriyiz.

İnsanın kendisine karşı kazandığı hakların, biraz olsun insanca yaşam vadeden hakların teorisyenlerinin, savunucularının da.

***

Yönetmenin eşsiz tadında kendilerine Olimpos Dağındaki ırmağın yüzeyinde yansıyan görüntülerine aşık olanları bir kenara bırakıp da, onlara aşık olan olmuş, aşklarından ölmüş Ekho’lara bakmanın zamanı gelmedi mi hala? Aslında yaşamı başka baharlara bırakmamız gerektiğini onlar öğütlemiyor mu? Onlar değil mi ki, belki yönetene değil de yönetmeye aşık olmuş olanlar?

Asıl burada sorun, Gavroche’un, Lavoisier’in, Deniz’in, her şeye rağmen direnen insanların da neslinden gelmiş olduğumuzu, benliğimizi bu insanların da oluşturduğunu kısık sesle söylemekten bile korkanların olmasında sorun.

***

Güney Afrika’da yaşanan ırkçılık sonrasında kaygan bir kavram olan adaletin başka bir yönden tecellisisi için Hakikat ve Uzlaşma Komisyonları oluşturulmuştu. Komisyonların bir açıdan amacı, hukuksal bir sonuçtan öte gerçekle toplum vicdanını buluşturmak ve ırkçılığın sonuç ve faillerine ne ceza verirseniz verin toplum vicdanında yargılaması yapılmadığı sürece, pişmanlık ve toplumla yeniden uzlaşmama olmaksızın bir arada yaşamanın mümkün olamayacağından hareketle, gerçekle toplumu yan yana getirmekti. Dünyadaki belki de tek ve en etkili örneği oldu.

***

Bazı tesadüfler tek başına bazı zamanların özeti olurlar. 2020’e geliş yolculuğunu anlamanın özeti oldu, 2020 yılının son zamanlarında yaşanan tesadüfler de. 42 yıl geçen, toplumsal vicdanın faillerini bildiği, hukukun faillerini bulmadığı, adalet ile vicdanın bir araya gelmediği neredeyse yarım asır. Maraş Katliamın olduğu gün yapılan bir ziyaret. Niyetinden bağımsız, anlaşılması gerekmeyen ama vicdanımıza hiç hitap etmeyen bir ziyaret.

Değiştirmek isteyenler için, toplumu beraber tutmanın da, muhalafet etmenin de ve hatta yönetmenin de güzel örnekleri var aslında; ama zaman, mekan ve insan ile vicdanı aynı anda bir araya getirmek gerekli.

***

2020 sadece bir sayı ve 2020’ye gelen yol önemli, umudumuzu başka bahara istemiyoruz, umudumuzu bıraksak bile yaşam başka bahara bırakılamaz, bizim için yaşam sadece bu baharda var.

2021 sadece bir sayı olmasın, zaman, mekan, insan ve vicdanın yılı olsun.